BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan'ın doğum günü kutlamasına izin verilmemesini eleştirdi. Demirtaş, karar nedeniyle son günlerde birçok ilde sıkı yönetim uygulandığını ileri sürüp, "Sıkı yönetim parlamentonun yetkisindedir. Türkiye'de Kenan Evren darbe yapmakla yargılanırken, şurada Tayyip Erdoğan darbeyi bizzat ve fiilen uyguluyor" dedi.

Öğle saatlerinde yanındaki milletvekilleri ile Suruç'a gelen Selahattin Demirtaş, ilçe belediyesini ziyaret ettikten sonra BDP ilçe binasına gitti. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı ilçede, Demirtaş yürüyerek gittiği parti binasının merdivenlerinden az sayıdaki partililerine hitap etti. Öcalan'ın doğum gününün yasaklanmasının ardından yaşananların sıkı yönetim uygulaması olduğunu ileri süren Demirtaş, şöyle konuştu:

"19 ilden getirilen güvenlik güçleriyle gazlarıyla panzerlerle coplarla bu halkın düşünceleri engellenmiş mi oldu? Halkın düşünmesi engellenmiş mi oldu? Bunu yapanlar gerçekten buna inanıyorlar mı? Eğer inanıyorlarsa dönüp şu an Ankara Adliyesi'nde yapılan yargılamaya baksınlar. Kenan Evren de elindeki topa, tanka, fiziki güce güvenerek sağıyla soluyla bütün düşünceleri ezebileceğine inanmıştı. Kimse sokağa çıkamıyordu, darbe yapılmıştı. Her tarafta işkence vardı. Bugün olduğu gibi yüzlerce insan sorgusuz sualsiz gözaltına alınmıştı. Ama insanların beynine, yüreğine kelepçe vurulamamıştır. Darbenin üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen yöneticilerin darbelerden ders alamamış olmamaları hazin bir tablodur. Halk Öcalan'ın doğum gününü kutlayamaz. Bu halk doğum gününü de kutlar, özgürlüğünü de ister, fikirlerini de savunur. Bunu demokratik hak çerçevesinde istediği her yerde yapar. Bunu engellediğiniz için bugün Kürt sorunu şiddet sarmalından kurtulamıyor."

"Milyonlarca insan 'Sayın Öcalan özgür olmalı, özgürlüğüne kavuşmalı' diyorsa bunun altında yatan çözüm ve barış iradesini herkes anlasın diye bugün Amara'ya yürüyoruz" diyen Demirtaş, hükümetin mesajı alması için yürüdüklerini söyledi. Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İmralı koşullarını kabullenmediği milyonlarca insanın böylesi uygulamaların nelere yol açtığını gördüğü için yürüyoruz. Mesele doğum günü pastası kesip mum üflemek değil, bu ülkede kan akıyor birilerinin bu gidişata dur demesi, hükümetin aklını başına alıp diyalogla müzakere ve barışçıl yollarla bu sorunu çözmesi için sürece müdahale etmesi lazım. İşte halk, on binlerce insan üç gündür onun için yollarda ama bunu engelliyorlar. Amara yürüyüşüne katılan halkımızı kutluyoruz, önemli bir direniştir. Urfa Valisi buyurmuş ayın 8'ine kadar her türlü etkinlik yasak. O zaman ayın 8'ine kadar bizim için her yer Amara'dır. Devlet hukuksuz bir şekilde görev yapıyor. Amara yürüyüşü sadece 4 nisan yürüyüşü değildir. Nevruz sadece 21 Mart değildir. Özgürlük kazanılana kadar bu ülkede Türk'üyle Kürt'üyle bu faşizmden kurtulana kadar her gün Amara her gün nevruzdur bizim için. Eğer devlet her gün faşizm diyorsa kendi bileceği iştir. Kenan Evren bu gün nasıl yargılanıyorsa gün gelir o koltuğa Tayyip Erdoğan oturur. Türkiye 12 Eylül'le hesaplaşıyor olabilir, Kürt halkı halen 12 Eylül'le mücadele ediyor. Bugün Suruç'tayız, halkın tamamı gönlü kalbi Amara'da atıyor. İçişleri Bakanı'nın genelgesinin gücü buna yetmiyor. Düşünce ve kalp atışlarını yasaklayamıyor. Herhalde bunu düşündükçe uykuları kaçıyordur, daha da çok uykuları kaçacak."

Demirtaş ve yanındaki milletvekilleri Hüsamettin Zenderlioğlu, Demir Çelik, İbrahim Binici, Aysel Tuğluk, Ayla Akat Ata, Özdal Uçar, Nursel Aydoğan, Hasip Kaplan ve Sabahat Tuncel konuşmanın ardından, danışmanları ve şoförleri ile birlikte Halfeti'ye hareket etti. İlçe çıkışında kontrol noktası oluşturan güvenlik güçleri milletvekilleri ve yanındakiler, dışında Halfeti'ye gitmek isteyenlere izin vermedi. BDP heyetinin Suruç'ta bulunduğu sırada, esnafların kepenk kapattığı ve 2 helikopterin havada uçuş yaptığı görüldü.



ÖP(HK/BT)