GÜVEN: BURADA BİZDEN İNTİKAM ALINMAK İSTENİYOR

Savunması alınan Abdülhakim Güven kod adlı itirafçı Fırat Altun ise yakalanmadan önce mahkum ilan edildiğini ifade ederek, "Sabah dinlenen sanık bize 'İftiracı' diyordu. İtirafçı demek bu insanlarda düşman olarak algılanıyor. Sanki sadece devletin içine çete sızabiliyor. Yargıya, STK'lara her yere çeteler sızabilir. Orada oturan avukatların bir kısmıyla husumetim var. Bana düşmandırlar. Beni bütün insanlara hedef gösteren bunlardır. Bunlar bana ambargo uyguladılar. Burada bizden intikam alınmak isteniyor. Bu nedenle avukatların sorularına cevap vermeyeceğim" dedi.

TEMER ATAK:"SERAP'I YAKARAK ÖLDÜRENLERLE MÜCADELE İNSANLIK SUÇUYSA, BEN İŞLEDİM"

Daha sonra söz alan sanıklardan Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atak'ın oğlu Temer Atak, "Bu bayrağı sevmek insanlık suçuysa evet ben işledim. İşlemeye devam ediyorum ve bundan gurur duyuyorum. Çocuklarımıza polisin taşlanmamasını söylemek, öğrenci yurdunu yakanlarla, İstanbul'da Serap'ı yakarak öldürenlerle, 20 yaşındaki gencecik insanları öldürenlerle mücadele etmek insanlık suçu işlemekse, ben bu suçu işlemeye devam edeceğim. Bana 3 yıldır zulüm yapılıyor. Buradan bize ana, avrat küfür edildi. Bugün tam 3 yıldır buradayız. Biz niye burada olduğumuzu biliyoruz" dedi.

KAMİL ATAK'IN GÖZLERİ DOLDU

Savunması alınan Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atak, iddia edilen suçları işlemediklerini vurgulayarak, "Neden bu kadar zulüm görüyoruz? 2011'de benim öğrenci yurduma saldırarak yakmak insanlık suçu değil mi? 'Kasap' kod adlı bir terörist gelerek 4 kişiyi bıçakla keserek öldürdü. Geri kalanların evini ateşe verdi. İnsanlık suçundan bahsedenler bunun da farkında. İddia üzerine, mezardan 100 yıllık kemikleri çıkarıp araştırıyorsun. O insanların haklarını neden savunmuyorsun? Biz devletiz. Hakiki Kürt benim. Bunu yapanlar Kürtleri birbirine düşman etmiş. Gelin buna karşı çıkalım"dedi.

Kendisine 'Vatan haini' dendiğini belirten Kamil Atak, "Asıl hain Kürt, Kürtleri kesenlerdir. Kürt, Kürdü öldüremez. Halkımız buna dikkat etsin. Elimde bazı listeler var. Ben bu listeleri açıklarsam, Cizre bazılarına cehennem olur. Bazı beyefendiler kendini sağlam tutuyor. İşte Kürt benim gibidir. Fitne istemiyorum. İnatla bunu söylüyorum. Benim evimde sadece benden doğan çocuk ve torunlarım, 73 nüfus var. Çocuklarımız perişan oldu. Bize hiç mi acımıyorsunuz?" dedi. Kamil Atak'ın bu sırada gözlerinin dolduğu ve konuşmakta zorlandığı dikkat çekti.

'BENİ DEĞİL OĞLUMU TAHLİYE EDİN'

Binlerce silahlı adamı ve aşireti olduğunu söyleyen Kamil Atak, "Benim buradaki adamlara ihtiyacım yok. Cemal Temizöz ise görevim icabı samimiydim. Bazı siyasiler faili meçhullerin üstüne gittiklerini söylüyor. Üstüne gidiyorlarsa gerçek sanıkları bulsunlar. Bazı televizyonlar benim devletin kirli yüzü olduğumu söylüyor. Onlar kirli yüzün kim olduğunu iyi düşünsünler. Beni bırakmayın. Barış olana kadar beni bırakmayın. Ama çocuğumu bırakın. Gitsin çoluğumuza, çocuğumuza baksın. Kaçarsa cezasını ben çekmeye razıyım. Biz bu kadar zulmü hak etmedik. Kendimin değil oğlum Temer'in tahliyesini talep ediyorum" dedi.

