2012 Londra Olimpiyat Oyunları'nda Kadınlar 1500 metre finalinde 4.10.23 derecesiyle altın madalya kazanarak Türkiye'yi sevince boğan Aslı Çakır Alptekin'in Antalya'da oturan ailesi, yarışı nefeslerini tutarak izledi. Yarışın ilk saniyelerinden son anlarına kadar büyük bir inançla kızlarına destek veren Çakır ailesi, madalyanın gelişiyle birlikte gözyaşlarına boğuldu. 35 yıllık fırıncı baba Adil ve anne Hatice Çakır ile ağabeyi Murat ve kardeşleri Osman, Esra ve Aytekin Çakır, şampiyonluk sevincinin ardından kutlamaları kabul etti.

Antalya'nın Konuksever Mahallesi'ndeki evlerine gelen komşularını ve gazetecileri, "Şampiyonun evine hoş geldiniz" sözleriyle karşılayan aile fertleri, sabaha kadar uyumadı. Koşu sırasındaki heyecana dayanamayıp baygınlık geçiren anne Hatice Çakır, oğulları tarafından hastaneye götürülerek tedavi ettirildi. Tansiyonu düşen ve ilaç verilen anne Çakır, daha sonra tekrar evine döndü.

GENÇ SPORCUNUN ÖYKÜSÜ

"Olimpiyat madalyasıyla omuzlarımızdaki yük ve göğsümüzdeki gurur daha da arttı" diyen Aslı Çakır Alptekin, 20 Ağustos 1985'te Antalya'da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu Altınova Mahallesi'nde bitiren Aslı, atletizme 8 yaşında başladı. Beden Eğitimi öğretmeni İsmail Öncü'nün gayreti sayesinde atletizme ilk adımını atan Aslı, ailesinin hala sakladığı ilk madalyasını 9 yaşında aldı.

O yıllarda anne Hatice Çakır'ın büyük tereddütlerine rağmen başarılarını peşpeşe sıralayan genç kız, Anadolu Lisesi'ni bitirdikten sonra eğitimine iki yıl ara verdi. 2004'te Dünya Gençler Şampiyonası'nda final koşan Aslı'nın kanında yasaklı madde çıkması şok etkisi yarattı. Rahatsızlığı nedeniyle eczanede vurulduğu iğnenin yasaklı madde içermesi genç sporcunun 2 yıl spordan men edilmesine neden oldu.

DÖNÜM NOKTASI OLDU

Sporu bırakma eşiğine gelen Aslı Çakır Alptekin'in yardımına şimdiki antrenörü ve eşi İhsan Alptekin yetişti. 8 yıl önce İstanbul'da tanıştıkları ve 6 yıl boyunca arkadaşlık yaptıkları Alptekin, madalyalara sahip milli sporcuydu. Aslı'nın haksızlığa uğradığını her zaman dile getiren İhsan Alptekin, kariyerini genç yaşta noktaladı ve Aslı'yı zirveye taşımak için kolları sıvadı. 2006 yılında biten cezasının ardından eski formuna dönmek için hırs ve azimle çalışan genç kız, 2010 yılında Barcelona'da koştuğu Avrupa Şampiyonası finalinde "Ben geri döndüm" dedi. Bir yıl sonra Daegu'daki Dünya Üniversite Oyunları'nda altın madalyayı kazanan Aslı eskisinden daha iyi olduğunu kanıtladı.

KENYA'DA KAMP DÖNEMİ

Geçen yıl eşi İhsan Alptekin'le Antalya'da sade bir nikahla evlenen Aslı Çakır Alptekin, düğününü bile yapamadan olimpiyatlara hazırlanmaya devam etti. Dumlupınar Üniversitesi'nden Beden Eğitimi Öğretmeni olarak mezun olan Aslı, Kütahya'da tartan pist olmadığı için her gün 80 kilometrelik yolu gidip gelerek Eskişehir'de olimpiyatlara hazırlandı.

