19 Ekim 2012'de Ergenekon Davası'na bakan mahkeme, tanık olarak çağrılmasına rağmen gelmeyen Adli Tıp Uzmanı Prof.Dr. Sevil Atasoy'un duruşmaya zorla getirilmesine karar vermişti. Atasoy'un, Doç. Dr. Ümit Sayın ile birlikte İÜ Adli Tıp Enstitüsü'ndeki öğretim üyeleri hakkında, dönemin 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hurşit Tolon'a rapor sundukları iddia ediliyor. Mahkeme 24 Eylül 2012'de Sevil Atasoy'un tanık olarak dinlenilmesine kararlaştırmıştı.

TOLON İLE NASIL TANIŞTIĞINI ANLATTI

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'de görülen 65'i tutuklu 274 sanıklı Ergenekon Davası'nın 251. duruşması başladı. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin yanında bulunan büyük salonda yapılan duruşmada emekli Orgeneral Hurşit Tolon, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Gazeteci Tuncay Özkan ve eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin de aralarında bulunduğu 40 tutuklu sanık hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal'ın da aralarında bulunduğu 25 tutuklu sanık duruşmaya katılmadı. Odatv Davası'ndan tutuklu yargılanan bu davanın tutuksuz sanığı Prof. Dr. Yalçın Küçük de duruşmada hazır bulundu.

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, davanın tutuklu sanıklarından emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un savunma tanığı olarak gösterdiği Sevil Atasoy'un dinleneceğini söyledi. Yeminli olarak ifadesi alınan Sevil Atasoy, kimlik tespiti sırasında emekli öğretim üyesi olduğunu belirtti. Mahkeme Başkanı Özese, davada yargılanan sanıklarla arasında bir dava olup olmadığını sordu. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Adli Tıp Enstitüsü'ndeki bazı öğretim üyeleri hakkında düzenlenen ve kapağında kendi adının yazıldığı raporu ilk defa basında gördüğünü söyleyen Tanık Atasoy, "Raporun basında yer almasının ardından, enstitüdeki bazı öğretim üyelerinin şikayeti üzerine hakkımda "Hakaret ve iftira" suçlarından dava açıldı. Hala İstanbul 45. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava görülüyor" dedi.

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, "Dava sanıklarında Hurşit Tolon sizi savunma tanığı olarak gösterdi. Bu nedenle biz de sizi tanık olarak çağırdık. Hurşit Tolon ve Ümit Sayın ile ne zaman tanıştınız? " diye sordu. Yeminli olarak ifade veren Atasoy, İstanbul bünyesinde kurulan Adli Tıp Enstitüsü'nün kurucuları arasında yer aldığını belirterek, Adli Tıp Enstitüsü'nde 18 yıl üst üste müdürlük yaptığını anlattı. Atasoy, "Müdürlüğüm sırasında Amerika'da bulunan ve Farmakoloji alanında çalışan önceden tanıdığım Ümit Sayın (tutuksuz sanık) Türkiye'ye döndü. Adli Tıp Enstitüsü'nde açılan Farmakoloji bölümüne başvurması üzerine enstitüye alındı. Ümit Sayın ile aynı akademik birimde çalışmışlığımız var" dedi. Atasoy, Ümit Sayın'ın hala Adli Tıp Enstitüsü'nde Farmakoloji bölümünde çalıştığını sözlerine ekledi.

Dava sanıklarından Hurşit Tolon ile nasıl tanıştığını da anlatan Sevil Atasoy, "Enstitüdeki müdürlüğümün bitmesine bir kaç gün kala rektörü Mesut Parlak'a ziyarette bulundum. Ailevi konuları konuştuktan sonra üniversiteyle ilgili görüşlerimi içeren raporu kendisine ilettim. Veda ederek ayrıldım. Beni yeniden atayacak mısınız? diye sormadım. Görevli olarak Lahey'e gittim. Oradan telefonla arayarak görev süremin uzatılıp uzatılmadığını sordum. Müdür olarak tayin edilen bir isim söylendi. Yeni müdürün kim olduğunu bilmiyorduk. Enstitü dışındandı. Rektörün yeni müdürü bana neden söylemediğini merak ettim" diye konuştu.

