Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin telefonuna ‘sehven’ yükleme yapıldığı iddiasına üzerine avukat Serkan Günel tam bir sene önce 26 Ocak 2011'de Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Bir senedir devam eden soruşturmada bir arpa boyu yol alınamadı. Soruşturmada sürecinde 3 savcı değişti ancak soruşturmada ilerleme olmadı.


BAKANLIK DOSYAYI SAVCILIĞA GÖNDERDİ


Görevli polisler hakkında İçişleri Bakanlığı da bir inceleme yaptı. Bakanlık geçen Şubat ayında incelemesinin ardından dosyayı ‘iddialar görev suçu kapsamına girmemektedir’ diyerek Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. İddiaların ancak Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılacak bir soruşturma sonucunda ortaya çıkabilecek mahiyette olduğunu belirten bakanlık, polisler hakkındaki iddialara memur suçlarına bakmakla görevli Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bakması gerektiğini bildirdi.


POLİSLERİN İFADESİ ALINDI


Savcılık bu gelişme üzerine polislerin konuya ilişkin ifadesini aldı. Telefon dökümünü yapan polis memuru H. Ö ifadesinde, “Mehmet Ali Çelebi ve Mahmut Oğuz Kazancı’nın telefon dökümlerini ben yaptım. Çelebi’nin telefon döküm kayıtları içerisine Kazancı’ya ait telefon bilgilerinin nasıl girdiği hakkında net bir fikrim yok. Kazancı’nın telefon döküm kayıtlarını Çelebi’ye ait telefon döküm kayıtlarına aktarmadım" dedi.


GEÇEN YILIN MAYIS AYINDA TÜBİTAK’TAN RAPOR İSTENİLDİ


Savcılık daha sonra Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin telefonuna İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ‘sehven’ yükleme yapılıp yapılmadığına ilişkin soruşturmayı genişletme kararı aldı. Söz konusu telefona yükleme yapılıp yapılmadığının TÜBİTAK tarafından incelenmesine karar veren savcılık, 24 Mayıs 2011’de TÜBİTAK’tan incelemeyi yapacak bilirkişi heyetinin isimlerinin bildirilmesini istedi.


TÜBİTAK ‘YOĞUNUZ’ DEDİ


Yaklaşık iki ay sonra cevap yazısı yazan TÜBİTAK, savcılığa şaşırtan bir yanıt geldi. TÜBİTAK yazısında, “Kurumumuzun konuyla ilgili uzmanları başka davalarla ilgili bilirkişilik yapmaktadır. İş yoğunluğu nedeniyle ilgili talebe cevap verilememektedir" dedi. TÜBİTAK kendisinden istenilen incelemenin İstanbul Emniyet Müdürlüğü veya Hacettepe Üniversitesi Adli Bilişim Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından da yapılabileceğini belirtti. TÜBİTAK ayrıca cep telefonu konusunda kurumlarında yetkin bir mekanizmanın da bulunmadığını vurguladı.


Savcılık, TÜBİTAK’ın bu yazısına 26 Eylül 2011'de sert bir cevap verdi. İstenilen incelemede görev alabilecek personelin isimlerinin biran önce gönderilmesini isteyen savcılık, “İş yoğunluğu, talebin ancak cevaplanma süresini geciktirebilir. Yani bilirkişiye verilen iş çok acele yapılması gereken bir iş ise görevlendirme yapmaktan imtina edilebilir. Bunun takdiri de Cumhuriyet Başsavcılığımıza aittir. Dosyada bir çok bilirkişi raporu alınmış olup, ancak kurumunuzda görevli uzman bilirkişilerce yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir" denildi. Savcılığın bu yazısının ardından TÜBİTAK’tan istenilen bilirkişilerin isimleri gönderildiği ancak TÜBİTAK’tan konuya ilişkin bir rapor henüz savcılığa ulaşmadı.


Ergenekon kapsamında tutuklanan Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin telefonuna, emniyet incelemesi sırasında Hizbü-t Tahrir terör örgüt üyeliğinden hakkında dava açılan Mahmut Oğuz Kazancı’nın telefonundaki isimlerin yüklendiği iddia edilmişti. Geçtiğimiz yıl ortaya çıkan bu iddia üzerine telefon üzerinde inceleme yapan emniyet görevlileri hakkında soruşturma başlatılmıştı.

 


(BB)