Foça Balıkçı Barınağı'nda düzenlenen törende konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, denizlerdeki kaynakların hoyratça kullanılmaması gerektiğini, denizdeki varlıklarımızı korumak amacıyla birkaç yıldır Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından av mevsiminin başlaması- bitmesi, avlanma derinlikleri ve alanlarıyla ilgili bir dizi önlemin alındığını söyledi. Deniz ürünlerinin belirli bir sürdürülebilirliğe ulaşması gerektiğini belirten Bakan Yıldırım, "Ne bulursak, büyük küçük demeden herşeyi avlarsak havamızı alırız. Mevlana'nın sözü var 'önce fareyi def et sonra buğdayı topla.' O yüzden bu kararlar bazı arkadaşların hoşuna gitmeyebilir ama uzun vadede mutlaka bunun sonuçlarını göreceğiz. O yüzden bir günlük bakış değil, nesilden nesile devam edilecek sürdürülebilir bir balıkçılık anlayışını yerleştirmeye mecburuz" dedi.

Bakan Yıldırım, balıkçılıkta bir yandan denizlerdeki balık neslinin sürdürülmesini sağlarken, diğer yandan da balıkçıların kullandığı araç gereçlerle ilgili ihtiyaçlarının karşılanması gibi iki ayağın olduğunu söyledi. Denizle ve balıkçılarla, balık üretimiyle ilgili Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın gerekeni yaptığını söyleyen Bakan Yıldırım, "Bizim görevimiz balıkçıların işlerini yaparken hayatlarını kolaylaştırmak onların altyapı ihtiyaçlarını karşılamaktır. 8 bin 484 kilometrelik sahil bandında tüm balıkçı barınaklarımızı elden geçirdik. Bugüne kadar 178 balıkçı barınağını tamir ettik, eksikliklerini giderdik, 150 milyon TL harcadık. Bunun üzerine de 1 milyar TL harcayarak yeni 40 tane barınak yaptık. İzmir'de kısa süre önce Güzelbahçe'de çok modern bir balıkçı barınağının ihalesini gerçekleştirdik inşaatına başlıyoruz. İstiyoruz ki İzmir, ticaretten, turizmden, fuarlar şehrinden sonra denizciliğin de balıkçılığın da merkezi olsun" diye konuştu.

Türkiye'nin balık yetiştiriciliğinde de son yıllarda büyük atılım yaptığını dile getiren Bakan Yıldırım, "Bugün Türkiye, Avrupa'nın çipura, levrek ihtiyacının dörtte birini karşılar hale geldi. Her ne kadar deniz ürünlerinde tüketiminde istenen seviyeye ulaşmadıysak da ihracatta iyi yolda gidiyoruz" dedi.

Balıkçıların teknelerinin standartlarının iyileştirilmesi, ihtiyacı olan personelin, gemicilerin, tayfaların, insan kapasitesinin arttırılmasına yönelik bakanlığı tarafından önemli çalışmaların yapıldığını anlatan Binali Yıldırım, yüksekliğinden şikayet edilen cezaların azaltıldığını, liman kağıtlarıyla ilgili prosedürün basitleştirildiğini, gemi adamları ile ilgili evraklarının basitleştirildiğini, 2004 yılından bu yana denizciliğe verilen desteğin 2.9 katrilyonu bulduğunu söyledi.

İZMİR İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR

İzmir'e yapılan yatırımlar hakkında bilgi veren Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, son yıllarda başlatılan projelerin tek tek kendini göstermeye başladığını ifade ederek, "Çok uzak değil, buraya kurulacak Türkiye'nin en büyük limanı yüzde 40 seviyesine çıktı. Bu yıl sonunda altyapı bitiyor üst yapıyı da yap işlet devret modeliyle ihalesinin tamamlayacağız. 13 kilometrelik, haddehanelere giden Foça yolunu bölünmüş yol yapmanın sözünü vermiştik bu yolun çalışmaları başladı. Yeni Foça'ya yapılacak olan kıyı yapısının da çalışmalarına hız veriyoruz. Bir yandan kruvaziyer liman ihalesi devam ederken, Pasaport Bölgesi'ndeki yat limanının ihalesine de çıkacağız. İzmir'in kuzeyinden güneyine tüm sahil şeridinde yapacağımız kıyı yapıları, balıkçı barınağı, marinalar, toplam sayısı 15'tir bunların, 5'inin proje çalışmaları devam ediyor. Türkiye'nin hızlı tren özlemini de giderdik. Başkentle İzmir'i birbirine yaklaştıracak hızlı treninin birinci bölümünün ihalesini yaptık. Bilişim, iletişimde Avrupa'nın ilk on ülkesi arasına soktuk" dedi.

