Kılıçdaroğlu, "Hiçbir endişem yok bu ülkenin birliği, bütünlüğü konusunda hiçbir endişem yok" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hepimiz bu ülkede barış, huzur içinde yaşamak istiyoruz. Huzurun olduğu yerde insanın cebinde para varsa onun değeri artar. Huzur yoksa istediğiniz kadar zengin olun hiçbir işe yaramaz. O nedenle biz her şeyden önce huzur istiyoruz. Her şeyden önce barış istiyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak çok önemli değişimlere imza attık aslında biz. Yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasını istiyoruz artık. Demokrasinin tam tecelli etmesini istiyoruz. Faili meçhul cinayetlerle ilgili olarak aydınlansın diye 5-6 kez önerge verdik TBMM’ye. Gelin bunları bir araştıralım, bu demokrasi ayıbını kaldıralım. Ama reddedildi? Kabul edilmedi."

GAP PROJESİNİN BİRAN ÖNE BİTİRİLMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİK

Bölgeye önem verilmesi ve teşviklerin getirilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Yatırım olanaklarının arttırılmasını söyledik. GAP projesinin biran öne bitirilmesi gerektiğini söyledik. 30–35 yıldır çözülmeyen bu sorunu parlamentoda bir araya gelip oturup konuşursak biz bu işi çözeriz dedik. Ben buna gerçekten yürekten inanıyorum. Çözülmeyecek bir sorunumuz yoktur bizim. Yeter ki, biz iyi niyetli olarak bir masanın etrafında oturup beraber sorunu çözmek için çaba harcayalım. Bunu yaparsak mümkün. Çok şey söyledik bölgeyle ilgili olarak. Defalarca geldim. Ama kusura bakmayın birazda sitem edeceğim. Cumhuriyet Halk Partisinin bölgeden beklediği desteği biz alamadık. İsteriz. Hiç değilse bir şey söylüyorsak ya bu CHP’de bari bunu doğru söylüyor deyin. Başka bir şey istemiyoruz artık. Biz yurttaşın oyuna, yurttaşın siyasi tercihlerine saygı duyarız. Demokrasinin gereği budur. Kimseye baskı kurup gelin bize oy verin diye bir düşüncemizde zaten olmaz. Ama en azından doğruları söylediğimiz zaman CHP burada doğruları söylüyor, sesini duymak istiyoruz bölgede. Duymak istiyoruz ki bizde bir şeyler söylediğimizi, söylediğimizin doğru olduğunu, bölgede yankılandığının hiç değilse farkına varalım. Bunu da istiyoruz biz. Zaman zaman sayın başkanla karşılaşıp bir araya geliyoruz. Başkanda eminim huzur konusunda, barış konusunda, Türkiye’nin bu temel sorununun giderilmesi konusunda aynı görüşte. O da çaba harcıyor. Sizi bir araya getirmesi, sizi sayın başbakana götürmesi, ana muhalefet partisine getirmesi dolayısıyla bu çabalarının bir sonucudur. Arzumuz budur, dileğimiz budur. Tekrar hoş geldiniz diyorum. Sizi burada görmek beni mutlu ediyor. Bölgeye daha fazla geleceğim, daha fazla olacağım. Bir bayrak tartışması yapılıyor. Bu bayrak tartışmasını da zül addediyorum. O bayrak hepimizin ortak bayrağıdır. Benim dedemin de kanı var, sizin dedenizin de kanı var. Bu ülkenin bağımsızlığını beraber elde ettiler onlar. Mücadeleyi beraber yaptılar. Çanakkale’de de beraberlerdi, Gaziantep’te de beraberler. Kahramanmaraş’ta da beraberlerdi, İzmir’de de beraberlerdi. O nedenle bu tartışmayı zül addediyorum. Bölge kendi iç dinamikleriyle büyüyebilir, kalkınabilir. Yeter ki huzuru getirelim, yeter ki barışı getirelim" diye konuştu. 

Görüşme daha sonra basına kapalı olarak devam etti.

 

(GÖK/RT)