Yalova'da 24 Ocak 2006 tarihinde bakkal Naciye Yiğit ile oğlu Sinan Yiğit evlerinde boğazları kesilerek öldürüldü. Cinayetten sonra şüphelileri yakalamak için özel ekip kuran polis, köyde oturan 400 kişinin ifadesini aldı. Olayla ilgili olduğu düşünülen 100 kişiyi takibe alan polis, 9 kişinin kan örneklerini istedi. Olay günü yenilen ekmekteki tükürük izlerini bile inceleyen polis, bu örneklerin kan örnekleri alınan Hüseyin Demir ile Erkut Acar ile eşleştiğini belirledi. Hüseyin Demir İstanbul'da, Erkut Acar ise geçen 25 Ocak günü Yalova'da yakaladı.

Sorgulamaları yapılan şüpheliler, soymak için girdikleri bakkal dükkanında Sinan Yiğit ve annesi Naciye Yiğit'i boğazlarını keserek öldürdüklerini itiraf etti. Şüpheliler, 2005 yılı Ağustos ayından itibaren kayıp olan arkadaşları Fatih Geçer'i de villasında parası için başına tüfekle tek kurşun sıkarak öldürdüklerini, cesedini Paşaköy'deki araziye gömdüklerini söyledi. Gösterilen yerde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden istenilen 'Çeku' adlı özel eğitimli köpeğin katılımıyla yapılan aramalarda, Fatih Geçer'e ait olduğu sanılan kemikler bulundu. İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda yapılan inceleme sonucu Fatih Geçer’e ait olduğu belirlenen kemikler önceki gün Yalova’da toprağa verildi.

Soruşturma sonunda, sanıklar hakkında Fatih Geçer'in öldürülmesiyle ilgili dava dosyasını ayrı tutan savcılık, anne ve oğlunu öldürmek suçundan Hüseyin Demir ve Erkut Acar hakkında Yalova Ağır Ceza Mahkemesi'ne 2 kez ağırlaştırılmış hapis cezası istemiyle dava açtı.

Yalova Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugünkü duruşmaya tutuklu sanıklar Erkut Acar ve Hüseyin Demir katıldı. Duruşmada söz alan Hüseyin Demir’in Avukatı Ömer Yıldırım, müvekkili ile cezaevinde yaptığı görüşmeyi aktardı. Avukat Yıldırım, görüşmede müvekkilinin 10 yaşındayken İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde psikolojik tedavi gördüğünü, ayrıca askerlik görevi yaptığı sırada yine Ağrı Askeri Hastanesi ve Gümüşsüyü Askeri Hastanesi’nde aynı şekilde psikolojik tedavi gördüğünü anlattığını söyledi. Müvekkilinin verdiği ifadeleri de hatırlamadığını öne süren Avukat Yıldırım, Hüseyin Demir’in akli yönden rapor alınması için Adli Tıp Kurumu’na sevkini istedi.

Duruşmada söz alan Hüseyin Demir de hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, tedavi gördüğü hastanelerde kendisine 'Panik atak ve majör depresyon, anksiyete bozukluğu' teşhisi konulduğunu ve bu nedenle avukatının talebinin yerine getirilmesini istedi.

Öldürülen anne ve oğulun yakınlarının avukatı Cevdet Ulu da, sanığın talebinin yargılamayı uzatmaya yönelik olduğunu belirterek, "Belirtilen psikolojik rahatsızlıklar ceza ehliyetini kaldıracak nitelikte değildir. Zaten öyle bir şey olsa askerliğini tamamlayamazdı. Talebin reddine karar verilmesini talep ediyoruz" dedi.

Mahkeme heyeti sanıkların tutukluk hallerinin devamına ve Sanık Demir’in en yakın devlet hastanesine sevk edilerek, akıl hastası olup olmadığı, akıl hastası ise bunun ne zamandan bu yana olduğu ve bunun kişinin davranışları üzerindeki etkisinin saptanması için uzman hekimden ön rapor aldırılmasına karar verdi. Duruşma ertelendi.