Başbakan Erdoğan'ın 5 Eylyül'de BDP milletvekilleriyle ilgili yaptığı açıklamada "Yargıya talimat verdim. Biz de parlamentoda gereğini yapacağız" dediğini hatırlatan Aysel Tuğluk, dokunulmazlığa ihtiyaçlarının olmadığını söyledi. Tuğluk, Kürt hareketinin kolunun kanadının kırılmak istendiği görüşünü savunarak şunları söyledi:

"Yasal Kürt hareketinin kolunu kanadı kırma gayesiyle siyasi soykırımı başlatanlar, şimdi de Şemdinli'deki gerilla rastlaşmasını bahane ederek dokunulmazlıkların kaldırılması şantajı yapıp bize dağın yolunu gösteriyorlar. Sizi dürüstlüğe davet ediyoruz. Siz zaten KCK operasyonlarıyla yasal Kürt hareketinin önünü kapatmak için elinizden geleni yapıyorsunuz. Siz zaten dünyanın en büyük seçim barajlarından birinde ısrar ederek demokrasiden korkuyorsunuz. Hodri meydan! Kim sandıktan ve demokrasiden korkuyor, korkmuyorsan kaldır seçim barajını. Sanki yasal demokratik siyaset kanalları Kürtler için tamamen açıkmış, AKP Kürtlerin yasal demokratik haklarını kullanması için can atıyormuş gibi, şimdi de bize saldırarak parlamentodan uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Bu açıkça bir ikiyüzlülüktür."

"ERDOĞAN HASTA ADAM"

Başbakan Erdoğan'ın, kendilerini ve medyadan CHP'ye kadar herkesi 'düşman, hain, işbirlikçi' ilan ettiğini ileri süren Aysel Tuğluk, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu konuşmayı biz Kürtler hiç unutmayacağız. Solcusu, demokratı, liberali de hiç unutmamalı, belleğinde hep diri tutmalıdır. Erdoğan konuştuğu düzeydedir ve konuştuğu haldedir. Evet, Erdoğan bir hasta adam. 'Yeni Osmanlıcılık' ülküsünde güzelim ülkeyi Ortadoğu'nun en kanlı sürecine dahil ederken, tıpkı Osmanlı'nın çöküş dönemini ifade eden kavramsallaştırmayla belirtiyorum, Erdoğan artık hasta bir adamdır! Nutkunu okudu, kalpağını giydi ve Kürtlere savaşa girişti. Şimdi Enver Paşa macerasıyla Suriye'ye gözünü dikmiş, yıpranmış ve yorulmuş ordusunu Sarıkamış seferi misali Ortadoğu'ya sürecek. Sefer olur mu, olmaz mı bilinmez. Fakat Erdoğan'ın iyi bir İttihatçı olduğu kesin. Elinde nutku, başında kalpağı ile, Bab-ı Ali baskını misali mutlak iktidar için Kürtleri ezme, basını ve muhalifleri susturma terörüyle 2023'e 'tek parti - tek adam' hırsıyla yürüyor."

Kürt sorunu çözülmek isteniyorsa, halk olmaktan kaynaklanan doğal haklarının verilmesi gerektiğini belirten Tuğluk, "Unutulmamalıdır ki anadilde eğitim hakkı en temel insan hakkıdır. Erdoğan, nasıl haklı olarak Almanya'daki Türkler için anadilde eğitim hakkı istiyorsa, Kürtler de kendi coğrafyalarında anadilde eğitim hakkı da, anadilde savunma hakkı da istiyor! Nasıl ki okullarda Türkçe Türklere seçmeli ders olarak verilmiyorsa, Kürtçe de Kürtlere değil, olsa olsa Türkiye'de yaşayan diğer halklara seçmeli ders olarak verilebilir" diye konuştu.

Aysel Tuğluk, KCK operasyonlarıyla kendilerine diz çöktürülemeyeceğini, Abdullah Öcalan'ın da sıradan bir mahkum değil 'Kürt isyanı lideri' olduğunu sözlerine ekledi.