Ertuğrulgazi Yörük Türkmen Dernekleri Federasyonu tarafından düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılmak üzere Eskişehir'e gelen Namık Kemal Zeybek, konferans öncesi tarihi evlerin bulunduğu Odunpazarı semtini gezdi. Odunpazarı semtinde AK Parti'li Odunpazarı İlçe Belediye Başkanı Burhan Sakallı ile karşılaşan Zeybek, bir süre Sakallı ile sohbet etti. Daha sonra Hacı Bektaş-i Veli Derneği'ni ziyaret eden Zeybek'e burada aşure ikramında bulunuldu.

Ziyaretlerin ardından Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Taşbaşı Kültür Merkezi'ndeki "Türk lük ve Türk Dünyası" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Namık Kemal Zeybek, Türklüğün Türk milliyetçiliğinin doğru manada kitabını Ziya Gökalp'in yazdığını belirterek şunları söyledi:

"Ziya Gökalp diyor ki kim benim milletimdendir? Dini dilimden, dili bilimden olandır. Bu iki husus belirleyicidir. Bazen dil tek başına milleti belirler bazen de din belirler. Bazen din önceden belirler dil takip eder, bazen de tam tersi olur. Millet öyle şu deyip de tanımlanan bir şey değildir. Örnekler verip anlatacağım. Bizim milletimiz tarihin derinliklerinden gelmiştir. Tarihin derinliklerinden gelen Türk Milleti denildiği gibi sosyal kurumlar gibidir. Millet sanıldığı gibi statik durağan, bir varlık değildir. Dinamiktir her daim yeniden doğar, yerinden doğar. Doğarken yeniden dönüşür ve değişir. Siz sanmıyorsunuz ki bundan 2 bin yıl önce Türk Milleti neyse aynı. 2 bin yıl sonra da böyledir. Böyle bir millet yok olamaz. Her an yeniden var olur. Ben milletleri denizlere benzetirim. Onlar binlerce yıllardan beni var. Jeolojik dönemlerde oluşmuşlar. Mesela Karadeniz'in suları güneş sayesinde buharlaşır bulut olurlar sonra yağmur olur yağarlar. Nereye Akdeniz'e. Onlar Karadeniz'den buharlaştıktan itibaren Karadeniz suyu olmaktan çıkarlar, Akdeniz'in suyu olurlar. Karadeniz Akdeniz vardır. Onlar değişmez ama birbirlerinin sularından alıp verirler. Niteliklerini bozmazlar. Karadeniz'in suyu daha tuzludur ama derinliklerde tatlı suları vardır. Her denizin ayrı özellikleri vardır. Ama birbirlerinden aldıkları suyu kendilerini etkilemezler. Bunu niye söylüyorum? Milletler de böyledir. Türkler Arap ülkelerine giderler oralarda kalırlar. Arap milletinin insanları da Türk milletine gelirler. Zamanla birbirlerinin milletinin mensupları haline gelirler. Mesela Mısır'da büyükelçi ile konuşuyoruz. 'Mısır'ın yüzde 20'si Türk asıllıdır' dedi. Evet zamanında Mısır'a giden Türkler oralarda Mısırlı olmuş ama Türk asıllı Arap olmuşlar. Artık onlar Arap'tır. Asırlarca Mısır bizim milletimiz değil miydi. Millet bir dil etrafından oluşturulan bir bilinç alanıdır. İnsanlar dil etrafından birleşerek bir millet bilinci meydana getirirler. O dilin etrafında birleşen bilinci kabul edenler o milletin insanı kabul eder kendisini. Bazı insanlar der ki 'sen Çerkezsin bak orada Çerkezler var.' Gider bakarsın ki oraya yabancısın. İşte orada yaşamaya ve o bilinç altında yaşamaya alışmışsındır. Orada mutlusundur. İşte milletler böyle oluşur. Dinamik ve değişkendir. Ama aslını kaybetmeyendir."

SK(EK/SSA)