"TOLON'A SORALIM"

Atasoy, "Rektörün, gazetelerde 'yaşlandığı için yeni kuşaklara görev imkanı vermek amacıyla atamasını yapmadım' şeklindeki beyanını okudum. Ben o tarihte 5 yıllığına Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Üretiminde Tahminler Daimi Komisyonu üyeliğine getirilmiştim. Rektörün basına yansıyan bu görüşüne katılmadım. Ne olduğunu anlamak istedim. Tanıdığım kişilere nedenini sormaya başladım. Kimin teklif ettiğini bilmiyorum, ama 1. Ordu Komutanı olan Tolon'a da soralım denildi. Ümit Sayın randevu aldı. 2005 Haziran ayının ortalarında 1. Ordu Komutanlığı'na gittik. 1.5 saat görüştük. Tolon'u daha önce tanımıyordum, şimdi de görsem tanımam. Ben görev süremin neden uzatılmadığı, enstitüde hiç çalışmamış, dışarıdan bir kişinin neden müdür olarak tayin edildiği konularında bilgisi olup olmadığını sordum. Müdür yardımcısı da dışarıdan atandı. 1982 yılından beri emek verdiğim, uluslararası konuma getirdiğim yapının, eğitim ve öğretim aktivitelerini sürdüremeyeceği kaygısına kapıldım. Tolon ile üniversitedeki huzursuzluklar, görevden almalar, yeni tayinler konuşuldu. Konuşma bittiğinde Hurşit Tolon, 'Bunları yazılı olarak verir misiniz?' diyerek ricada bulundu. Ben cevap vermedim. Benim açımdan yazıya dökülecek birşey yoktu. O görüşmenin ardından da başka herhangi bir ordu mensubuyla görüşme yapmadım" diye konuştu.

MAHKEME BAŞKANI: TOLON'DAN NE BEKLİYORDUNUZ?

Babası Şemsi Gök'ün de Adli Tıp Kurumu'nun kuruluşunda büyük emeği olduğunu anlatan Atasoy, "Bu kuruma alternetif yeni bir bilirkişi oluşturmaya dair teklifler vardı, buna karşı çıktım. Yapılan yeni atamalarla "Adli Tıp Kurumu'na alternatif bilirkişi kurumu oluşturuluyor" diye düşündüm ve o dönemde çok kaygılandım" dedi. Mahkeme Başkanı Özese'nin "Tolon'dan ne bekliyordunuz" sorusu üzerine Atasoy, "Müdür olarak neden görevlendirilmediğim konusunda fikri olup olmadığını sormak istedim. O tarihte milletvekillerine, gazetecilere, kimi gördüysem sordum" ifadesini kullandı.

"RAPORUN KAPAĞINA ADIMI YAZANLARIN TANIK OLARAK DİNLENMESİNİ İSTİYORUM"

"Ümit Sayın'ın rapor verdiğini biliyor musunuz?" şeklindeki soru üzerine Atasoy, "Hayır, bilmiyorum. Gazetelerde çıkan haberler üzerine kişiler şikayetçi oldu. Raporun varlığından gazetelerden haberim oldu. Raporun kapak yazısına adım yazanların da tanık olarak dinlenilmesini istiyorum" cevabını verdi.

Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Sevil Atasoy ifadesinin ardından mahkeme heyetinin, savcının ve mahkeme heyetinin sorularını yanıtladı. Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu, "Doç. Dr. Ümit Sayın'ın (tutuksuz sanık) üniversiteye gelmesi konusunda Sadettin Tantan'ı ya da başkasını arayıp aramadığını sordu. Sevil Atasoy ise "Hayır" diye cevap verdi. Üye hakim Haşıloğlu'nun "Bu kadar mağduriyetinize sebep olduğunu söylediğiniz Ümit Sayın hakkında herhangi bir şikayette bulunudunuz mu?" şeklindeki soruyu Atasoy, "Hayır, şikayette bulunmadım. Sayın zaten yargılanıyor." diye yanıtladı.

