MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, beraberindekilerle birlikte Diyarbakır-Bingöl Karayolu Kayacık yol ayrımında güvenlik güçleriyle örgüt mensupları arasında çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Astsubay Üstçavuş Ahmet Ünver’in (28) Arkum Beldesindeki baba evini ziyaret etti. Şehidin babası Durmuş Ünver’in elini öpen Şandır, şehidin annesi Meryem Ünver, uzman çavuş abisi Mehmet Ünver ve yakınlarıyla görüşüp başsağlığı diledi.

PKK KAN KAYBEDİYOR 

Şandır, bir gazetecinin BDP’li Selahattin Demirtaş, 'Askerin elinde silah olsun, ama sıkmasın' sözünü nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusuna, bölücü terörün siyasi kanadı olan BDP’nin vermiş olduğu demeçlerin, bölücü teröre sahip çıkan demeçlerin asla kabul edilemez olduğunu söyledi. Şandır, terör örgütünün yoğun saldırı altında kan kaybettiğini belirterek, "PKK’nın ortaya koyduğu bu saldırılar mahiyet ve amaç da değiştirmiş bulunmaktadır. Bugün Hakkari merkezli Yüksekova, Şemdinli, Çukurca dörtgeninde maalesef işgale dayalı isyan provaları yapılmaktadır. PKK ölümüne alan hakimiyeti sağlayabilmek için tüm gücünü Türkiye’ye sürmüş durumdadır. Suriye’deki yönetim boşluğundan faydalanarak Suriye’nin kuzey doğusunda oluşturulmak istenen Kürt otomon bölgesine paralel Türkiye’nin güney doğusunda da böyle bir bölge kurabilmenin denemesi yapılmaktadır. Bu yeni bir durumdur. Buna karşı devletimizin, güvenlik güçlerimizin verdiği mücadeleyi yürekten kutluyoruz. MHP olarak TSK'nın, güvenlik güçlerimizin bölücü teröre karşı verdikleri bu kahramanca mücadelenin, savunmanın destekçiyiz. Bölücü terörü karşı verilen mücadeleyi zayıflatacak hiçbir faaliyetin içinde olmayız, desteklemeyiz. Bugün ülkemiz içeriden böyle bir saldırının, ayrışmanın kıskacında kıvranırken dışarıdan da çok ciddi bir kuşatma altında bulunmaktadır. İran, Irak, Suriye, Lübnan eksenli, Şii ekenli bu kuşatma Rusya ve Çin tarafından da desteklenmekte, böylelikle ülkemiz maalesef Ak Parti iktidarının yanlış politikaları sonucunda bir savaşın eşiğine gelmiş bulunmaktadır. Bunun tabi sonucu olarak da ülke içerisindeki ayrımcılar PKK terörünü de kullanarak milletimizi bölmeye, ülkemizi bölmeye karar vermişçesine yoğun saldırılarla ülkemizi bir yere sürüklemeye çalışıyorlar. Bu noktada topluma, sivil topluma, herkese büyük görevler düşmektedir. Özellikle MHP olarak bölücü terörü karşı mücadelede herkesi sağduyulu olmaya, birlik içerisinde hareket etmeye davet ediyoruz. Bölücü terörün siyasi kanadı olan BDP’nin vermiş olduğu demeçler bölücü teröre sahip çıkan bölücü terörün amacına sahip çıkan demeçler asla kabul edilemez. Türkiye, bugün bölücü terörün Türkiye’yi parçalamak yönündeki saldırısı karşısında hukukun içerisinde kalarak siyaset yapan herkesin, bu toprakların ekmeğini yiyen, suyunu içen herkesin ortak bir tavrına ihtiyacı vardır. BDP yöneticilerinin PKK’dan yana çıkan bu tavırları hukukumuza göre bir suçtur ve milletimiz tarafından da ibretle seyredilmektedir" diye konuştu.

BAŞBAKANIN SÖZLERİ DOĞRU

Şandır, bir gazetecinin Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın terör saldırıları sonrası TBMM’yi toplamak isteyen CHP için 'Terör Örgütüne motivasyon sağlamayız' açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusuna ise şu cevabı verdi: "CHP’nin TBMM’ni olağanüstü toplantıya davet etmiş olması doğru olmamıştır, faydalı olmamıştır. Bölücü terörün bu yeni saldırıları sonrasında Türkiye’de bir olağanüstü bir hal olduğunu kabul etmek ve bunun için meclisi toplantıya çağırmak bölücü terörün amacına hizmet etmek demektir. Bu propaganda gücünü arttırır. MHP olarak biz ilk günden bu ihtimali dillendirenlere karşı bugün konuşmak zamanı değil bölücü terörle mücadele etmek zamanıdır. TBMM’yi konuşarak meşgul etmenin hiç kimseye faydası yoktur. Bölücü teröre karşı verilen kahramanca mücadeleyi sulandırmaya kimsenin hakkı yoktur diye bir cevap vermiştik. Bugün sayın başbakan söylediği sözlerde doğrudur. Bunu MHP olarak biz ülkemizin birliği noktasında bölücü teröre karşı verilen mücadeleyi sulandıracak hiçbir davranışın masum olmadığını, meşru olmadığını, PKK’yı güçlendireceğini, propagandasına katkı vereceğini düşündüğümüzden böyle bir toplantının yapılmasını doğru bulmuyoruz. Tabi iç tüzüğün gereği meclis toplantıya çağrılacaktır. Ama 184 kişinin katılımı temin edilemezse meclis aç-kapama yapacaktır. Çok açık net olarak söylüyorum MHP, PKK’nın taleplerini güçlendirmemek, amacına hizmet etmemek için bölücü terörle mücadeleyi sulandırmamak için bu toplantıya katılmayacaktır."

