Türkiye'de yazdığı yazılar nedeniyle yıllarca cezaevinde yatan İsmail Beşikçi, 38 yıl sonra ilk kez geldiği Diyarbakır'da ziyaret ettiği Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir tarafından kapıda çiçeklerle karşılandı. Baydemir, Beşikçi'den "Hocam" söz ederken, kendisini ağırlamaktan şeref duyduğunu söyledi. Baydemir, şöyle konuştu:

"Doğrusunu ifade etmek gerekirse, şu anda çok heyecanlıyım. 1971 olsa gerek; hocam sanırım o zaman Diyarbakır'a gelmişti. Ama bir seyahat için değil, tutuklandığı için gelmişlerdi. Sanırım 19 Haziran'daydı. Ben de 26 Mart 1971'de doğdum. 83 günlük bir bebektim o zaman. Bugün bizim savunmuş olduğumuz değerlerden dolayı, İsmail hocam da fikirlerinden dolayı tutuklanmıştı. İlk 1996 yılında hocamı Bursa Cezaevi'nde ziyarete gitmiştim. 1996 yılındaki heyecanı bugün yine Diyarbakır'da yaşıyorum. Bu heyecanı bize tekrar yaşattığınız için şükranlarımı iletmek istiyorum. Davetimizi kabul ettiğiniz için, şeref verdiğiniz için, çok teşekkür ediyorum. Umuyorum İsmail hocamın yazdıkları, bu coğrafyada yaşam bulur ve gerçekten halkların kardeşliği tesis bulmuş olur. Gerçek manada bir aydını bugün Diyarbakır'da ağırlamak, hakikaten çok büyük bir onurdur. Kürt ve Türk halkının da vicdanını temsil eden, sınırlı sayılardaki akademisyenlerden bir tanesini, bu kentte ağırlamak çok büyük bir onurdur benim açımdan."

İsmail Beşikçi, Diyarbakır'a yıllar sonra gelmekten oldukça mutlu olduğunu anlatırken, Diyarbakır'a 1971'e kadar gelip- gittiğini ancak 1974 yılında çıkarılan genel af ardından kente gelemediğini söyledi. Genel af sonrası arkdaşlarıyla Diyarbakır, Muş, Tatvan, Bingöl'e özel bir gezi düzenlediklerini anlatan Beşikçi şöyle konuştu:

"Ondan sonra Kürdistan'a gelemedim. Her şeyi somut olarak yerinde görmek çok önemli. Ama insan her şeyi gönlüyle de görebilir, kalbiyle de izleyebilir. Bizimki 1974'ten sonra böyle değerlendirilebilir. Kürdistan'a gelemedim ama gönlümüzde, kalbimizde, olanları, bitenleri izlemeye çalıştık. Benim bundan sonra daha sık gelişim olur. Bu kurumsallaşma ete-kemiğe bürünüyor artık. Kürdistan'da çeşitli tabakalar olarak, büyük bir örgütlenme, kurumlaşma içerisinde. Kültür konusunda da önemli kurumlaşmalar var. 1960'ları bugünle karşılaştırdığımız zaman, neyi görüyoruz? Çok büyük değişiklikler oldu. Bu değişiklikleri anlatmak için pek çok örnek verilebilir değişiklikler konusunda. Ama bir yerden de şöyle söylenebilir. Çok ağır bedeller ve büyük bedeller ödendi. Bu ağır bedellere baktığımızda bu değişiklikler çok az. Sonuç olarak ben yine de değişimlerin 1960'a nazaran çok büyük, çok önemli olduğunu biliyorum. Gerek dil alanında, gerek sosyal alanda çok önemli, büyük değişiklikler kazanımlar oldu. 1960'larda Güney Afrika için şöyle söyleniyordu: 'Dünyanın en ırkçı devleti.' Daha sonra da ABD için söyleniyordu bu söz.  Orada şu oluyordu; beyaz yönetim diğerlerine şunu söylüyordu; 'sizin renginiz kara, siz bizden ayrı yaşayın. Sizin mahalle, okul, otel, eğlence yerleriniz ayrı olsun. Siz beyazların dışında yaşayın, beyazlara karışmayın.' Bunun için çok geniş alanlar oluşturmuşlardı."
Beşikçi, Türkiye'de de Kürtler'e, "Siz bizimle birlikte, ama bize benzeyerek yaşayacaksınız. Kendi kimliğinizi unutacaksınız" derken, kişi olarak bunun çok daha ırkçı olduğunu belirtmeye çalıştığını savundu. Beşikçi, "Türkiye'de çok katı bir sistem, son derece katı bir resmi ideoloji var. Bu resmi ideoloji ancak bilimin kavramları yerleştirilerek baş edilebilir" diye konuştu. 

Dünyada 50 bin nüfuslu devletler olduğunu, Kürtler'in de milyonlarca nüfusa rağmen küçük bir siyasal statü bile edinememiş olmasının araştırılması gerektiğine dikkat çeken İsail Beşikçi, şöyle dedi:

"Kürtler Ortadoğu'nun ortasında bu kadar büyük bir nüfus bölünmüş, parçalanmış, paylaşılmış, uluslararası arenada hiçbir tanımı yok. Bu nasıl olmuş? Dünyada 50 bin nüfuslu devletler varken, Kürtler bu kadar büyük nüfusa rağmen neden küçük bir siyasal statü bile elde edememişler? Bu konuda Kürtler benim kanımca bu konuda çok daha bilinçlenecek, çok daha yaygın bir araştırma, inceleme gerçekleştirecekler. Bizim kurmaya çalıştığımız vakıf da araştırmacılar için önemli olanaklar sunacak. 1990'dan beri Kürtlerin yayınladığı gazeteler, kişi olarak bunların çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bu gazeteleri biz tabi her yerde bulamayız. Çünkü 1994'te bombalama oldu, gazetenin binası bombalandı. Vahşi bombalama ile arşiv bombalandı. Aynı dönemde Ankara'da da bombalama oldu. Bu bombalamalar sonucu arşivde eksiklikler oldu. Hatta tamamen yok ettirildi. Son 30 yılı anlamaya, kavramaya çalıştığımızda, bu gazetelere bakmak, incelemek çok önemli. İşte bu konuda bizim kurduğumuz vakıf da önemli belgeler, gazeteler, koleksiyonlar, dergiler var araştırmacılar için. Bunların önemli olduğunu düşünüyorum." 

Büyükşehir Belediye Başkanı Başkan Osman Baydemir, yazar-sosyolog Beşikçi'nin birkaç gün daha Diyarbakır'da kalacağını belirterek, çeşitli kitaplar hediye etti. Beşikçi'ye daha sonra kalem de hediye eden Baydemir, "Lütfen yazamaya devam edin" dedi. 



CA,SS(GG/İD)