Başbakan Erdoğan, dün  TT Arena’da yapılan kongre sırasındaki konuşmasının bir bölümünde “Bir de akbabalar var. Medyada kampanya yürütenler var. Siyaset yürütenler var. Ya siz kimsiniz? Daha düne kadar birileri karşısında hazır ola geçip selam çakıp aldığınız emir doğrultusunda köşe yazısı yazıyordunuz. Daha düne kadar üniformalılar sizi arayıp yazdıklarınızda dolayı sizi azarlıyordu. Bunları bu tasmalarından kurtaran biz olduk. Ama bu tasma dün ulusaldı. Bugün terfi ettiler. Uluslararası tasmaları boyunlarına taktılar” dedi.

Bu konuşma üzerine, bugün, TGS'den “Başbakan’a Açık Mektup” başlıklı yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi'nin şu sözlerine yer verildi:

“Sayın Başbakan, gazeteci meslektaşlarımızla ilgili olarak kullandığınız hakaret içerikli ‘Akbabalar, tasmalarınızı çıkardık, uluslararası tasma taktınız’ sözlerinizden dolayı sizi kınıyoruz. Bir basın meslek örgütü olarak ‘En sert ve en sarsıcı’ açıklamaları bile ‘ifade özgürlüğü’ kapmasında değerlendirmemize rağmen, sizin bu üslubunuz, açıkça ‘nefret söylemi’ içermektedir. Uludere’de 34 yurttaşın katledilmesiyle ilgili gerçeklerin kamuoyunca öğrenilmesi amacıyla mesleki görevlerini yerine getiren basın emekçilerine yönelik bu ‘kin ve nefret’ söylemi içeren açıklamalarınız, belki sizin ‘kindar eğitim’ tıynetinize uygun düşebilir ancak ‘basın ve ifade özgürlüğü’ kapsamında savunulması mümkün değildir.

Bir devlet adamına yakışmayan bu hakaretlerinizin dozunu son zamanlarda giderek artırmış durumdasınız. Bu, sizin, hatalarınızdan kaynaklanan endişe ve korku dolu ruh halinizin dışavurumu olsa gerek. Görevlerini yaptıkları için cezaevine konulan ve yargılanan meslektaşlarımızı ‘terörist’ olarak suçladığınız yetmediği gibi şimdi de ‘uluslararası tasma’ takmakla itham edebiliyorsunuz. Başta Anadolu Ajansı olmak üzere emrinizin altındaki medya kuruluşlarında çalışan basın emekçilerine yapılan mezalimi görmezden gelip, “varsın bir kısım medya bizimle olmasın” diyerek ayrımcılık yapmaya ve hedef göstermeye devam ediyorsunuz. Bütün bu hakaretlerinizin telafisi için özür dilemeniz bile yetersiz kalacaktır.

Haklarınız ve yetkileriniz sınırsız değildir. Yürütme organının başı olarak, yurttaşların özgürlük alanlarına şahsi keyfinize göre müdahale etmeye hakkınız yoktur. Hele onlara hakaret etme hakkına hiç sahip değilsiniz. Sizin bu devlet adamlığına yakışmayan tutumunuzdan dolayı ülkemizin ve halkımızın geleceği adına endişe duyuyoruz.

İcraatlarınızı eleştiren gazetecilere, yazarlara, sanatçılara, aydınlara, akademisyenlere, sendikacılara, sivil toplum örgütlerinin temsilcilerine karşı, bütün bir toplumu temsil ettiğinizi iddia ettiğiniz makamınızın ağırlığına uygun düşecek saygı ve tahammülü göstermeye sizi bir kez daha davet ediyoruz.”


BASIN KONSEYİ'NDEN YAZILI AÇIKLAMA




Basın Konseyi’nin yine bugün yaptığı yazılı açıklaması ise şöyle:

“Sayın Başbakanın Pazar günü partisinin İstanbul Kongresi’ndeki konuşmasında ‘Bir kısım’ diye tanımlayarak kendisine yandaş olmayan medya için ‘Akbabalar’, ‘Yakın zamana kadar boyunları tasmalı olanlar’ diye kullandığı yakıştırmalar her bakımdan mesleğimizin hak etmediği ağır suçlamalardır. Kendisine, çok sevdiği Osmanlıca bir özdeyişle yanıt vermek gerekiyor: Üslubu beyan, aynı ile insandır.”



(BB)