Tartışmayı gündeme Zaman gazetesinin yayınladığı bir haber taşıdı. Gazete haberinde, Başbakan Erdoğan'ın partisinin Kızılcahamam kampında, yurt eksikliğinin yol açtığı sıkıntılara örnek olarak ''Genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor. Bunun denetimi yok'' dediğini aktardı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, özel evlerde kalan öğrencileri denetlemek gibi bir bir düşünce içinde olmadıklarını vurguladı. Arınç, haberi 'düpedüz asparagas' olarak niteledi.

Tartışma sosyal medyada#KızlıErkekliAynıEvdeKalıyoruz ve#KizinOluncaAnlarsin etiketleri ile yayılmaya başladı.

Erdoğan salı günü ise, grup toplantısında karmaşık ortamlar olarak nitelediği evlerde her türlü şey olabildiğini söyledi ve ''Bunlara da kusura bakmasınlar, muhafazakar demokrat bir iktidar olarak müdahil olmak durumundayız. Kimse bunu özel hayata müdahale olarak yorumlanmasın'' dedi.

Arınç haberin yalan olduğu iddiasından geri adım atarak, böyle evlerde "Çoğu zaman kaybeden kızlar oluyor" dedi.
Sağlık Bakanlığı Müşaviri Ahmet Özdinç Twitter hesabından yaptığı "Saha araştırması yaptım, jinekologlarla konuştum. Kız öğrenciler arasında kürtaj patlaması var" dedi. Bu açıklama Bakanlık tarafından yalanlandı.

Erdoğan Finlandiya'da yaptığı açıklamada, kimsenin özel hayatına müdahale edilmediğini ifade ederek, ''Halkımızın özel hayatı bizim teminatımız altındadır. Meşru hayat vardır, gayri meşru hayat vardır'' diye konuştu.

İçişleri Bakanı Muammer Güler, ''Terörle ilgili yaptığımız çalışmalara da terör örgütlerinin öğrencileri elde etmede kız erkek ilişkilerini kullandıkları bir vakadır" diye konuştu.

Gülen hareketinin önde gelen yayın organlarından, İngilizce yayın yapan Today's ZamanGazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş 'ev tartışması'nın bir ihtiyacın ürünü olduğu görüşünde.





Basbakan işini bilir ne diyorsa amin çunkü o bu milletin yuzunu guldurdu o adam bu milettin kötulugunu dusunmez dunyada yaklasik 350 milion türk var bugun onun sayesinde onlar turk olmaktan gurur duyuyor






Başbakanın reşit bireylerin hayatlarını nasıl sürdüreceklerine dair konuşmaya hakkı ve yetkisi yok. Yurttaşların dilediği cinsiyet ve cinsel yönelimden insanla birlikte yaşaması Başbakanı ve devleti ilgilendirmez. Kişilerin özel hayatına karışmak değildir devletin işi. Aksine devlet, bireylerin özel hayatlarına yönelik tehditleri bertaraf etmek için var. Terör meselesi ise ülkenin en bayat yalanı.
Toplumun özgürlük baglamindaki taleplerini en küçük azınlıktan da gelse dikkate almalıdır, özgürlükleri kısıtlama taleplerini ise cogunluktan da gelse engellenmelidir. Aksi takdirde faşizm varılacak son nokta olur .






CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da tartışmaya katılarak, Başbakan Erdoğan'a insanlara birey olarak bakmayı öğrenmesi çağrısında bulundu.

'İnsanların yaşamına devlet karışmamalı'

Siyasetçi, akademisyen Mehmet Bekaroğlu, Twitter hesabından hücre evi tartışmasına ilişkin görüşlerini maddeler halinde paylaştı. Bu tartışmaya çok soran olduğu için katıldığını söyleyen Bekaroğlu, Türkiye'nin böyle bir konuyu tartışmasını abesle iştigal olarak gördüğünü söyledi. Bekaroğlu'na göre "Kızının-oğlunun kız-erkek bir arada yaşamasına karşı olmak-olmamak başka, devletin evleri kontrol etmesine istememek-istememek başka." Bekaroğlu devletin böyle bir görevi olamayacağını olmaması gerektiğini söylerken "İnsanların yaşamına devlet karışamaz, karışmamalı." ifadesini kullanıyor.



Hükümetin aldığı önlemlerde yeterince ileri gitmediğini düşünenler de var, örneğin Sabah gazetesi yazarı Taha Kılınç: