Tunceli Emniyet Müdürlüğü'nün Tunceli Hacı Bektaş-ı Veli Cemevi ile kentteki polisler ve ailelerinin Aleviği öğrenmesi, ön yargıların yıkılması amacıyla düzenlediği, 2 gün sürecek 'Alevi İnanç ve Kültürü Semineri' başladı. Tunceli Valisi Mustafa Taşkesen, Emniyet Müdürü Hayati Yılmaz, Alevi Dedeleri Ahmet Uğurlu, Ahmet Yurt, Ali Rıza Uğurlu ve Eşref Doğan ile Tunceli'de görev yapan Emniyet personeli ve aileleri katıldı.

EMNİYET MÜDÜRÜ YILMAZ: KARDEŞLİĞİMİZİ ONARMAK ZORUNDAYIZ

Tunceli Emniyet Müdürü Hayati Yılmaz, kent merkezindeki halkın çoğunlukla Alevi inanç ve kültürüne sahip olduğunu söyledi. Türkiye'nin siyasi hayatında Aleviliğin en hassas konulardan biri olduğuna dikkat çeken Yılmaz, şöyle konuştu:

"Siyasi tarihimizde Alevilik en hassas konulardan biri olmuş, iyi anlaşılmamasından veya art niyetle kullanılmasından dolayı, yöneticilerimizi ve halkımızı çokça üzmüştür. Mensubu bulunduğum emniyet teşkilatının en bariz özelliği, halkın içinde olması, halkın hizmetinde olarak, en önemli kişilik haklarından biri olan güvenli yaşama hakkını, devlet adına sağlamasıdır. Ayırımcı zihniyetler, tarihimize, unutulmayacak acılar yazdırmıştır. Maalesef kardeşliğimizi bozdular, biz onarmak zorundayız. Bozanlar elbette biz değildik, mühendislikler yapıldı, kandırılanlarımız oldu, ama onaranlar biz olacağız, ve bakın, işte burada oluyoruz. Alevilik çok saygın bir inançtır. İnanmaktayız ki Alevilik her insanın içinde birer polis gibi, suç ve suçluyla mücadele etmektedir. Alevilikten uzaklaşılması polisin yükünü arttıracaktır. Hizmetimizi yürütürken yanımızda olan Alevileri iyi tanımalı, hizmet kalitemizi arttırmak için tanışıklığı fırsat bilmeliyiz."

'TEYZEMİN TEPKİSİ ÇOK FARKLIYDI'

Emniyet Müdürü Hayati Yılmaz, genç yaşta insanların önyargılı olduğunu belirterek, Alevilik inancıyla polis kolejinde okuduğu yıllarda tanıştığını anlattı. Kolejde bazı arkadaşlarının, "Yok bak bu Alevidir, onunla ne işin olur?" dediğini ve kendisinin de artık Alevileri ayırt etmeye başladığını anlatan Yılmaz, şunları anlattı:

"Ayrılarak, uzaklaşarak geçti kolej yıllarım. Ancak bir gün İstanbul'a okul kampına gittiğimizde, yağda yumurta yiyebilmek için kamptan kaçıp teyzeme gitmiştim. Daha kapı açılır açılmaz, 'Teyze bana yağda yumurta yap' deyince, O da 'İn o zaman aşağıdan bakkala, taze ekmek al' dedi. Bakkalda sıra beklerken önümdeki kişi bakkala, 'Hıdır amca' diye seslendi. 'Tamam bakkal Alevi' dedim. Hemen harekete geçip, 'Dine düşkün, pür tesettür olan teyzeme bunu yetiştirmeliyim' diyerek hızla çıktım merdivenleri. Sanki doğal olarak ayrıştırmakla görevliymişim gibi. Genç olmama rağmen ne kadar bilgili olduğumu da hissettirmek istiyordum. Daha kapıyı açmasıyla teyzeme neredeyse haykırdım, 'Teyze sizin bakkal Alevi' diye. Teyzemin, 'Eyvah, artık alışveriş yapmayalım, sen nasıl da anladın?' diye sormasını bekledim. Ama o öyle demedi. Söylediğim şeyin hiç önemi yokmuş gibi, 'O bizim Hıdır amcamız, 20 yıldır ondan bir kötülük görmedik.' Şaşırmıştım. Okuldaki, siyasi ortamdan ne kadar da uzak bir tepkiydi. Ayrılık, farklılık teyzemde, hiç demekti. Bu hikayem benim hayatımda önemli bir yer aldı. Belki de bu yüzden buradayım. Çünkü o günden sonra Alevi sınıf arkadaşlarıma yakınlaşarak, ne kadar da samimi olmuştum. Ayrılıktan beslenen kitlelerden bu sefer, ben ayrılmıştım."

