Konu ile ilgili olarak Hava-İş resmi internet sitesinde yapılan açıklamada, Yüksek Hakem Kurulu’nun imzaladığı toplu iş sözleşmesinin henüz taraflara tebliğ edilmediği ifade edildi.


Yazılı açıklamada şöyle denildi.



“Değerli Üyelerimiz; THY yönetimin isteği ile AKP milletvekillerinin kanun teklifi ile getirilen demokrasi ayıbı grev yasağı yüzünden Yüksek Hakem Kuruluna gönderilmek zorunda kalınan 23. Dönem Toplu İş Sözleşmemiz Yüksek Hakem Kurulunda bugün imzalanmıştır.



Konfederasyonuz Türk-İş adına toplantıya katılan Sayın Naci Ünsal tarafından Genel Başkanımıza bu konuda şifahi bilgi verilmiştir.



Yüksek Hakem Kurulunun imzaladığı toplu iş sözleşme metni ve Kurul Tutanağı henüz taraflara tebliğ edilmediğinden, ayrıntılar sizlere bu resmi tutanak tarafımıza iletildiğinde açıklanacaktır.


 


Kendilerine Türk-İş tarafından şifahi bilgi verildiği belirtilen yazılı açıklamada şöyle devam etti:


“Sendikamızın Türk-İş’den de talebi olan 22. toplu iş sözleşmesindeki kazanılmış hakların hiçbir şekilde geriye götürülmemesi Kurulda kabul edilmiştir. Yine sendikamızın talebi olan reel ücretlerde kayıplara yol açacak ücret artışları olmaması yönünde ki görüşü çerçevesinde sözleşmenin yürürlülük süresi 2 yıl olarak belirlenmiş; İşverenin 1. Yıl %3, 2. Yıl %3, sendikanın ortalama 1. yıl için istediği olan % 17 ücret tekliflerine karşı



• Ücret zammı olarak 1 yıl için; 1. Altı ay %5, 2. Altı Ay %5 oranında



• 2 yıl; 3. Altı ay %4, 4. Altı ay için %3 oranında zam yapılmıştır.



Ayrıca demokrasi ayıbı grev yasağına karşı Hava-İş sendikasının verdiği demokratik mücadelede bu konuda bedel ödeyerek, hala dış hatlarda grev yasağına hayır diyen ve işe geri dönüş mücadelesi veren THY’nin onurlu Direnişçi İşçilerinin işe iadesi ile ilgili olarak Türk-İş Tutanağa muhalefet şerhi koymuştur.



Elbette 3. taraf olan bir kurumca sözleşmenin imzalanması işverenin utanması gereken bir durumdur. Çünkü grev yasağını onlar istediler ve Yüksek Hakem Kurulunu onlar devreye soktular.



Ancak onlar Hava-İş ve THY işçilerinin direniş ve demokrasi mücadelesinin hangi boyutlara geleceğinin hesabını yapamadılar. THY işçilerinin, ulusal ve uluslararası kamuoyuna mal olan ve ülkemiz işçi sınıfı tarihine geçen 66. Günündeki direnişi haklarımıza el uzatmayı yasaklarla sağlamaya çalışan THY Yönetimin önünde onurluca kurulan bir set oldu. Onlar içeride gözdağı tehdit ve baskılarla boyun eğdirilmek istenen, susturulmak istenen işçilerin sesi ve gücü oldular. Bu arkadaşlarımızın mücadelesine ne kadar saygı duysak azdır.



Şimdi bu direnişe daha bir büyük destekle sahip çıkmamız ve güçlendirmemiz gerekiyor. Çünkü yasa tanımaz ve aymaz THY Yönetimin saldırılarına nasıl engel olunacağının yolunu onurla direnen arkadaşlarımız bizlere gösteriyor. Bu direniş devam edecek ve başarıya ulaşacaktır.



5 ay sonra yeni bir toplu iş sözleşme süreci başlayacak ancak işverenin haklarımıza karşı saldırıları örgütlü davranmaz isek devam edecek, bu nedenle örgütlü mücadelemizi, birlik ve bütünlüğümüzü geliştirmeliyiz. Saygılarımızla.”



 İY (ET)