İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen İkinci Ergenekon Davası'nın 165. duruşmasında savunma yapan tutuksuz sanık Yalçın Küçük, iddianamede yer alan hakkındaki suçlamalara değinerek, "Yazık bana, haksızlık bu" dedi. Cumhuriyet Gazetesi'nde bir dönem çalıştığını anlatan sanık Küçük, "Hayatımın en güzel yıllarıydı. 1976 yılında Cumhuriyet Gazetesi'nden ayrıldım. O günden sonrada İlhan Selçuk ile görüşmedim. İlhan Selçuk neşeli sevdiğim bir insandı. İnsanlar birbirlerini severler zaman zamanda tartışırlar" diye konuştu.

Darbe suçlamasını kabul etmediğini belirten Küçük, "Ben ordunun iktidarı almasını istemeyenlerdenim. Sonra beni ne yapsınlar" şeklinde konuştu. Kendi yazdığı yazılara değinerek yazılarının suç unsuru taşımadığının altını çizen Küçük, "Sizde de kabiliyet varsa yazın" diyerek bu sözlerini mahkeme heyetine söylemediğini belirtti.

Yalçın Küçük, savunması sırasında yanında getirdiği çok sayıda Türkçe, İngilizce Fransızca kitap, sözlük, dergi ve dosyadan alıntılar yaptı. Mahkeme Başkanı Özese'ye 'Reis Beyefendi' diye hitap eden sanık Küçük, savunmasını, sesini yükselterek, alçaltarak bazen de fısıldayarak yaptı.


"BENİ GAZ YAPMAKTAN MI MAHKUM EDECEKSİNİZ"


Ergenekon operasyonlarının Ocak 2008'de başladığına dikkat çeken Küçük “Mahkeme bir darbeyi ortaya çıkarmak için kuruldu. Ama bir darbe ortaya çıkaramadı" dedi. Oda TV davasından da yargılandığına dikkat çeken Küçük, “Aynı fiilden dolayı 2 kez yargılama olmazö dedi. Küçük, “Darbeye zemin hazırlamak için kaos ortamı yaratmaya çalıştığı" suçlamalarına değinerek kaos sözcüğünün İngilizce, Fransızca sözlüklerden karşılığını gösterdi. Kaosun 'büyük boşluk', 'gaz' gibi anlamları olduğunu anlatan Küçük “Beni gaz yapmaktan mı mahkum edeceksiniz? Türk Ceza Kanununda böyle bir suç yok. Dünya kaos üzerine kurulu. Herkesin bir kaosu var. Bu kadar herkesin yarattığı kaostan beni mi mahkum edeceksiniz? Size kaos yazan 100 gazete kupürü gösterebilirim" diye konuştu.


MAHKEME BAŞKANI UYARDI: YALÇIN BEY SAKİN OLUN


Küçük'un savunması sırasında öfkelenerek bağırması üzerine Mahkeme Başkanı Özese “Yalçın Bey, öncelikle sakin olun. İddianamedeki iddiaları araştırıyoruz. Burada ciddi bir yargılama yapılıyor. Mahkememiz sizin hakkınızda önyargılı değil" şeklinde konuştu. “Endişelenmiyorum" diyen Sanık Küçük, "İçimden gelen ateşle böyle konuşuyorum. Televizyonlarda da böyle konuşurdum. Ben böyle konuşmazsam benim konuşmadığımı zannederler" dedi.


"PEKÇOK AVUKAT MİTÇİ OLDUKLARI İÇİN SERBEST KALDI"


Sanık Yalçın Küçük, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlarından İrfan Dündar ile telefonda görüşerek, Dündar ve arkadaşlarının Öcalan'dan aldığı talimatları kendisine ilettikleri iddiasına reddetti. Küçük, Gebze cezaevinde yatarken şu anda milletvekili olan Aysel Tuğluk ve avukatlık yapan İrfan Dündar'ın Kürt vatandaşları ziyaret etmek için geldikleri sırada kendisiyle de görüştüklerini ifade ederek, iddia edildiği gibi Dündar'dan talimat almadığını söyledi. Tuzak olarak düşündüğü için Dündar ile görüşmek istemediğini söyleyen Küçük, "Aradan 10-12 yıl geçmiş. Bu süre içinde hiç konuşmadığım insanın telefondan sesini fark edeceğim. Babamın oğlu mu" dedi.


İrfan Dündar'ın KCK-MİT operasyonunda gözaltına alındığını hatırlatan Küçük, "Savcı serbest bıraktı. KCK'dan alınan pek çok avukat MİT'çi oldukları için serbest kaldı. MİT onların bir kısmını kurtardı. Bir kısmını bıraktı. Benim onlarla işim olmaz. Biz burada kalırız" diye konuştu. Sanık Küçük, MİT'in kendisini tuzağa düşürmek için 2 kere adam gönderdiğini ileri sürerek, gelen kişileri "Sen bana tuzaksın. Bana tuzak kuruyorsun" diyerek yanından kovduğunu söyledi.


"İPEKÇİ'Nİ NEFESİ OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ"


İkinci Ergenekon davasından tutuklu bulunan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve gazeteci Tuncay Özkan bir sayfadan oluşan yazıyı avukat aracılığıyla basın mensuplarına yolladılar. Açlık grevini sürdüren Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Ercan İpekçi'ye destek çağrısı yapılan mektupta şu ifadelere yer verildi:

“TGS Başkanı Ercan İpekçi'nin en sonunda bedenini de ortaya koyarak yükselttiği demokrasi, insan hakları ve ifade özgürlüğü müdcaledesinin önünde saygıyla eğiliyoruz. İpekçi tutuklu gazetecilerden sendikal haklara kadar her aladna kişisel ve kurumsal tavrını açıkça ortaya koymuş, bilinçli, yürekli, kararlı bir toplum önderidir. Pek çok kişinin taşın altına parmağını sokmaya çekindiği ortamda İpekçi canını ortaya koymuştur. Demokrasiye inanan tüm yurtseverleri İpekçi'nin nefesi olmaya çağırıyoruz."


(BB)