VALİ TAŞKESEN: TUNCELİ'YE ÖNYARGILI GELMİŞTİM

Tunceli Valisi Mustafa Taşkesen ise bölgede uzun yılar görev yaptığını, ancak buraya gelirken belli bir önyargı ile geldiğini söyledi. Taşkesen, "Ben de uzun yıllar bu bölgede görev yaptım. Elazığ'ın Palu İlçesi'nde 2 yıl kaymakamlık yaptım. Ama şunu itiraf edeyim ki bölgede uzun yıllar görev yapmama rağmen, buraya belli bir önyargı ile geldim" dedi. Vali Taşkesen, konuşmasına şöyle devam etti:

"Maalesef Tunceli, yıllardır süren terör hadisesi nedeniyle hep yanlış tanıtıldı. Bu yanlış tanıtımlar Emniyet Müdürümüzün de belirttiği gibi çocuklukta alınan önyargılardan oluşuyor. Birçoğumuzun hayatında ve bizim de geçmişimizde yani çocukluk yılarımızda sağdan- soldan duyduğumuz sözler nedeniyle Aleviler ile ilgili önyargılar oluşmuştu. Ben bu önyargılar ile buraya geldim ama çok kısa bir süre içinde gördüm ki bu önyargılar Aleviler'e genelde de Tunceliler'e büyük bir haksızlık olarak iftira edilmiştir. Ben Alevileri kısa sürede tanıdım o kafamızdaki önyargıların zerresi bile yok."

'HER YERDE KARDEŞÇE YAŞAMANIN ÖNEMİ ÇOK BÜYÜK'

Tunceli'ye geldiği günden beri Tunceli'yi ve Tunceliler'i, Türkiye'ye tanıtmak için büyük çaba içine girdiğini anlatan Vali Taşkesen, şunları söyledi:

"Geçmişte Tunceliler'e büyük haksızlıklar yapılmıştı. Burada bir kez daha ve özellikle farkına vardım ki ülkemizde yani Anadolu topraklarında yaşayan insanlarımız, aşure gibidir. Her yerde birlikte, aynı topraklarda kardeşçe yaşamanın bizim için çok önemli ve gerekli olduğunu ve bu önemi de en çok Tunceli'de görev yaptığım sürede fark ettim. Halkın iştirak etmediği hiçbir girişim asla başarılı olamaz. Bunun için bizler halkın inancına, adetini, geleneklerini ve göreneklerini bilerek derdini dert etmeli, sevincini de bayram havasında, yanlarında olarak ortak olmalıyız. Halkın huzur ve refahını temin etmek açısından kurallara kesinlikle uymalıyız. Farklı görüş ve seslerin çıkmasından asla rahatsız olmamalıyız ve bunun bir zenginlik olduğunu hep bilmeliyiz. Bu seminer, geçmişteki ön yargılardan kurtulmak için yaptığımız çalışmalardan biridir. Devletimizin geçmişiyle yüzleşerek bunlardan ders çıkarmak, ilerleme gösterdiği bir zamanı yaşıyoruz artık. Buralara, birbirimize katlanmak değil, artık birbirimizi sevmekle, bu ülkenin üzerinde yatan sevgiyle bağlarımızı kurmanın gerekli olduğunu anladığımız için geldik."

Bu konuşmaların ardından, cemevi yöneticilerinden Kadir Bulut'un yönettiği ve Alevi Dedeleri Ahmet Uğurlu, Ahmet Yurt, Ali Rıza Uğurlu ve Eşref Doğan'ın konuşmacı olarak katıldığı seminere geçildi.

TÜRKİYE'DE BİR İLK

Alevilik inanç ve kültürüne anlatan dedelere, dinleyici olarak katılan polisler de kafalarına takılan veya merak ettikleri soruları soracağı seminerde verilen arada gazetecilere konuşan 80 yaşındaki Alevi Dedesi Ahmet Uğurlu, böyle bir çalışmaya hayatında ilk kez şahit olduğunu söyledi. Uğurlu, şöyle dedi:

"Böyle bir çalışma ve seminer Türkiye'de ilk kez oluyor. Bu durumdan dolayı gurur duydum. Böyle aydın bir toplumun içinde yapılan konuşmalar, kesinlikle boşa gitmez. Hazreti Mevlana derki, 'Cahilin ibadeti ekilen çor toprağa benzer, yeşermez boşa gider.' Ama burada aydınların içinde her şey yeşerir boşa gitmez. En azından ben yaptığımız konuşmaların boşa gitmeyeceğini düşünüyorum. Benim için buraya katılanların hepsi birer aydın. Hepsi fazilet sahibidir. Bunlar gerçekleri anladıkları zaman o gerçekleri bırakamazlar. Eğer polisler Aleviliğin yapısını, gereksinimlerini öğrenirlerse Alevi din adamlarına yardım etmiş olurlar. Çünkü bazı bilinmedik kimseler de yaşıyor Tunceli'de. Eğer gerçekleri anlatırsak, açıklarsak emniyetimiz de bunları bilirse, emniyetimiz de onlara karşı olacak ve doğruyu öğretmeye çalışacaktır."



FD(GG/SS)