KCK operasyonu kapsamında tutuklanan yazar-yayıncı Ragıp Zarakolu'yu ziyaret etmek için Almanya'dan gelen yazar Doğan Akhanlı, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Sınır Tanımayan Gazeteciler (STG) ve Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) tarafından Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nde (TGC) düzenlenen basın toplantısına katıldı.


ZARAKOLU'YA YAPILAN HAKSIZLIK


Akhanlı, Türkiye'ye gelişinin iki temel nedeni olduğunu söyleyerek, "Bir tanesi, 36 yıl süren devlet tarafından sürdürülen ve bir türlü bitmek bilmeyen takibatın bittiğine, bir biçimde kapandığına, yeni bir dönemin benim için başladığına bir inanmak istiyordum. İkincisi de yazarlık hayatımda önemli bir rolü olan Ragıp Zarakolu'yla dayanışmak için de buradayım. 92'de Türkiye'yi terk etmiştim politik nedenlerle. 20 yıl sonra geriye döndüğümde başıma o kadar berbat işlerin gelebileceğini doğrusu tahmin etmiyordum. Tutuklanacağımı tahmin ediyordum ama Türk hukuk sisteminin bu kadar keyfi, kibirli, insan hakalrını ayaklar altına alabileceğini tahmin etmemiştim. 12 Eylül darbesinden sonra hayatının bir bölümünü direniş içinde geçirmiş, askeri dönemde sorgulardan geçmiş, hapishaneyi tanımış bir insanın biçimsel olarak iyileşme, demokratikleşme olduğunu sandığım bir dönemde geldim ve askeri dönemden daha keyfi, kibirli bir davranışla karşılaşacağımı ummadım" diye konuştu. Akhanlı, Ragıp Zarakolu'nun terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklanmasının haksızlık olduğunu da dile getirdi.


2011'DE KİTLESEL GAZETECİ KIYIMINA TANIK OLDUK


TGDP Sözcüsü Necati Abay da, kötü bir 2011 yılı geçirildiğini söyleyerek "İlkler gerçekleşti bu 2011 yılında. Kitlesel gazeteci kıyımına tanık olduk. 20 Aralık'ta Kürt basınına yönelik olarak KCK operasyonu adı altında 48 gazeteci arkadaşımız bir günde gözaltına alındı. 12 Eylül dönemini dışta tutacak olursak, cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez bir kitlesel gazeteci kıyımına tanık olduk. Akabinde 24 Aralık'taki duruşmada 29'u gazeteci olmak üzere, 6'sı basın emekçisi olmak üzere 35 arkadaşımız maalesef tutuklu bulunmaktadır. 2011 yılında Ragıp Zarakolu gibi, Ahmet Şık, Nedim Şener gibi gazeteci arkadaşlarımız tutuklu bulunmaktadır" dedi.


BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE YÖNELİK SALDIRILAR SİSTEMATİKTİR


2011 yılında Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca bir ilkin gerçekleştiğini belirten Abay, "Türkiye, tutuklu gazeteciler sayısı bakımından dünyada birinci ülke haline geldi, dünyanın en büyük cezaevi haline geldi. Bugünkü tarih itibariyle 19'u imtiyaz sahibi ve yazıişleri müdürü olmak üzere 105 gazeteci arkadaşımız cezaevlerinde tutuklu bulunmaktadır. Şu gerçeğin de altını çizmek istiyorum, bu 105 gazeteci arkadaşımızın büyük bir çoğunluğu Kürt basınından, sosyalist basından, Ergenekon davasından tutuklu bulunan gazeteci arkadaşlarımızdır. Basın özgürlüğüne yönelik saldırılar sistematiktir. Dolayısıyla bu saldırılar karşısında toplumsal muhalefet güçleri, basın meslek kuruluşları, insan hakları savunucuları başta olmak üzere kitlesel bir karşı koyuşu rotaya koymak zorundayız. Bu bizim için bir onur, namus meselesidir. Bugün cezaevinde tutuklu bulunan gazetecilerin hemen hepsi Terörle Mücadele Yasası (TMY) gereği, ya örgüt üyesi, ya örgüt yöneticisi, ya terör örgütü propagandası yapmaktan dolayı tutukludur" diye konuştu.


TESADÜFEN SERBEST BIRAKILDIM


KCK Operasyonu kapsamında gözaltına alınıp ve mahkemeden serbest bırakılan Etkin Haber Ajansı Editörü Arzu Demir de serbest bırakılmasının tesadüf olduğunu belirtterek, "Hiçbirimizin dosyasında tutuklanmasını, hatta gözaltına alınmasını gerektirecek bir şey yoktu. Gazetecilik faaliyetlerimiz, yaptığımız haberler açık bir biçimde sorgulandı" dedi.


Tutuklu gazeteciler ile her zaman dayanışma içinde olunması gerektiğini belirten Demir, "Türkiye'de siyasi gündem çok hızlı değişiyor. Onları hiçbir zaman unutmayalım" diye konuştu.


(BB)