Harita mühendisi Hasan Hüseyin Ünsal, 2011 yılı Şubat ayında, bir türlü geçmek bilmeyen öksürme şikayeti nedeniyle Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne giderek muayene oldu. Yapılan tetkiklerde Ünsal'a IPF hastalığı (akciğerlerin ilerleyici olarak yara dokusuna dönüşmesi) teşhisi konuldu. Ardından hastalığın ilerlemesini durdurmak için kortizon tedavisine başlandı. Tedavi devam ederken gribal enfeksiyona yakalanan Ünsal'ın hastalığı daha da ilerledi. Oksijen tüpüne bağımlı hale gelen Ünsal, yürüme, el ve ayak hareketleri gibi temel faaliyetlerini yerine getiremez duruma geldi. Uygulanan ilaç tedavisine cevap vermeyen Ünsal'a iyileşmediği için doktorlar tarafından mayıs ayında akciğer nakli olması gerektiği bildirdi.

VİYANA İLE TEMASA GEÇİLDİ

Türkiye'de tedavi imkanı bulamayan Hasan Hüseyin Ünsal'a çift taraflı akciğer nakli yapılması için Viyana'daki AKH Hastanesi ile bağlantıya geçildi. Ancak, geçen yılın Temmuz ayına kadar süren yazışmalarda, Türkiye'den hasta kabul edilmediği yanıtı alındı.

Akciğer nakli için tüm ümitlerini yitiren Ünsal'a sevindirici haber ekim ayında Viyana'dan geldi. Viyana AKH Hastanesi'nden Dr. Walter Klepetko, 13 Aralık 2011 tarihinde hastayı görmek istediklerine dair davet mektubunu gönderdi. Oksijen tüpüne bağlı olarak yaşamını sürdüren Ünsal ve yakınları, Sağlık Bakanlığı'na ait ambulans uçakla gittikleri Viyana'da Dr. Walter Klepetko ile yaptıkları görüşmenin sonunda, 2012 yılı itibariyle Türkiye'den hasta kabul edilmeyeceği ve bunun Avrupa'da bulunan Eurotransplant'ın kararı olduğunu bu nedenle 1 hafta içerisinde istenen 40 bin Euro kapora para ve tüm tetkiklerin yapılarak Viyana'ya gönderilmesi durumunda Ünsal'ı 2011 yılı nakil listesine alacakları bilgisine ulaştı.

LİSTEYE ALINDI BEKLEMEYE BAŞLADI

Türkiye'ye dönünce hemen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne yatırılan Hasan Hüseyin Ünsal'ın tüm tetkikleri yapıldı ve SGK tarafından da bir hafta içerisinde istenen 40 bin Euro, Viyana AKH Hastanesi'ne yatırıldı. Ünsal, 26 Aralık 2011 tarihi itibariyle akciğer nakli için listeye alındı.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI DEVREYE GİRDİ

Geçen Şubat ayında Viyana'ya giden evli kardeşi mimar Emine Ünsal Maybek'e yine beklemesi söylendi. Kardeşinin uygun organı Viyana'daki hastanede bekleyebilmesi için Dışişleri Bakanlığıyla temasa geçen Maybek, Bakan Davutoğlu'nun danışmanı İsmail Küçükbayrak ile görüştü. Viyana'daki Türk Büyükelçiliği'nin devreye girmesi ile 3 Mayıs 2012 tarihinde Viyana AKH Hastanesi'ne kabul edildi.

Ambulans uçak ile Viyana'ya giden ve AKH Hastanesi'ne yatırılan Hasan Hüseyin Ünsal uygun akciğerin bulunmasını beklemeye başladı. Bekleme süresi ile ilgili belirsizlik devam ederken hastaneye yatırılan Ünsal'a 6 saat sonra uygun akciğer bulundu. Yaklaşık 9 saat süren ameliyatın ardından çift taraflı akciğer nakli yapıldı.

"3 AYDA TOPARLADIM"

Ameliyatın ardından 1 hafta yoğun bakımda kaldığını, 3 ay boyunca kontrollerin devam ettiğini belirten Hasan Hüseyin Ünsal, bir yıl boyunca yıl boyunca oksijene bağlı olarak yaşadığı için kaslarım zayıfladığını, bunun için de fizik tedavisi uygulandığını söyledi. Hasan Hüseyin Ünsal, 3 ay sonra her ihtiyacını kendi karşılayabilecek durumu geldiğini belirterek, "Türkiye'ye dönüş yaptım. 1'er ay aralıklarla Viyana'ya giderek kontrollerimi yaptırdım. Ameliyat üzerinden 6 ay geçti ve doktorlar her şeyin normal olduğunu söyledi. 6 ay sonra kontrol için tekrar gideceğim" dedi.

BEKLEMEK İÇİN GİTTİM AMA HEMEN AMELİYATA ALINDIM

Şu anda normal bir insan gibi hareket edebildiğini belirten Ünsal, şunları söyledi:

"Ameliyattan önce nefesim 1 cümleyi bitirmeye nefesim yetmiyordu. Yürüyemiyor ve sürekli oksijen tüpüne bağlı olarak yaşıyordum. Akciğer nakli için Viyana'ya giderken de ne zaman uygun akciğerin bulunacağı ve naklin ne zaman yapılacağı kesin değildi. Giden birçok hastanın uygun organ bulunabilmesi için 6-7 ay beklediğini biliyordum. Şans eseri 6 saatte ameliyat oldum. Hasta olduktan sonra yaptığım araştırmada hastalığıma benzer bir hastalığa ilgili bilgi bulamadım. Benim bulduğum hastalar doğuştan veya uzun süredir kronik hastalığı bulunanlardı. Benimki ise 2 ay gibi kısa bir sürede hızla ilerledi ve akciğerlerimi kullanamaz hale geldim. 1 yıl sonra da yataktan kalkmak için yardım alıyordum. Doktorlarım ameliyat olmadığım takdirde öleceğimi söylüyorlardı. Tek umudum bir organ bulunmasıydı. Şans eseri organ bulundu ve ameliyatım gerçekleştirildi. Gözlerimi açtığımda oksijen makinesine bağlı olmadan nefes aldığımı görmem anlatılmaz bir mutluluktu. Yeniden doğmuş gibi hayata yeniden başladım. Çalışmayı çok seviyorum, işime döndüm."

 

MKY(İA/İD)