BAŞBAKANI KINIYORUM

Hakkari’nin elden gittiğini söyleyen Pamukoğlu’nun sözlerine de değinen Şandır, şunları söyledi: "Başbakanın ona verdiği cevabı kınıyorum. Bugün ülkede herkes bölücü terör saldırıları karşısında endişelerini ifade etmektedir, üzüntülerini ifade etmektedir. Bu saldırıları durdurmakla sorumlu olan AKP iktidarının ve sayın başbakanın bu üzüntüleri ifade edenlere karşı kullandığı cümleleri doğru bulmuyorum. Hakkari’de bugün bir alan hakimiyet savaşı yaşanmaktadır. PKK ağır silahlarla ve kalabalık terörist guruplarla Şemdinli’yi işgal etmeye teşebbüs etmiştir. Güvenlik güçleri bugün itibariyle yaklaşık 20 gündür burada bu saldırıyı kırmaya çalışmaktadır. Sayın Başbakan Türkiye’nin her noktası kontrolümüz altındadır derken PKK teröristlerinin ağır silahlarla Türkiye’ye gelip, sınırı aşıp Şemdinli’ye saldırmasını önleyememiştir. Şemdinli, Yüksekova, Çukurca ve Hakkari merkezli bu bölgede yaşanan ve işgale dayalı kitlesel bir isyana dayalı bir eylemi Türkiye Cumhuriyeti devleti önleyememiştir. 20 günden bu yana da alanda alan hakimiyeti savaşı yaşanmaktadır. Sayın içişleri bakanının yapmış olduğu açıklama gerçekten büyük bir zafiyetin ifadesidir. 'Alan hakimiyetini PKK’ya kaptırmayacağız, alandan PKK’lı teröristleri bertaraf edinceye kadar bu operasyonlar devam edecektir' diyor. Yani PKK’nın bölgede bir alan hakimiyeti savaşı verdiğini içişleri bakanlığı da kabul ediyor. Şimdi sayın Pamukoğlu’nun sözlerini abartarak bu türde bir tepki göstermesi çok haklı değil. Türkiye’de gerçekten PKK batıda da İzmir’in Foça İlçesinde de böyle bir eylem ortaya koyabildiğine gören AKP yönetiminde Türkiye PKK saldırısı altında maalesef savaşa sürüklenmektedir. Bunu yok saymanın hiç kimseye faydası yoktur."

KÜRT VARLIĞI KÜRESEL PROJEDİR

İsrail’in Emekli İstihbarat subayı Nerian’ın 'Kürtlerin devlet kurma hakkı var' raporu konusunda da değinen Şandır, "Bu yeni değildir. 1982 yılından buyana Suriye’nin 4 parçaya, Irak’ın 3 parçaya bölünmesiyle ilgili bu bölgede bir Kürt devleti kurulmasıyla ilgili bir İsrail merkezli bir projenin olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir Ortadoğu projesi 2003 yılından bu yana uygulamaya konuldu. Bu projenin de hedefi bölgede ikinci bir İsrail mahiyetinde ikinci bir devlet kurmaktır, bir Kürt devleti kurmaktır. Bu kapsamında Irak’ın kuzeyinde oluşturulan siyasi Kürt varlığını Suriye’ye, oradan sonra Türkiye’ye ve İran’a taşımak bir küresel projedir. Bu proje kapsamında Suriye’de yaşanan olaylardan sonra Suriye’nin kuzey doğusunda böyle bir otomon bölgesi kurmaya gayret göstermekteler. Türkiye buna müsaade edemez. Çünkü şu soru çok açık net sorulmalıdır. Irak’ın toprak bütünlüğünü koruyamazsak, Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyamazsak Türkiye’nin toprak bütünlüğünü nasıl koruyacağız, bunun garantisi nedir. Türkiye’nin müttefiklerinin Irak’ta, Suriye’de büyük Ortadoğu projesi kapsamında parçalamaya dönük bir gayretleri projeleri eğer Türkiye’ye de yansırsa bu Türkiye’nin kıyameti olur. Buna önceden ön görerek tedbir almak gerekir. İsrail’in bu noktadaki niyetleri bilinen niyetlerdir. Bu niyetlerin içerisinde Türkiye’nin güney doğusunda da bir Kürt devleti kurmak ideali, iddiası bulunmaktadır. Bunu engellemekte hepimizin sorumluluğundadır. Türkiye’yi yönetenler tüm politikalarını gözden geçirerek bunu engellemek için her türlü tedbiri almak mecburiyetindedir."



 MO (ME/SÜ/RT)