İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Balyoz Davası'nın 91. duruşması sona erdi. Mahkeme Başkanı Ömer Diken öğleden sonra, sanıklara "İstanbul Barosu'ndan avukat istiyor musunuz, avukatınız neden duruşmalara gelmiyor?" diye tek tek sordu. Tutuklu sanıklardan MHP İstanbul Milletvekili, emekli Korgeneral Engin Alan avukatı Ayhan Nacak'ın vekilliğinden ayrıldığını, kendisine yeni bir avukat tutacağını belirtti. Bazı sanıklar ise "Avukat istersek söyleriz" diyerek mahkeye tepki gösterdi.


Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına ise Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in tanık olarak dinlenmesini talep etti. Sanık Fırtına darbe planı yapıldığı iddia edilen 2002-2003 tarihlerinde Kara Harp Akademisi Komutanı olduğunu, o dönemde Özel'in emrinde çalışan subayların bu davada sanık olarak yargılandığını belirtti. Fırtına ayrıca emekli orgeneraller Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman'ın da tanık olarak dinlenilmesi talep etti. Mahkeme Başkanı Diken de Özkök ve Aytaç Yalman'ın tanık olarak dinlenmesi talebinin daha önce reddedilerek karara bağlandığını hatırlattı.

Mahkeme Başkanı Ömer Diken'in uyarısını dikkate alan sanıkların ve izleyicilerin üzerinde "Adil yargılama istiyoruz" yazılı tişörtleri çıkardıkları gözlendi. Mahkemenin aldığı ara kararlar üye hakim Murat Üründü tarafından açıklandı.


İSTANBUL BARO'SUNDAN YENİDEN AVUKAT İSTENDİ


2 sayfalık kararda önceki duruşmada sanıklara İstanbul Barosu tarafından avukat istendiği, ancak avukat-sanık ilişkilerinin devam ettiği gerekçesiyle Baro tarafından avukat görevlendirmesinin yapılmadığının bildirildiği hatırlatıldı. Kararda, "Sanıkların büyük çoğunluğunun avukatlarının son celselere mazeretsiz olarak katılmadıkları, her ne kadar aralarında vekalet ilişkisi bulunsa da sanık avukatlarının avukatlık görevini mahkemeye tepki mahiyetinde fiilen yerine getirmedikleri anlaşılmıştır" denildi. CMK hükümleri gereğince avukat bulundurulmasının zorunlu olduğu hatırlatılan kararda sanıklara zorunlu avukat atanması için vekalet ilişkisinin sona ermesini beklemenin mahkemenin karar vermesinin sanıklar ve avukatlarınca engelleneceğinin altı çizildi. Kararda "Mahkemenin işleyişini vekaletnameli avukat ile sanığın subjektif insiyatiflerine bırakılacağı, CMK'nın 188/1'inci maddesince avukatın duruşmada bulunmasının gerekli olduğu, yargılamanın diğer sujelerinin nasıl keyfi olarak duruşmaya katılmaktan imtina edemiyorlarsa avukatların da bu yola başvuramayacakları..." ifadesine yer verildi. Mahkeme bu açıklamaların ardından İstanbul Baro'suna yeniden müzekkere yazılmasına karar vererek, mazeretsiz olarak duruşmalara katılmayan sanık avukatlarının yerine CMK'nın 150. maddeleri gereğince müdaafi görevlendirilmesinin istenilmesine, müzekkere gereği yerine getirilmediği takdirde ilgililer haklarında yasal işlem yapılacağını belirtti.


AVUKATLARA HAKKINDA SUÇ DUYURUSU


Mahkeme mazeretsiz olarak duruşmalara katılmayan sanık avukatları hakkında Avukatlık Kanunu'nun 62. Maddesini de dikkate Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Kararda ayrıca avukatların 26-27-29 Mart ve 5-6-19 Nisan tarihlerinde duruşmalara katılmadığı belirtildi.


TANIK DİNLETTİRME TALEPLERİ REDDEDİLDİ


Emekli orgeneraller Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman'ında aralarında bulunduğu kişilerin tanık olarak dinlenilmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif yapılması taleplerini reddeden Mahkeme Heyeti, tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin daha sonra değerlendirilmesine karar vererek duruşmayı 3 Mayıs saat 09.30'a ertelendi.


(BB)