İhsan Alptekin'in yaptığı çalışma ve araştırmaların ardından Kenya'da antrenmanlarını sürdürme kararı alan çift, yüksek rakımlı bölgelerde oksijenin kana daha fazla depolanacağı kanısına vardı. Kenya'daki kampının ardından Aslı, İstanbul'daki Dünya Salon Atletizm Şampiyonası'nda koştu. Bronz madalya ile tamamladığı bu yarışın ardından Helsinki'deki Avrupa Şampiyonası'nda Türkiye'ye çok değerli bir altın madalya getirdi.

OLİMPİYAT ZAMANI

Ve artık rota 2012 Londra Olimpiyat Oyunları oldu. Aslı Çakır Alptekin'in azim ve hırsla bastırdığı heyecanını, ailesi yaşamaya başladı. Bir hafta önce hayırlı dualarla gönderdikleri kızları, elemelerde finale kalmış altın madalyayı kazanabileceğini kanıtlamıştı. Yarışma günü sabaha kadar uyuyamadığını söyleyen anne Hatice Çakır "Adım gibi emindim, ama onu olimpiyatlarda altın madalyaya koşarken düşünmek beni uyutmadı" dedi.

Kadınlar 1500 metre yarışında yerini alan Aslı, koşuya yavaş bir tempoyla başlayınca ailesini şaşırttı. Ağabeyi Murat Çakır'ın, "Ben onu bilirim. Önce yavaştan yavaştan gelir, sonra fişek gibi açılır" sözlerine rağmen baba Adil Çakır strese girdi. Yarışın son 200 metresine lider giren Aslı ağabeyini yanıltmazken, evdekilere büyük bir sevinç yaşatmak için aralıksız koşuya kilitlendi.

ŞAŞKINLIK VE GURUR

Kızının bitiş çizgisini 4.10.23 derecesiyle lider geçtiğini gören Hatice Çakır o an da yere yığıldı. Altın madalyadan adı gibi emin olmasına rağmen heyecana dayanamayan ana yüreği artık pes etti, yaşadığı şaşkınlık ve gurur duygusu birbirine karıştı. Yarışın ardından bir an olsun telefonları susmayan aile bireyleri ise tebrikleri kabul etmeye başladı. Hastanedeki tedavisinin ardından eve dönen anne Hatice Çakır, başlarda kızının atletizm yapmasından hoşlanmadığını anlattı. Hatice Çakır, şunları söyledi:

"Eve çamurlu elbiselerini saklayarak gelirdi. Ben de bu kız hastalık kapar tozda toprakta koşmasın diye söylenirdim. Şimdi o çalışmasının karşılığını aldı ve daha da alacağına inanıyorum. Düşünüyorum da dünyada 1500 metreyi benim kızımdan hızlı koşan başka bir kadın yok. Geleceği günü ise dört gözle bekliyoruz. En son ne zaman saatlerce oturup hasret giderdik hatırlamıyorum. Sürekli antrenmanlar ve sürekli çalışma içerisinde. Tişörtlerini koklayarak hasret gidermeye başladım. En kısa sürede düğününü görmek istiyorum."

'MADALYA GELECEK' DEDİ

"Bizim ailenin her birinde ayrı bir yetenek vardır" diyen baba Adil Çakır, duygularını şöyle ifade etti:

"Aslı, beden eğitimi öğretmeni sayesinde atletizme girdi. Biz ve eşi ona büyük destek olduk. Bizim ailede herkes farklı bir yeteneğe sahiptir. Mesela ben çok güzel saz çalarım. Aslı da bu işte yetenekli. Ben kızıma 'gideceksin ve o madalyayı bizlere getireceksin' dedim. Ben ailemde kimseye yapamayacağı işi, kaldıramayacağı yükü vermem. Eğer o madalya gelecek dediysem, Aslı zaten onu getirecek kabiliyete sahip demektir. Şimdi de ne kadar haklı olduğumu gösterdi. O artık sadece benim evladım değil Tüm Türkiye'nin evladı. Şimdiki hedefi kendisi gibi sporcuların gelişmesini sağlamaktır. Çalışmaları nedeniyle yapamadığımız düğününü şimdi gönül rahatlığı ve gururla yapacağız."

Ellerinde Türk bayrakları ile yarışın tekrarlarını defalarca izleyen aile fertleri, Aslı'ya sarılabilmek için Londra Olimpiyat Oyunları'nın kapanışını sabırsızlıkla beklediklerini söyledi.