BİRLİK BERABERLİK ÇAĞRISI

Vatandaşlara birlik beraberlik çağrısı yapan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, "Şu bayrak bizim için hiçbir şeyle değişilecek bir şey değildir. Bu bayrağı sonsuza kadar göklerde dalgalandırmak her şeyin üzerinde, her şeyden daha önemli görevdir. Bunun anlamı da 75 milyonun birliği beraberliği ve kardeşliğidir. Ülkemizi yoran terör belasının üstesinden gelmenin yolu birlik beraberlik bağımsızlığımızın ülkemizin geleceğidir. Bunun için asla ve asla hiçbir kışkırtmaya oyuna gelmeyeceğiz. Olaylar bizi üzse de acı yaşatsa da şunu iyi bilelim bu ülkeyi bize emanet eden şehitlerimiz Türkiye Cumhuriyetini kuran irade, başta Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bize verdikleri görev bu ülkeyi birlik içinde ülkeye halel gelmeden muassır medeniyetler seviyesine taşımaktır. Bu görevi yerine getirmek için 75 milyon tek vücut halinde çalışmaya devam edeceğiz. Bu acıları bu sıkıntılar da Türkiye geçmişte nasıl üstesinden geldiyse bugün de üstesinden gelecek" dedi. Bakan Yıldırım, Foça'da gerçekleştirilen son terör saldırısından sonra İzmir halkının gösterdiği davranışın örnek olduğunu sözlerine ekledi.

"HER KARARI DANIŞARAK ALIYORUZ"

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ise denizlerdeki avcılıkla ilgili olarak yeni çıkartılan ve eleştirilere sebep olan kurallarla ilgili konuştu. Bakan Eker, "Aldığımız bütün kararlarda bilim insanlarının ve balıkçıların görüşleri var. Bundan sonraki süreçte de biz bu politikayı bu şekilde balıkçı kardeşlerimizle birlikte tatbik edeceğiz. Unutmayacağız ki bugün avladığımız balık gelecek nesillerden ödünç aldığımızdır. Bunu muhafaza edeceğiz politikamızı da avcılığımızı da buna göre yapacağız" diye konuştu.

150 Bİ BALIKÇI VAR

Türkiye'de 17 bini denizlerde, 3 bini iç sularda olmak üzere toplam 20 bin civarında balıkçı teknesinin, 88 bini ticari ruhsatlı 63 bini de amatör ruhsatlı olmak üzere 150 binin üzerinde de balıkçı bulunduğunu anlatan Bakan Eker, son yıllarda avcılık yoluyla yapılan balıkçılığın üzerindeki yükü hafifletmek amacıyla yetiştiricilik faaliyetlerine özel önem ve destek verdiklerini söyledi. Çeker yerleriyle birlikte Türkiye'de 367 balıkçı barınağının bulunduğunu, bunların 34'ünün İzmir'de olduğunu ifade eden Bakan Eker, "Şimdi balıkçılıkla ilgili zaman zaman medyada bir takım bilgiler söylenir. Bu ekolojik dengeyle ilgili bir mesele. Denizlerdeki varlık bizim bir günde, bir sezonda, bir yılda, beş yılda tüketmememiz gereken bir varlıktır. Çocuklarımız ve torunlarımızın da bu denizlerde bu faaliyeti sürdürmesi gerekiyor. O nedenle denizlerimizin sahip olduğu stokların iyi yönetilmesi, iyi muhafaza edilmesi bugün balıkçılık yaparken yarına zarar vermeyecek şekilde bu balıkçılığın yapılması gerekiyor. Son 30 yıla ait istatistikler bizim yaptığınız projelerin hazırladığımız sirkülerin ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor" diye konuştu.