"BEN RAPOR YAZMADIM OLAYIN AYDINLATILMASINI İSTİYORUM"

Atasoy, "Tolon'a verildiği iddia edilen Adli Tıp Enstitüsü'nde akademik kadroya ilişkin bilgilerin yer aldığı raporu Sayın'ın yazıp yazmadığı bir şekilde ortaya çıkacak. Gerçek mağduriyetime neden olan o mu, yoksa raporun kapak yazısını yazanlar mı, bilmiyorum. Raporun kapak yazısında adımın neden olduğunu anlamaya çalışıyorum. Kapak yazısındaki adım dışında, raporu benim yazdığımı kanıtlayacak tek cümle yok. Ben rapor yazmadım. Vermedim. Olayın aydınlatılmasını istiyorum" dedi.

"HİÇ KİMSENİN SİYASİ GÖRÜŞÜYLE İLGİLENMEM"

Üye hakim Haşıloğlu, tutuklu sanıklardan Hurşit Tolon'un "Yapılan görüşmede kendi sorunlarınızın yanısıra Kürtçülük, İrtica, enstitüde kadrolaşma ve TSK aleyhine faaliyetler konusunda konuştuğunuzu söyledi" dedi.

Sevil Atasoy, "Ben böyle bir beyanda bulunmadım. Bu konularla ilgili zaten bilgi sahibi de değilim. Dolayısıyla benden böyle bir bilgi çıkmaz. Hiç kimsenin siyasi görüşüyle de ilgilenmem. Konuşmanın yüzde 70'i benim kişisel sorunumla ilgiliydi" diye cevap verdi. Üye hakim Haşıloğlu, dava sanıklarından Ümit Sayın'ın "Hurşit Tolon ile zaman zaman görüşürdük. Benden üniversiteyle ilgili bilgi alırdı" dediğini belirtek, bu görüşmelerden haberi olup olmadığıı sordu.

Sevil Atasoy ise "Hayır bu görüşmelerden benim haberim olmadı. Sayın, bana Tolon ile görüşüp görüşmediğine dair bir şey söylemedi" dedi. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese daha sonra aralarında Ümit Sayın'ın da bulunduğu bazı sanıkların fotoğraflarını duruşma salonunda bulunan ekranlara yansıtarak tanıyıp tanımadığını sordu. Fotoğraflara bakan Tanık Atasoy, Ümit Sayın'ı tanıdığını söyledi.

"RAPORU KİMİN YAZDIĞINI BİLMİYORUM"

Tutuklu sanıklarından Hurşit Tolon'un avukatı İlkay Sezer, "Bazı gazetelere röportajlar vermişsiniz. Röportajınızda Ümit Sayın'ın size 'Öyle bir rapor hazırladım ki küçük dilinizi yutacaksınız' diye yazdığını anlatmışsınız. Bu raporu Ümit Sayın'ın yazdığını mı düşünüyorsunuz?" diye sorması üzerine Tanık Atasoy, "Hayır. Raporu kimin yazdığını bilmiyorum. 47 sayfalık bu raporu bir insanın tek başına yazması mümkün değildir. Ama içimde kullanıldığıma dair bir infial uyanmıştı. Demek ki Tolon'a gitmemiz, sadece bana destek için değilmiş diye düşündüm" ifadesini kullandı.

"BURADA NE KADAR RAHATSIZ OLDUĞUNU ANLATAMAM"

Avukat Dilek Helvacı, tanık olarak duruşmaya gelen Atasoy'a teşekkür ederek, "Soracağım sorular nedeniyle önceden özür dilerim" dedi. Tanık Atasoy da "Beni tanık olarak çağırmadan önce etik olarak bana haber vermeniz gerekirdi. Bu konudan dolayı içim yanıyor, burada ne kadar rahatsız olduğumu anlatamam. Özür dileyerek söylüyorum. Denize düşen yılına sarılır. Ben etrafımda kim varsa herkese görev süremin neden uzatılmadığını sordum" diye cevap vermedi. Avukat Helvacı müvekkilinin bu suçlamalar nedeniyle tutuklu bulunduğunu söyledi.

Sevil Atasoy tanık olarak dinlenmesinin tamamlanmasının ardından Silivri'den ayrıldı.

(BB)