Saydam, önce SSK, Bağkur ve Emekli Sandığı'nın bir araya getirilmeye çalışıldığını belirtirken, "Ama hala getirilmediğini kurum da bizler de çok iyi biliyoruz. Hala 3 kurum için ayrı ayrı işlem yapılmaktadır. Çalışan devlet memurları, yeşil kartlı vatandaşlar SGK bünyesine dahil edilmiş, ama kurum hala eskisi gibi işlemektedir. Neredeyse 75 milyonu kapsadığını iddia eden kurumun ilaç harcaması elbette artacaktır. Artmaması matematiksel olarak mümkün değildir" dedi.

Vatandaşların her ay SGK'na oldukça yüksek miktarda prim yatırdığını belirten TEİS Genel Başkanı Nurten Saydam, haklı olarak ilaç ve sağlık hizmeti beklediğini hatırlattı. Saydam, "Üstelik muayene ücreti, yazılan her kutu ilaç için ilave katkı payı, ayrıca aldığı ilaçlar için katılım payı (emeklilerde yüzde 10, çalışanlarda yüzde 20) ve en ucuz ilaca göre SGK tarafından yapılan düzenleme ile eşdeğer ilaç farkı ödemektedir. Bütün bu ücretler maalesef eczanelerimizden tahsil edilmektedir. SGK tarafından eczanelerimiz Muayene ücreti tahsil veznesi gibi kullanılmaktadır" dedi.

Saydam, kurum yetkililerince vatandaşlara net olarak anlatılmayan bu durumdan bütün eczacıların şikayet ettiğini belirtirken, "Vatandaş haklı olarak, 'Bu para nerden çıktı?' 'SGK'ya neden prim ödüyorum?' 'Ben sana mı muayene oldum?' 'Hastanede para ödemiştim veya ben hastaneye gitmedim ki, ne zaman gitmişim?' gibi sorular soruyor. Sosyal Güvenlik Kurumu ya bizim zorunlu tahsilatçılık yapmamıza neden olan bu uygulamayı eczanelerimizin üstünden alsın, yahut çıkıp vatandaşların ne için ne kadar ödediklerini kamuoyuna açıklasın" dedi.

Vatandaşın, 8 Mart 2012'de yapılan yeni değişiklikle her kutu ilaca ayrıca para ödediğini hatırlatan Eczacı Nurten Saydan, yüzde 70 oranında artan muayene ücretlerine vatandaşın tepki gösterdiğini de belirtti. Saydan, "Vatandaşlarımız reçetesindeki 3 liralık ilaç için 3 lira para ödüyor. Ayrıca hastanelerden ancak fatura edilince sisteme düşen birikmiş muayene ücretleri ise hastaların ödeme gücünü zorlamaktadır. Çoğu vatandaşımız ilaçlarını almaktan vazgeçiyor. Bunun sonucu olarak sadece 'muayene olarak' iyileşemediği için kısa bir süre sonra tekrar doktora gitmek zorunda kalıyor. Kendisini sağlık otoritesi sanan kuruma buradan sormak istiyoruz: Genç nüfusumuz var, ama neden senede ortalama 9 defa doktora gidiyoruz?" dedi.

SGK'nın, bu ülkenin sağlık otoritesi olmadığını, finans kurumu olduğunu da belirten Saydan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bunu fark etmediği ve tedavi sürecine sadece günü kurtaran ekonomik kıstaslarla müdahil olduğu sürece, sağlık harcamalarının azalması mümkün değildir. Dünyada bir çok ülke bu yöntemi denemiş ve harcamaların orta ve uzun vadede arttığını görerek vazgeçmiştir. Siyasi iradenin bunun farkına varmasının, Sağlık Bakanlığı'nın da görev alanına sahip çıkmasının, vatandaşımızın ve gelecek kuşakların sağılığı için elzem olduğunu kamuoyunun bilgisine ve dikkatine bir kez daha sunuyoruz."