BALIKÇILAR 1 MİLYAR LİRA KREDİ KULLANDI

2003'ten beri denizdeki balık yetiştiriciliğini destekleme kapsamına alındığını ve 60 bin ton olan üretimi 190 bin tona çıkartıldığını belirten Bakan Eker, "Bununla ilgili 2011'de balık yetiştiricisine ödediğimiz para 180 milyon TL. Bugüne kadar 736 milyon TL yetiştiricilik desteği ödendi. Sadece balıkçılarımızın istifade ettiği destekleme miktarı ÖTV'siz yakıtla ilgili 755 milyon TL. İki kalemi topladığımız zaman 1.5 milyar TL yapıyor. Yetmedi, biz Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü kurduk. Denizlerde balıkçılığı özellikle nesli tehlikede olan balık türlerini geliştirmek için birtakım faaliyetler yaptık. Kalkan, Mersin gibi balık türlerinin yavrularının karada yetiştirip denize bırakmak suretiyle miktarını arttırdık. Faizleri düşürdük yüzde 59 olan banka kredisi faizi bunu yüzde 5'e düşürdük. Balıkçılar 1 milyar TL kredi kullandılar. Sadece 2011'de balıkçıların yatırım amacıyla kullandığı kredi miktarı 235 milyon TL" dedi.

400 MİLYON DOLARLIK BALIK İHRACAATI 

Artan tekne sayısının balıkçılık üzerindeki olumsuz etkisini ortandan kaldırmak amacıyla yeni bir projeye başladıklarını anlatan Bakan Eker, "Teknesi 12-20 metre arasında olup balıkçılık dışına çıkartılacak tekne sahiplerine metre başına 10 bin TL ödeme yapıyoruz. 21-30 metre başına 15 bin TL, 31 metrenin üstüne 20 bin TL ödeme yapıyoruz. 2012'de ayırdığımız para 30 milyon TL, amacımız av baskısını azaltmaktır. Bunu azaltalım ki denizlerde daha çok avlayacak balığa sahip olabilelim. Özellikle belirli türlerin belirli bölgelerde av araç gereçlerinde düzenlemeler yaparak deniz varlığını sürdürmek istiyoruz. Bugüne kadar bunu yaptık. Bu tedbirlerle, bugün AB ülkelerinin tükettiği her dört çipura levrekten biri Türkiye'den gitme. 2011 yılı içinde yaklaşık 400 milyon dolar balık ihracatı gerçekleştirdik. Büyük kısmı yetiştiricilikten elde edilen balıklardan gelmektedir. Aldığımız tedbirler uyguladığımız projeler destekleme politikaları böyle bir sonuç verdi. Türkiye birçok alanda olduğu gibi bu alanda da dünyanın en çok büyüyen ülkeleri arasında yer aldı" diye konuştu.

Konuşmaların ardından her iki bakan bir balıkçı teknesine çıkarak sembolik olarak ağ attı ve su ürünleri avcılık sezonunu başlattı.

AÇILIŞ ÖNCESİ ÜS ZİYARETİ

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, 2012-2013 Su Ürünleri Avcılık Sezonu açılışı törenine katılmadan önce, geçen 9 Ağustos'taki çifte bombalı saldırıda iki şehit veren Foça Deniz Üs Komutanlığı'nı ziyaret etti. Bakan Yıldırım, basına kapalı ziyaret sorası Foça'da meydana gelen terör saldırısıyla ilgili sorular üzerine, "Foça Anfibi Birliği'ne taziyeye gittim. Emniyet gerekli çalışmaları yapıyor, Gaziantep'e meydana gelen benzer olayı da birleştirerek bağlantı var mı o yönde çalışma devam ediyor. Şu ana kadar somut bir bulguya ulaşılamadı" diye konuştu.



TG,SG (AÖ/AAA)(FOTOĞRAF)