Rengin Arslan -İstanbul


Bir yılı aşkın zamandır Bakırköy Cezaevi’nde bulunan ve Pazartesi günü Çağlayan Adliyesi’nde üçünü kez duruşması görülecek olan Emine Akman da bunlardan biri.

Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi’nin (TÖDİ) verdiği bilgiye göre, Marmara Üniversitesi Gazetecilik bölümü 3. sınıf öğrencisi Emine Akman, 14 Ağustos 2011 günü Ataşehir'de bir arkadaşının evine giderken gözaltına alındı. İddianamesi ise sekiz ay sonra hazırlandı.

Kasım ayının sonunda Middle East Studies Association of North America (MESA) "Akademik Özgürlük Ödülü" alan TÖDİ’nin verdiği rakamlarına göre, 800’ün üzerinde üniversite öğrencisi tutuklu olarak yargılanıyor.

İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi ve TÖDİ gönüllüsü Zeynep Kıvılcım, kesin bir rakam verememelerinin nedenini “Tutuklu öğrenci sayısı neredeyse her saat, her gün değişiyor. Sürekli yeni tutuklamalar oluyor. Bazıları tahliye oluyor veya bazıları hakkında karar açıklanıyor ve hükümlü oluyorlar. Kesin olarak bir rakam söylemek bu nedenle çok zor." diye açıklıyor

Adalet Bakanlığı ise, Ağustos ayında TÖDİ’nin raporunda verdiği rakamların gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Bakanlık açıklamasında, “Cezaevlerinde kaydı bulunan ve eğitim bilgileri doğru olan 275 kişinin tutuklu olduğu görülmüştür." demişti.

'2007-2008’den beri tutukluluk süreleri uzadı'

Türkiye’de uzun yıllardır öğrencilerin tutuklandığı ve yargılandığını hatırlatan Kıvılcım, “Özellikle 2007-2008’den itibaren aynı operasyonla onlarca öğrencinin birden gözaltına alınması ve tutuklanması söz konusu oldu.” diyor; ayrıca tutukluluk sürelerinin de bu yıllardan itibaren uzadığını belirtiyor.

Kıvılcım, öğrencilerin yaklaşık yüzde 90’ının Kürt öğrenciler olduğunu, haklarındaki temel suçlamanın ise “örgüt üyeliği” veya “örgüte üye olmamakla birlikte, örgüt adına suç işleme, propaganda” olduğunu söylüyor.

İdidanamede, bu suçların gerekçesi olarak ise, "basın açıklamasına katılma, 1 Mayıs, 8 Mart eylemlerine veya YÖK protestosuna katılma" gösteriliyor. Kıvılcımlı, “Basın açıklaması okumanız değil, açıklama yapılırken orada bulunmanız bile iddianamede yer alıyor.” diyor.

Öğrenciler arasındaki her türlü telefon konuşmasının iddianamede “örgütsel konuşma” olarak yer aldığını söyleyen Kıvılcım, “Eve gelirken domates alayım mı cümlesi de, örgütsel konuşmalar olarak geçiyor.” diyor.

'Sınavlara girmeleri önünde engeller var'

Uzun tutukluluk sürelerinin yanı sıra, bir sorun da, tutuklu öğrencilerin eğitim haklarından mahrum kalması. Bu konu Anayasa ile güvence altında olmasına rağmen, öğrencilerin sınavlara girmeleri önünde engeller bulunuyor.

Bunlardan biri, bazı üniversitelerin tutuklu öğrencileri sınava kabul etmemesi. Kıvılcım, bunun yanında ODTÜ’nün tutuklu bir öğrencinin okula kaydını kabul etmediği ekliyor ve “ODTÜ İnşaat Mühendisliği öğrencisi İlhan Kaya bir yıldır tutuklu. İddianamesi bile yok ve okulu İlhan’ın kaydını kabul etmedi. Geçen yıl 11 sınava girdi. Hepsinden geçti. Ama bu dönem başında okula kaydı yapılmadı.” diyor.

İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi ve TÖDİ gönüllüsü Zeynep Kıvılcım, öğrencinin okula kaydının kabul edilmemesinin söz konusu olamayacağını belirtiyor.

Cihan Kırmızıgül

Tutuklu öğrencilerin sınavlara girmesinin önündeki bir engel de, cezaevleri yönetimlerinin, ring aracının mazot masrafını ve refakat edecek görevlilerin ücretlerini öğrencilerden talep etmesi.

Sınav başına 300 TL

İÜ Fen Fakültesi öğrencisi Eren Yurt, kaldığı Tekirdağ Cezaevi’nden bir hafta boyunca vize sınavlarına girmek için cezaevi yönetimine 1.000 TL ödemek durumunda kalmış.

KCK davasında yargılanan Mustafa Tanrıkulu’ndan sınav başına 300 lira istenmiş. Kıvılcımlı, Adalet Bakanlığı’nın maddi durumu yetersiz tutuklu ve hükümlü öğrencilerin eğitim masraflarının başka kanaldan karşılanmasını öngören bir genelgesi olduğunu, bu genelgeye atfen iki öğrencinin başvuruda bulunduğunu söylüyor. Bu başvuruların sonucu henüz belli değil.

Yarın görülecek Emine Akman davasının yanı sıra, 10 Aralık’ta KCK davası kapsamında dört öğrencinin de duruşması, diğer sanıklarla birlikte Silivri’de görülecek.

Türkiye, tutuklu öğrencilerin durumunu, Galatasaray Üniversitesi öğrencisi Cihan Kırmızıgül davasıyla daha yakından takip etmeye başlamıştı. Kırmızıgül’ün iddianamesinde, suç delilleri arasında yer alan “poşu” davanın simgesi olmuş ve kamuoyunda “poşu davası” olarak anılmıştı.

Cihan Kırmızıgül, 25 aylık tutukluluğunun ardından Mart ayında tahliye edilmiş, Mayıs ayında ise 11 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti. Karar şu anda Yargıtay’da bulunuyor.