Samsun’un Çarşamba İlçesi’nde Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ali Fuad Başgil Hukuk Fakültesi’nde bugün 'Yeni Anayasa Yapım Süreci' konulu konferansa katılan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, toplantı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. TSK’nın İç Hizmet Kanunu’nun 35'inci maddesinin yeniden tanımlanacağı ve darbelerin tarih olacağı yönünde çıkan haberlerle ilgili soruyu yanıtlayan Kuzu, “35'inci maddenin kalması ya da kalkması darbeyle alakalı bir mesele değil bana göre. Asker darbe yaptığı zaman bunu her zaman kullandı, ama hiçbir zaman hukuk metni bir darbeye zemin hazırlayamaz. O hukuk metni olmaz. Eğer bu bir yetki ise o zaman şöyle olması lazım. Başbakanı arayacak Genelkurmay başkanı (darbe yapanlara söylüyorum), 'Ey başbakan 35. maddenin şartları gerçekleşti. Sen kalk ben geliyorum.' Niye gece 3’te geliyor gündüz 3’te gelmiyor o zaman. Adama sorarlar. Dolayısıyla böyle bir yetki yok" dedi. Darbenin, darbeye teşebbüsün eskiden idam, bugün ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan bir suç olduğunu hatırlatan Kuzu, "O maddede düzenleme yapılabilir ama darbe yapmak isteyen insana o madde ne destek olur ne de engel olur. Kafaya koymuşsa zaten gelir” dedi.

"GENÇLERİN KAFASINDAN KALDIRMAK LAZIM"

Bunun zeminini kaldırmak gerektiğini ifade eden TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, “Demokrasiyi güçlendirmek, gençlerin kafasından bunu kaldırmak lazım. Özellikle Harp okullarının eğitimini buraları düzeltmek lazım. Eğer oralarda bir sıkıntı varsa oraları düzeltmek lazım. Oralarda sivile güveni, demokrasiye, temsilcilere güveni aşılamak lazım. Meclisin üstünlüğünü aşılamak lazım. Herkesin görevi olduğunu söylemek lazım. Askerin görevinin askerlik, savunma görevi olduğunu, siyasetçilerin de başka görevi olduğunu anlatmak lazım. Bunu yaparsak köklü çözüm orada. Yoksa madde kalkmış kalkmamış bunların bir anlamı yok” diye konuştu.

"KİTAPTA YAZILANLAR ANKARA'DA ÇALIŞMIYOR"

Daha sonra öğrencilerin, öğretim üyelerinin de bulunduğu yaklaşık 500 kişilik salonda konuşan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, konuşmasının büyük bölümünü başkanlık sistemine ayırdı. Kuvvetler ayrılığı meselesine değinen Burhan Kuzu, “Bu noktaya dikkat çekmek isterim. Kuvvetler ayrılığı ilkesini size anlatmışlardır. Nedir. Yasama, yürütme, yargı. Üç ayrı kuvvetin üç ayrı organ olarak bulunması. Kuvvetler ayrılığının bu anayasanın da tam bam teli olması lazım. Peki kuvvetler ayrılığı dediğimiz zaman son günlerde tartışılan bir başkanlık modeli tartışması var. Çoktandır var. Son bir haftadır gündeme gelmeye başladı" dedi. Kuvvetler ayrılığında bugünkü parlamenter modelin niçin işlemediğini soran Kuzu, "Sebebi belli. Size kitapta anlatınlar uygulamada yok. Ben bir milletvekiliyim. Kitapta yazılanlar Ankara’da çalışmıyor” dedi.

"YASAMA ORGANI SADECE ŞEKLEN VAR"

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, "Buradan başkanlık modeline geçtiğimiz zaman bir daha söylüyorum. Kuvvetler ayrımı içerisinde parlamenter modelde yasama organı sadece şeklen var" diyerek, "Mesela kanun yapma yetkisi kime ait parlamentoya ait. Peki uygulamada nasıl bu iş. Yüzde 98’i kanunların hükümetten gelir. Usulden geçer gider. Biz komisyon başkanı olarak yasamaya müdahalemiz oldukça sınırlıdır. Yok denecek kadar azdır. Orada oturan bakanın katılmadığı hiçbir önerge kabul edilemez. Kim uygular kanunları yürütme. Yapan o . Uygulayan da o" diye konuştu. Kuzu sözlerine şöyle devam etti:

"SİSTEMİN KENDİSİ HASTA"

"Para muslukları kimin elinde hükümetin elinde. Hükümetten gelen talebe yok deme şansı parlamento çerçevesinde hemen hemen imkansız. Tablo böyle olunca yasama onun elinde uygulayan kendisi. Para muslukları onun elinde, harcayan kendisi. Peki yasama organının görevi ne? Acaba denetim yapabilir mi? Acaba bu mümkün mü? Gensoru var bir bakanın düşürülmesi için. Şimdi canlandırın gözünüzde. Muhalefet partisi sık sık kullanıyor. Bir güvenoyu getiriyor önümüze. Filan bakan hakkında düşürülmesi diye. Bakan hakkında gensoru hazırlanmış. Haklı haksız kendine göre. Şimdi önümüze geliyor. O bakan benim arkadaşım. O muhalefete uyararak kendi bakanımızı düşürür müyüm diye düşünürüm. Bunun gelmesi hata. Bu sistem baştan beri sakat. Sistemin kendisi hasta. Bakan düşse hükümet çalışamaz. O bütçe verilmezse hükümet çalışamaz. Parlamenter rejimin kendisi hasta. Şimdi gazetelerde okuyoruz üç tane bakan değişecek diye. Şimdi düşünüyorum bize buradan bir şey düşer mi? Ne yapacaksın düşmesi için başbakanla iyi geçineceksin. Başka çaren yok, çünkü sistem böyle.”

"DİKTATÖRLÜKTEN KORKUYORSANIZ BAŞKANLIK SİSTEMİNİN LİMANINA SIĞININ"

Başkanlık sistemi için muhalefetin “diktatörlük gelecek” eleştirilerini de yanıtlayan Burhan Kuzu, parlamenter sistemin diktatörlük olduğunu belirterek, “Parlamenter sistem iflah olmaz bir model. Diktatörlük varsa bugün parlamenter sisteminde var. Diktatörlükten korkuyorsanız başkanlık sisteminin limanına sığının. Başkanlık modeli aklın bulduğu bir sistem” dedi. Kuzu, Türkiye’nin yaptığı en iyi anayasaların Atatürk dönemindeki yapılan 1921-1924 anayasaları olduğunu da belirtti.

Daha sonra öğrencilerin sorularını yanıtlayan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, tutuklu hükümlü sayılarının geldikleri dönemden çok farklı olduğunu belirterek, “Bizden önce yüzde 30 hükümlü yüzde 70 tutuklu vardı. Bugün tam tersi bir durum var” diye konuştu.

DEVEKUŞU YUMURTASI HEDİYE ETTİLER

Konferansın ardından Burhan Kuzu’ya OMÜ Rektörü Prof.Dr.Hüseyin Akan tarafından plaket verildi. Öğrencilerde bir sepet içerisinde Kuzu’ya Samsun Büyükşehir Belediyesi Hayvanat Bahçesi’nden aldıkları devekuşu yumurtası hediye etti. Yumurtayı alan Kuzu, “İşte hep böyle olun” diyerek espri yaptı.