Çiçek, konuya ilişkin kendisinin genel yaklaşımını aktarırken şunları söyledi:


 “Birçok bilim dalında, disiplinlerde, uygulamalarda olduğu gibi yargı alanında da ihtisaslaşma ihtiyacı ortada. Bu ihtisaslama ihtiyacıdır ki, geçmişte hukuk mahkemeleri, ceza mahkemeleri tarzındaki kalın bir ayırımdan sonra bir çok mahkemeler kuruldu. Mesela hukuk alanında tapulama mahkemeleri, iş mahkemeleri kuruldu, tüketici mahkemeleri, aile mahkemeleri var. Mesela son spor mahkemesi kuruldu. Yani bir yargı organının bir bölümü sporla ilgili konulara bakacak. Ceza davalarında da Sulh Ceza, Asliye Ceza, Ağır Ceza, ama bunlar içerisinde şimdi tartışılan mahkemeler kuruldu. Bunun gerekçesi örgütlü suçlar özel bir çaba, dikkat ve geçmişi olan suçlardır, bunu numaratörün belirlediği bugün şu mahkeme, yarın bir başka davaya baksın yerine, bu suç örgütlerini tanıyan, soruşturmuş, kovuşturma yapmış, deneyimli hakim ve savcılar eliyle, bağlantıları da çok olan hatta bazen sınr aşan niteliği de olan suçlar olduğu için yani planlama bir yerde yapılıyor, uygulama bir yerde, mühimmat bir başka yerden geliyor. Bunları hesaba katarak, gerçeğin ortaya çıkarılmasında fayda sağlayacağı düşüncesiyle bu mahkemeler kuruldu."


DÜZENLEME, UYGULAMADAKİ İHTİYAÇLARDAN KAYNAKLANIYOR


Özel yetkili mahkemeler konusunda toplumda tartışılan iki görüşün yer aldığını söyleyen Çiçek, “Birisi, deniliyor ki, ‘Bu mahkemeler kalksın. Dosyaların o günkü durumuna göre bilgisayardan hangi dava hangi mahkemeye düşecekse, yani her ağır ceza her türlü ağır cezalık suça baksın ’. ‘Hayır, böylesi doğru olmaz. Bu tür mahkemelere ihtiyaç var. Görevi yetki açısından yeni baştan bir değerlendirmeye tabi olsun’ diyenler var. İki görüş var. Yani herkes bu mahkemelere kalksın demiyor, herkes de bu mahkemeler bu haliyle kalsın, demiyor. Belli ki, her düzenleme uygulamadaki bir kısım ihtiyaçlardan kaynaklanıyor. Bugün de böyle bir ihtiyacın olduğu ortaya çıkıyor. Ben de ikinci görüşü paylaşıyorum" dedi.


PÇK-YK (MK) (FOTOĞRAF)