'ÖLÜNÜN PARMAĞINDAN YÜZÜK ÇALAN HAYSİYETSİZ ADAM GERGİNLİĞİ

Daha sonra sanıklardan Adem Yakın'a savunması için söz verildi. Yakın, terörü iliklerine kadar yaşayanların ancak bu durumu bildiğini belirterek, "Ağızlarından kan damlayan vampirler insan hakları savunucusu olamaz" dedi. Bu sırada yerinden kalkan müdahil avukatlarından Rıdvan Dalmış'ın, "Bu adam haysiyetsiz bir adamdır. Ölünün parmağından yüzüğünü çalan bir adamdır" sözleri salonda gerginliğe neden oldu. Mahkeme Başkanı'nın müdahale etmeye çalıştığı tartışmaya diğer avukatlar da katılınca ortam iyice gerildi. Tartışma sırasında sanık ve müdahil avukatları bir birlerine laf atarken, avukat Rıdvan Dalmış,"Haysiyetsiz, şerefsiz, onursuz insanlar insan hakları savunucusu olamaz diyor. Bizler haysiyetli, onurlu insan hakları savunucularıyız. Dosyada gizli tanık olan kendi arkadaşlar, ölünün parmağından yüzük çaldığını söylemiş" dedi.

Tartışmaya katılan sanık avukatları da, 'Haysiyetsiz' sözünün tutanaklara geçmesini istedi. Bir süre devam eden gerginlik, mahkemenin salondaki ses kayıtlarını incelemek için ara vermesiyle sona erdi. Kısa bir aradan sonra duruşmaya devam eden mahkeme heyeti, görüntü incelemesi sonucunda 'Haysiyetsiz adam' sözünün ses olarak duyulduğunu, bunun mahkeme heyeti tarafından da duruşma sırasında duyulduğunu tutanaklara geçti.

TEMİZÖZ'DEN SHAKESPEARE'LI SAVUNMA

Duruşmada söz hakkı verilen Kayseri eski İl Jandarma Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz uzun bir savunma yaptı. 1993 yılında Madımak Oteli'ni kimin yaktığının belli olduğunu vurgulayan Temizöz, şöyle konuştu: "Orada dinci, irticai gruplar organizesinde oldu. 2011'de de Cizre'de öğrenci yurdu yakıldı. Orada da bölücü gruplar yaptı. Öğrenci yurdundaki çocukları çıkarmasalardı, orası da Madımak olmaz mıydı? 1988 yılından benim dönemime kadar Cizre'de nasıl bir vahşet uygulandığını biliyoruz. Bu kadar insafsızca iddialarda bulunuyorlar. Balyoz davasında Koramiral Kadir Sağdıç'ın eşi ve çocuklarıyla konuşma kayıtları çıktı. Bir organizasyon bunu parça parça birleştirip yayıyor. Bunu kimin yapıp dinlediği de malum. Ben her defasında baş olmuş bir organizasyonun ne yapmaya çalıştığını anlatmak istedim.

Oslo'daki çirkin pazarlıkta vali, emniyet müdürü, komutan atamalarında örgütü düşman görmeyenlerin atanacağının konuşulduğunu da söylemiştim. Devlet içinde devlet olmuş bu organizasyonun oyunuyla MİT ile ilgili ifade krizi yaşandı. Savcılar görevden alındı, KCK operasyonu yapan polisler kitle tayinine tabi tutuldu. Heyetinizin de bu organizasyonu görmesi gerekir. Savcı, gizli tanıkların anlattığı 14 olaydan 10'una ulaşamamıştır. Ben Cizre'de tehdit altında birliğimi emir-komuta ettim. İçişleri Bakanlığı'ndan benim dönemimdeki patlayıcı ve bomba olaylarının dökümünü isteyin. Göreceksiniz Afganistan'da bile bu kadar yoktu. Soyut iddialarla bizi daha ne kadar içeride tutacaksınız. Shakespeare'ın bir sözü vardır. 'Yiğitlik intikam almak değil, tahammül etmektir.' Bende tahammül etmenin yanında tahliyemi istiyorum."

YEDEK HAKİM SANIKLARIN GÖZLERİNİ İNCELEDİ

Mahkemenin Üye Hakimi İsmail Gözükara ise duruşmada ilginç bir uygulamaya imza attı. Hakim Gözükara, Cizre'de öldürülen Abdullah Efelti'nin eşi Besni Efelti'nin ifadesinde katillerden birinin gözünün akında leke olduğunu söyleyerek sanıklara göz kontrolü yaptı. Üye Hakim, tüm sanıkları tek tek yanına çağırarak gözlerini kontrol etti. Yapılan kontrolde sanıkların gözlerinin beyaz kısmında herhangi bir lekeye rastlanmadığı tutanağa geçirildi. Duruşmada sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek, ertelendi.



FB (GG/RT)