Sonbaharın, üst ve alt solunum yolu hastalıklarında artışa yol açmasının çeşitli nedenleri olduğunu kaydeden Prof. Dr. Bayındır, bu nedenlerin başında kapalı ortamlarda bulunmanın geldiğini söyledi. Prof. Dr. Bayındır, nedenleri ve bu dönemde görülen solunum yolu hastalıklarını şöyle anlattı:

"Mevsim şartları nedeniyle insanlar kapalı ortamlarda daha çok bir arada oluyorlar, bu da özellikle virüslerin hapşırma, öksürme ve temas yoluyla insandan insana yayılmasını kolaylaştırıyor. Soğuyan havaya uyum sağlamak amacıyla daha çok enerji sağlamak gerekiyor, bu enerji ihtiyacı karşılanmadığında vücut direnci düşüyor. Genelde soğuk iklimde yaşayan insanlarla ılıman iklimde yaşayıp zaman zaman soğuk havada yaşayan insanların uyumları farklı oluyor. Bunlara yetersiz altyapı koşulları, temizlik alışkanlığının yaygın olmayışı, hava soğudukça artan hava kirliliği ve ekonomik sorunları da eklemek lazım. Bu dönemde en sık gördüğümüz hastalıklar, nezle (soğuk algınlığı), grip, sinüzit, farenjit, tonsillit, larenjit, otit gibi üst solunum yolu hastalıkları ve trakeit, akut bronşit, bronşiolit, ağırlaşan astım atakları ve pnömoni (zatürre) gibi alt solunum yolu hastalıklarıdır. Üst solunum yolu hastalıkları daha basit gibi görünseler de dünyada en fazla iş gücü kaybına sebep olan hastalık grubudurlar ve alt solunum yolu hastalıklarının en önemli tetikleyicisidir."

KORUNMAK KOLAY

Prof. Dr. Bayındır, sonbaharla birlikte ciddi artış gösteren solunum yolu hastalıklarından korunmanın mümkün olduğunu vurguladı. "Kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmaktan mümkünse kaçının" diyen Prof. Dr. Bayındır, uyarılarını şöyle sıraladı:

"Mümkün değilse bu ortamların ve evinizin sık sık havalandırılmasını sağlayın. Hasta kişilerle öpüşmek, tokalaşmak gibi yakın temastan kaçının, ellerinizi sıkça, bol su ile iyice yıkayın, ellerinizi göz ve burnunuzla temas ettirmeyin. Ne çok kalın ne de çok ince giyinin, birkaç kat giyinip gereğinde bir kısmını çıkartın yani hem üşümemeye hem de terlememeye dikkat edin. Bol su için, su hem balgam gibi ifrazatları sulandırarak atılmasını kolaylaştırır hem de böbrekleri çalıştırıp toksik maddeleri atarak direncimizi arttırır, eğer imkanınız varsa taze sıkılmış meyva suları için. Mümkünse her gün ılık duş yapın, düzenli spor hiç olmazsa yürüyüş yapın. Öğünlerinize dikkat edin muntazam yiyin, sabah kahvaltılarına, mevsim meyve ve sebzelerine ağırlık verin. Astımlı olanlar ilaçlarını düzenli almalı, hava kirliliğinden, soba ve kömür etkisinden kaçınmalıdırlar. Sigara içmeyin, içilen yerlerde bulunmayın. Özellikle kronik akciğer, kalp ve damar, böbrek, karaciğer hastalığı bulunanlar, diabetliler, alkolikler, bağışıklığı zayıflamış kişiler ve yaşlılar her yıl sonbaharda grip aşısı ve 5 yılda bir zatürre aşısı yaptırmalıdır."

Prof. Dr. Ülkü Bayındır, tüm önlemlere rağmen sonbaharın tipik hastalıklarından birine yakalananlara da tavsiyelerde bulundu. Prof. Dr. Bayındır, "Ateş düşürücü, ağrı kesici ilaçlar, bol sıvı ve istirahatle destek tedavisine başlayabilirsiniz. Hastanın direncine, bulaşan mikrobun cinsine ve hastalık yapıcı etkisine göre klinik tablo farklılıklar gösterir. Şikayetlerin uzaması ve ateşin düşmemesi halinde hemen bir hekime başvurun"

uyarısında bulundu.



NC(İÖ/BT)