Söyleşi: Başak Demir

Avrupa her geçen büyüyen sığınmacı akını ile mücadele etmenin yollarını arıyor. Uluslararası toplum, sığınmacı akınını durdurmak için diplomatik yollardan Suriye krizine çözüm yolları aramaya hız verdi.


Suriye kriziyle ilgili olarak Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şimdiye kadar izlediği politika da eleştiri oklarının hedefinde. Erdoğan'ın Suriye politikasını eleştiren İsviçre Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nün Başkanı Prof. Dr. Albert A. Stahel'e göre, Erdoğan Avrupa için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den daha tehlikeli olabilir. Stahel, Erdoğan'ın politikasının mülteci krizini tırmandırabileceğini savunuyor.


DW: Sayın Stahel, İsviçre’nin ASMZ (Allgemeine Schweizerische Militärzeitschrift) adlı aylık savunma dergisi için kaleme aldığınız analizde, ABD Başkanı Obama’nın, IŞİD’e karşı İncirlik Hava Üssü’nün kullanılması için Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile vardığı anlaşma ile Kürtleri 'bir dilim ekmeğe sattığını' yazıyorsunuz. Neden?


Prof. Dr. Albert A. Stahel: Nedeni çok basit. Kürtler, eğer şöyle söylemek gerekirse IŞİD'e karşı savaşta ABD’nin resmi olamayan bir müttefiki. Ya onları desteklemeye hazırsınızdır, bununla Amerikalıları kastediyorum ya da bunu yapmaz ve kartınızı çok açık bir biçimde Kürtleri düşman olarak gören Erdoğan’a oynarsınız.

DW: Sizce Erdoğan’ın Esad hükümetinin devrilmesini istemesinin ana amacı nedir?

Stahel: Bu şöyle açıklanabilir, Erdoğan’ın istediği Türkiye’nin nüfuzunu genişletmek. Özellikle de Suriye’nin Sünni bölgelerinde. Belki bunun ardına eski Osmanlı İmparatorluğu’nun devam etmesi düşüncesi de yatıyor olabilir. Oysa Esad bu yola taş koyuyor ve azınlık bir kesimin lideri olarak çoğunluğu Sünni olan bir halka hükümet ediyor. Erdoğan o nedenle Esad’ın gitmesini istiyor. Hem jeopolitik amaçları için hem de tahmin ediyorum ki belki de dini hedefleri için.

DW: Erdoğan’ın Suriye politikasının Ortadoğu için çok tehlikeli olduğundan bahsediyorsunuz. Nedir bu tehlike?

Stahel: Esad’ın bir diktatör olduğu ve kendi halkına kötü muamele yaptığınızı söyleyip Esad'ın gitmesini isteyebilirsiniz. Burası tamam. Ama 'Esad gitmeli' demenizin ardında jeopolitik hedefler, düşünceler yatıyorsa ve bunun yanı sıra Kürtler de hedef alınıyorsa, o zaman Ortadoğu’daki istikrarsız durumun çok daha vahim hale gelme ihtimali ortaya çıkıyor.

DW: Nasıl daha istikrarsız hale gelebilir?

Stahel: Eğer sadece PKK değil de Suriye’deki ve Irak’taki Kürtler de düşman ilan edilirse, tüm bölgenin çok daha istikrarsızlaşması söz konusu. Çünkü böyle bir hamle Kürtlerin ortak bir paydada birleşmesine yol açabilir. Bu şu an söz konusu değil. Türkiye ve Suriye’deki Kürtler arasında bir ilişki var ama Irak’taki Kürtlerle doğrudan bir ilişki yok. Eğer bütün Kürtleri karşınıza alırsanız o zaman gerçekten karşımıza çok ciddi bir istikrarsızlık çıkar.

DW: Erdoğan’ın Avrupa için Putin’den daha tehlikeli olabileceğini savunuyorsunuz. Neden?

Stahel: Birincisi, Erdoğan Ortadoğu’nun istikrarsızlaştırılmasına katkıda bulunuyor. Bir diğeri de IŞİD’e yönelik şimdiye kadarki toleranslı tutumu ile dolaylı yoldan en azından Suriye’deki savaşı tetikledi diyebiliriz. Buna bir de -tabiri caizse- Erdoğan’ın AB’ye şantaj yapmak için bir araç olarak kullandığı tüm sığınmacı krizi ekleniyor.

DW: Almanya Başbakanı Merkel’in Türkiye’deki seçimler öncesi İstanbul’a yaptığı geziyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Stahel: Bir yandan bu ziyareti yapmasını anlıyorum. Ama korkarım buradan pek bir sonuç çıkmayacak. Çünkü Erdoğan'ın AB üye ülkesi olma isteği neredeyse ulaşılamaz bir istek olarak kalacak ve bütün hikâye kaldığı yerden devam edecek.

DW: Başbakan Merkel’in ziyaretinin zamanlaması Alman basınında "Erdoğan’a seçim öncesi destek" olarak algılanabileceği yönünde çok eleştirildi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Stahel: Böyle bir mesaj verdiğini düşünmüyorum. En azından bir kez Türkiye’nin AB üyeliğinin tartışılacağını söyledi ama bununla Türkiye’nin iç politikasına karışmayı düşündüğünü hiç sanmıyorum. Onun için önemli olan daha çok Almanya’daki iç politika. Nitekim Merkel’in koltuğunu kurtarması gerekiyor. Asıl konu budur. Merkel de bu konuya odaklanarak Türkiye’ye gitmiştir.

DW: Esad’ın Moskova’da Putin’i ziyaret etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz. Bu ziyaretin ardında nasıl bir mesaj yatıyor?

Stahel: Bu da bir başka hikâye. Bunun Putin’in politikası olduğu söylenebilir. Putin elindeki her aracı eskiden Sovyetler Birliği ile ABD arasındaki eşdeğer güç ve dengeye, Rusya - ABD arasında da sahip olma mücadelesi veriyor. Suriye’deki hava operasyonları, Esad’ı iktidarda tutma isteği gibi politikaları bu amaca hizmet ediyor. Bu başka bir boyut. Bu noktada tabii Obama’nın geçmişte 'Kırmızı çizgi' söyleminde başarısız olması önemli oldu. Eğer o zaman operasyonlar başlasaydı şimdi ne Esad görevde olurdu ne de Putin onu jeopolitik amaçları için kullanabilirdi.

Zürich Üniversitesi'nde Stratejik Araştırmalar dersi veren Prof. Dr. Albert A. Stahel, aynı zamanda İsviçre Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı.

DW /