Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (ANSİAD) 2012 yılı ikinci olağan toplantısının gündemini yeni anayasa oluşturdu. Toplantıya Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve İstanbul Politika Merkezi’nin (İPM) direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman konuşmacı olarak katıldı. Türkiye televizyonlarında bugün iki manzara yaşandığını belirten Prof. Dr. Fuat Keyman, bir tarafta Antalya’daki doktorların gülen yüzü, diğer tarafta ise Diyarbakır’da arkeologların tarihi kazılarından çıkan insan cesetleri olduğunu söyledi. 

Türkiye’nin bugün yeni sivil ve demokratik bir anayasa ihtiyacı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Fuar Keyman, "Esasında ‘12 eylül darbe anayasası değiştirilmelidir’den daha çok dün akşamki iki tabloya karar verilmesi gerekiyor. Acaba Antalya’daki doktorların yüzündeki Türkiye mi? Yoksa Diyarbakır’da arkeologların kazılarında insan cesetleri çıkan bir Türkiye mi olmalı? Bu iki olay arasında karar verilmesi gerekiyor. Antalya’daki doktorların gülen yüzü gibi olmalı. Yeni Anayasa’yı konuşurken Antalya’daki doktorlardan başladım, çünkü bu temelde bunu tartışmalıyız, demokratik sorunları nasıl çözeceğiz? Hepimizin oydaş olduğu bir konu var, hepimizin yeni bir anayasa ihtiyacı var ve 82 anayasası gibi dar bir anayasa ile devam edilmesi mümkün değil” dedi.

YENİ ANAYASA ROMANTİZMİ YAPMAYIN
Yeni anayasaya ilişkin romantizm yapılmaması gerektiğini de söyleyen Prof. Dr. Keyman, yeni anayasaya ilişkin ‘Türkiye güllük gülistanlık olacak, Antalya’daki doktorların yüzündeki gülümseme gibi olacak’ gibi de romantizm yapılmaması gerektiğini ve zor, engelli süreçlerden geçileceğini söyledi. 
YENİ ANAYASADAKİ DÖRT ENGEL
Bu noktada 4 engelden bahseden Prof. Dr. Keyman, bunlardan ilkinin sosyolojik ve demografik olarak bakıldığında, Türkiye’nin kimliklerde bölünmüş, parçalanmış bir toplum olduğunu ve özellikle bu konunun romantizm yapılmadan altının çizilmesi gerektiğinin önemini vurguladı. İkinci etkenin 12 Haziran seçim sonuçları olduğuna değinen Prof. Dr. Keyman, AK Parti'nin 2023 vizyonunun ütopik değil, gerçekçi. AK Parti’nin egemen parti olduğunu ve Başbakan Erdoğan’ın 12 Haziran’daki balkon konuşmasını 2023’te de tekrarlayacağını kaydetti. Üçüncü engel olarak ise muhalefet partileri CHP, MHP ve BDP’nin gündem yaratamamasının yanı sıra zayıf ve siyasi etki yaratamamasını savundu. Prof. Dr. Keyman, dördüncü olarak da, toplumu ve toplumsal örgütlenmeleri önemseyerek iktidara gelen AK Parti’nin, 12 Haziran sonrası ise tam tersi hareketle aşırı merkezi yönetimine dönüşmesi olarak gösterdi. 

CHP VE MHP MASADAN KALKMAYACAK

Prof. Dr. Keyman, yeni anayasaya ilişki dörtte olumlu yöne dikkat çekti. Bunlardan ilkinin stratejik önemi bakımından Cemil Çiçek’in komisyonun başına getirilmesini gösteren Keyman, CHP’nin ve MHP'nin masadan kalkmayacağını öne sürdü.  Keyman, diğer iki olumlu yönün ise hem sivil toplumun hem de ekonomik aktörlerin ilk defa yeni anayasayı bilinçli olarak istediklerini kaydetti. 

BAŞKANLIK SİSTEMİ ÇÖZÜM DEĞİL
Anayasanın kısa ve ilkeler, eşitlik ve vatandaşlık temellerinde, etnik referansı olmayan tüm kimliklerin yazıldığı bir anayasa istediğini belirten Prof. Dr. Fuat Keyman, “Biz Türkiye’yi yürütmenin çok güçlendirilerek yönetilmesini değil toplumdan gelen isteklere göre yönetilmesini istiyoruz. O yüzden çok romantizme kapılmayalım. Biz başkanlık sistemi ile sorunların çözüme kavuşturulacağını düşünmüyoruz, tam tersine sorunları daha da derinleştirecektir” dedi. Toplantı konuyla ilgili görüşlerini belirten iş adamlarının konuşmalarıyla son buldu. 



MÇ (SU/RT)