Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Antalya'da katıldığı Uluslararası Medya ve Kadın Sempozyumu'nun açılış oturumunun ardından düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bugün Türkiye için çok önemli bir yargı sürecinin başladığını, 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 32 yıl geçtiğini hatırlatan Bülent Arınç, "32 yıl sonra bu darbenin sorumlusu olan, hayatta kalanlardan iki kişi, Tahsin Şahinkaya ve Kenan Evren, Türkiye anayasasını cebren ıskat etmeye tam teşebbüsten yargılanmak üzere haklarında dava açıldı ve bugün mahkemeler başladı. Bu Türk siyasi tarihinin en önemli günüdür" diye konuştu.

Son 50- 60 yılını darbeler muhtıralar, postmodern veya bir başka şekilde siyasete müdahalelerle geçirmiş olan Türkiye'de darbeci olarak bilinen ve şu an hayatta olan iki kişinin yargılanmasının çok önemli bir konu olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Buraya kolay gelmedik" dedi.

Anayasa değişikliğinde yüzde 58 'Evet' oyunun karşılığında bugün darbecilerin yargılanabildiğini ifade eden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 12 Eylül referandumu öncesi CHP ve MHP'nin anayasa değişikliğine karşı çıkarak 'Hayır' oyu kullandığını, BDP'nin yine karşı çıkarak 'kendi sempatizanlarını' boykot etmeye çağırdığını hatırlattı.

Başta AK Parti olmak üzere bir kaç parti halkın büyük kesiminin değişikliklere 'Evet' oyu kullandığını kaydeden Bülent Arınç, "O tarihler Sayın Kılıçdaroğlu'nun da Sayın Bahçeli'nin de '12 Eylül'le bunlar hesaplaşamaz. Bu bir illüzyondur. Bu anayasa değişikliğine gerek yoktur' sözlerini hepimiz hatırlıyoruz. Dolayısıyla bugün yine aynı muhalefetin bir taraftan müdahil olma telaşı içindeyken, bir taraftan 'Bundan bir şey çıkmaz. Yeni bir illüzyon mu var?' demesini doğrusu çok garipsiyorum. Bunun takdiri millete aittir" diye konuştu.

DEMOKRASİ GÜÇLENDİ

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Bugün Türkiye'de artık kimse cuntacılıktan, darbecilikten bahsedemez, cesaret edemez. Çünkü demokrasimiz güçlendi. Sivil asker ilişkileri çağdaş demokrasilerde olduğu gibi yerli yerine yerleşti. Bugün sadece Türkiye'de sadece demokrasi ve özgürlükler konuşuluyor. Bunda payı olanların bugün sevinmesi gerekir" diye konuşmasına devam etti. Arınç, bu sürece 'köstek' olmaya çalışanların da başlarını iki elllerini arasına alıp utanma ve ibret duygusuyla yaptıklarından vazgeçmeye çağırdı.

Arınç, kendilerinin 12 Eylül darbecilerinin yargılanması noktasında bir imkan ortaya çıkardığını fakat darbecileri yargılamanın yargının işi olduğu uyarısında da bulundu.

