Bir firmada şoför olarak çalışan Fikret Arıcı, 1997 yılında Mersin'in Erdemli İlçesi yakınlarında yönetimindeki kamyon ile karşı yönden gelen Mustafa Aslan'ın kullandığı kamyonla çarpıştı. Kazada Mustafa Aslan yaşamını yitirirken, Arıcı 8'de 2 kusurlu bulundu.

Olayın ardından dönemin SSK Genel Müdürlüğü, Mustafa Aslan'a ödenen ölüm tazminatının Fikret Arıcı'nın kusuru oranında kendisinden tahsil edilmesi için 1997 yılında Mersin Erdemli Asliye Hukuk İş Mahkemesi'ne dava açtı. Yaklaşık 3 yıl süren dava sonunda mahkeme heyeti, Fikret Arıcı'nın bin 575 lira para cezası ödemesine karar verdi. 2000 yılında kendisine tebliğ edilen karara itiraz eden Fikret Arıcı, avukatı aracılığıyla kararı temyiz etmek için Yargıtay'a gönderdi. 2003 yılında yerel mahkemenin aldığı karar Yargıtay tarafından onanırken, faiziyle birlikte Fikret Arıcı'dan tahsil edilmesine hükmetti. Fikret Arıcı da 2011 yılının Şubat ayında SGK'ya faiziyle birlikte 10 bin 400 lira ödedi.

10 YIL SONRA İKİNCİ DAVAYI ÖĞRENİNCE ŞOK OLDU

Kaza yaptığı dönemde çalıştığı şirketin parayı ödediğini belirten Fikret Arıcı, geçen yıl parayı ödedikten yaklaşık 4 ay sonra kendisine yasal faiziyle birlikte 11 bin 440 lira daha ödeme emrinin Mersin SGK tarafından tebliğ edildiğini söyledi. Tebliği alınca şoke olduğunu ifade eden Arıcı, olayı araştırdığı zaman Sosyal Güvenlik Kurumu'nun olaydan sonra değişen katsayı artışı için 2001 yılında kendisine ikinci bir dava daha açtığını öğrendiğini belirtti.

İkinci davanın Erdemli Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görüldüğünü ifade eden Arıcı, şunları söyledi:

''2001 yılında açılan dava, 2002 yılında sonuçlanmış,  katsayı artışı için 3 bin 192 lira ödeme yapmama karar verilmiş. Ancak bu davadan ne benim, ne de avukatımın haberi olmadı. Yetkililerle görüştüğümde kaza yaptığım tarihte tutanaklarda bulunan adresime tebliğ edildiği söylendi. Ama ben 2000 yılında adres değişikliği yaptım ve bunu da başta yeni adresimin bağlı bulunduğu polis merkezi olmak üzere Nüfus Müdürlüğü'ne ve mahalle muhtarlığına resmi olarak bildirdim. Açılan davada belirlenen rakam şimdi faiziyle birlikte 11 bin 440 lira olmuş. Zaman geçtiği için itiraz davası gibi bir hakkım da yok."

ÖDEMEM MÜMKÜN DEĞİL

Yaklaşık 10 yıldır aynı adreste oturduğunu ve kendisinin bulunamama gibi bir durumunun söz konusu olmadığını öne süren Fikret Arıcı sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kaldı ki yine o dönemden bu güne kadar sigorta primlerimi ve vergimi eksiksiz olarak resmi kurumlara yatırıyorum. Benim bulunmamam mümkün değil. Bu para şimdi benden tahsil edilmek isteniyor. Ödeyemezsem maaşımdan kesinti yapılacağı da bana yine yetkililer tarafından söylendi. Ben asgari ücretle çalışan ve 3 çocuğu olan birisiyim. Maaşımdan yapılacak kesinti bu cezanın faizini bile ödemez. Konu ile ilgili olarak başta SGK Genel Müdürlüğü olmak üzere Başbakanlığa ve Cumhurbaşkanlığı'na mağduriyetimi anlatan dilekçe yazdım. Ancak şu ana kadar bir sonuç alamadım. Tüm resmi kurumlarda adresim varken beni bulamamaları gibi bir durum olamaz. SGK kendi yaptığı hatanın bedelini bana ödetmeye çalışıyor."



MKY(İA/COŞ)