"DÜNYA KAMUOYU SADECE REJİMİ KINIYOR "


Ebu Salah, konuşmasında Türkiye ve Suriye arasındaki tarihi bağların çok derin olduğunu kaydetti. Salah, " Suriye halkının sesini Türk halkına ulaştırmak için bu basın toplantısıını düzenledik. Suriye ve Türk halkı arasında tarihi bağlar var. Suriye rejimi bu derin bağları sürekli kırmaya çalıştı " dedi. Suriye ve Türkiye arasındaki en önemli ilişkinin ekonomik ilişki olduğunu kaydeden Ebu Salah, Suriye'de bugün yaşananlarla ilgili de konuştu. Ebu Salah, " Suriye'de mezhebe dayalı bir öldürme politikası var. Suriye halkı 1960'tan beri askeri rejime tabii tutuldu. Bu rejim siyasi faayetleri durdurdu. Suriye'de çok ciddi katliamlar yapıldı. Bu katliamlar bizler tarafından insan hakları derneklerinde tespit edilmiştir " diye konuştu. Ebu Salah, " Suriye rejimi halkı siyasetten uzaklaştırmaya çalıştı ve insanların ekmeğine müdahale etti. Suriye devrimi 18 Mart 2001'de başladı. Dera'da başlayan olaylar orayla sınırlı kalmayarak Humus, Lazkiye ve bütün Suriye'ye yayıldı. Ancak ne yazık ki dünya kamuoyu Suriye halkına yapılan bu zulümleri durduramadı. Şu ana kadar bütün dünya kamuoyu Suriye halkına yardım edemiyor sadece rejimin faaliyetlerini kınıyor " şeklinde konuştu.


" SURİYE'DEKİ ŞEHİT SAYISI 19 BİNİ AŞMIŞTIR "


Humus Devrim Konseyi Sözcüsü Halid Ebu Salah, bugüne kadar ölen Suriyeliler'in sayısından bahsederek, " Şu an şehit sayısı Suriye'de 19 bini aşmıştır. Humus bu şehit sayısında önde gelmektedir. Orada 6 bin 500'ü aştı bu sayı. Daha sonra İdlip şehrinde şehit sayısı çok. Orada da 3 bin 100'ü aştı.


Şam kırsalında da şehit sayısı 2 bin 200'ü aşmış durumda. Hama şehri 2 bin 100 şehitten fazla şehit vermiş durumda. Dera'da bin 900 kişi şehit oldu. Halep kırsalında 748 şehidimiz var. Şam merkezinde 409 şehidimiz var " dedi. Ebu Salah, " Humus'a gidenler orayı Kosova'ya benzetebilir. Rejim dört taraftan çembere alınmış durumda. bombardımana tabii tutuyor. Diğer şehirler de Humus'tan daha iyi sayılmaz. Şam kırsalında Humus'ta yapılan katliamların yapıldığını biliyoruz. Bu askeri operasyonların amacı oradaki insanların iradesini kırmaktır " diye konuştu. Ebu Salah, " Suriye halkının ve devrimcilerin ne istediğinin konuşulması gerektğini belirterek, " Biz Suriye'de demokratik bir rejim istiyoruz. insanların fikirlerini korkmadan söyleyebilecekleri bir rejimden yanayız. Bütün dünyanın Suriye'de akan kanı durdurmakta aciz kaldığını görüyor ve buna inanamıyoruz. Rusya' nın Güvenlik Konseyini durdurabileceğine inanmakta güçlük çekiyoruz. Suriye halkının yanında duran herhangi bir devleti tarih unutmayacaktır. Yanımızda duran herkesi hatırlayacağız. Rusya ve İran Suriye devrimcilerine göre hesap vermek zorundadırlar. Okullarımızda üniversitelerimizde İran ve Rusya'nın bu rejime nasıl destek verdiklerini çocuklarımıza anlatacağız. Suriye'de bazı muhaliflerden de muzdaribiz . Muhalefet arasında da görüş ayrılıkları var " şeklinde konuştu.


" TÜRKİYE'DEN İSTEĞİMİZ SİYASİ GÜÇTEN ASKERİ GÜCE İNTİKAL ETMESİ "


Halid Ebu Salah, Türkiye'nin siyasi güçten çok askeri güce geçmesi gerektiğine vurgu yaparak, " Türk halkına ve hükümetine teşekkürlerimizi iletiyoruz mültecilerimize yardım ediyorlar. Türkiye yaptığından daha fazlasını yapabilecek güçte. Devrimin başında sürekli çıkışta olan bir Türkiye tutumu vardı. Ancak ne yazık ki bunlar lafta kaldı fiiliyata dökülemedi. Türkiye şu ana kadar vermesi gereken gerçek ağırlığını koymadı ortaya. Biz Suriye halkı olarak Türkiye'nin iç dengelerini biliyoruz. Türkiye çok ciddi engellerle karşı karşıya. Ama aynı zamanda biz kardeş halklarız bunu Türkiye'nin gözönünde bulundurması gerekiyor. Bu rejim yalnız güç dilinden anlar ve güç uygulanmadıkça asla gitmez. Türkiye'den isteğimiz siyasi destekten askeri desteğe geçmesi " diye konuştu. Ebu Salah ' Türkiye'nin silahla güce geçmesi gerektiğinden ne anlamamız gerekiyor ? ' sorusuna " İki şey istiyoruz Türkiye'den. Birincisi devrimcilerin silahla desteklenmesini istiyoruz. Suriye halkını uçaklarla vurmaya başayan rejimin bu yöndeki tutumunu durdurmak için uçuşa yasak bölge oluşturulmalı. Aynı zamanda Türkiye Suriye arasında imzalanan Adana anlaşması var. Bu anlaşmaya göre Suriye güçleri Türkiye sınırına 5 kilometre yaklaşamaz. Türkiye'nin de bunu kullanarak bir tampon bölge oluşturmasını istiyoruz " şeklinde yanıt verdi.


UC(FOTOĞRAF)