HAŞİM KILIÇ'IN SÖZLERİNİ DEĞERLENDİRDİ

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın "Siyasetin yargıyı kuşatmasına izin vermeyiz" sözleri ve Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili ortaya atılan iddialarla ilgili soruya ise, "Türkiye'de her şeyi basitleştirmek, her şeyden magazinel bir yön çıkarma gayreti var" uyarısı yaparak cevaplandırmaya başladı. Burada esas olan noktanın Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'ın yaptığı konuşmanın nasıl yorumlanacağı olduğunu diğer tarafta cumhurbaşkanlığı adaylığı için Türkiye'de herkesin isminin geçebileceğini kaydeden Bülent Arınç, "Bence çok önemli bir konuşma yaptı, Sayın Başkan. Sayın Haşim Kılıç'ın kişiliğine baktığımız zaman bu konuşmanın içeriğini anlayabiliriz. Sayın Kılıç, özgürlükçü anlayışa sahip bir hukukçudur. Mesleği hukukçu olmasa bile Anayasa Mahkememizin Başkanıdır" diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'ın gerek başkan vekili ve sonrasında da başkan olarak Anayasa Mahkemesi'nin aldığı bütün kararlarda özgürlükçü anlayışını yansıtan kararlara imza attığını kaydeden Başbakan Yardımcısı Arınç, Kılıç'ın konuşmasının ana ekseninde yasama, yürütme, yargı erklerine vurgu yaptığını, erklerin birbirine üstünlüğünün olmadığını, kendi alanları içinde, yasal sınırlar dahilinde, bağımsız olması gerektiğini vurguladığını söyledi. "Yargıyı siyaset kuşatmamalı, siyaseti de yargı kuşatmamalı" diyen Başbakan Yardımcısı Arınç, bu sözün '2 kere 2 eşittir 4' derecesinde güçlü bir söz olduğunu söyledi.

Türkiye'de bunun kötü örneklerinin hep görüldüğünü ve bu örneklerden her zaman gerek kişisel gerekse kurumsal olarak mağdur olan kişilikler olduğunu kaydeden Bülent Arınç, Türkiye'de demokrasinin geldiği noktada siyasi partilerin varlıklarını koruması anlayışının hakim olduğunu kaydetti.

SÖZLERİ HÜKÜMETE YÖNELİK DEĞİL

Anayasa Mahkemesi'ne giden en çok partinin CHP olduğunu söyleyen ve çeşitli örnek davaları hatırlatan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, şunları söyledi:

"O zaman al gülüm ver gülüm ilişkileri vardı. Çünkü CHP Anayasa Mahkemesi'ne gittiği zaman, ertesi gün bütün gazeteler üyelerin fotoğraflarını basar ve kararı hemen hemen tahmin ederlerdi. Ya 9'a 2 ya 7'ye 4. Çünkü o üyelerin bir kısmını filan kişi, bir kısmını falan kişi atamıştı. Sonuç da baştan belliydi. Geçti o günler. Geçti Bor'un pazarı. Artık Anayasa Mahkemesi'nin 17 üyesi var. Onun seçtiği bunun seçtiği değil. Tabanı güçlendi ve demokratikleşti. Farklı düşüneler ve özgürlükçü anlayış Anayasa Mahkemesi'ne hakim oldu. O yüzden 'Anayasa Mahkemesi'ne gideriz ha' diye CHP eskisi kadar güçlü tehdit edemiyor. Yolun açık olsun tabi Anayasa Mahkemesi'ne git. Ama orada 7'ye 4, 9'a 2 ortadan kalktı. 17 gerçek hukuki kimliğiyle güçlü insan var. Ve onların kararlarına Türkiye'de herkes saygı duyuyor."

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın sözlerinin hükümete yönelik olarak kabul etmediğini vurgulayan Arınç, "O ciddi bir hukuk adamı olarak, Anayasa Mahkemesi'nin Başkanı olarak 2 kere 2'nin ne olduğunu göstermiştir. Yargı siyasete müdahale etmeyecek, siyaset yargıyı kuşatmayacaktır. Bu malumu ilamdır, eski tabirle. Bilineni tekrarlamaktır" diye konuştu.

Muhalefet liderlerini bu konuşmadan memnun olduysa kendisinin de mutlu olacağını belirten Başbakan Yardımcısı Arınç, "Demek ki, Sayın Haşim Kılıç'ın bazı sözlerini alkışlayacak noktaya gelmişler. Hiç gocunmuyoruz. Olması gereken budur. Hükümet olarak bizim ne yargıya müdahale etmek gibi bir düşüncemiz vardır ne de yasamanın fonksiyonlarını azaltmak gibi bir niyetimiz vardır" dedi.


EB(SU/AAA)