2006 yılında S.G. adlı çocuğun annesi Emel G., oğluna sahte engelli raporu düzenlenerek özel rehabilitasyon merkezinde eğitim almasının sağlandığını ileri sürerek şikayetçi oldu. Emel G.’nin ardından 7 aile daha şikayetçi olarak normal zeka düzeyine sahip çocuklarının, sahte raporlarla engelli gibi gösterildiğini, devletten öğrenci başına ayda 329 lira alındığını ileri sürdü. Ailelerin şikayeti üzerine İl Sağlık Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü kapsamlı bir soruşturma başlattı. 10 rehabilitasyon merkezinde eğitim gören 900 çocuk hakkında verilen raporlar incelendi.

Soruşturma sonunda 8’i doktor, 30 kişi hakkında 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 'belgede sahtecilik yaparak devleti zarara uğratmak ve dolandırıcılık' iddiasıyla dava açıldı. Soruşturmanın idari boyutunda ise özel eğitim kurumlarının ödemeleri durduruldu, 2 doktorun görev yeri değiştirildi, 3 özel eğitim kurumu ise geçici süreyle kapatıldı. 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 6 yıl süren davada çeşitli sürelerle hapis cezaları istenen 8’i doktor, 30 kişi beraat etti. 26 Ocak’taki karar duruşmasında, mahkeme heyeti, sanıkların iddia edildiği gibi sahte belgelerle devleti zarara uğratmadığına karar verdi. Mahkeme kararı 30 sanık tarafından sevinçle karşılanırken, devletin altı yıl süren yargılama sonunda milyonlarca lira tazminat ve ödeme yapma olasılığını da gündeme getirdi.

“BU BEDELİ KİM ÖDEYECEK”

Davada yargılanan psikiyatri uzmanı Dr. Okan İstanbullu, itibar kaybına uğradığını, haksız yere doğuya sürgün edildiğini belirterek, “Bu dava yüzünden devlet memurluğundan ayrılmak zorunda kaldım. Servergazi Hastanesi’nde görevliyken doğuya sürgün edildim. Soruşturmayı yürüten baş müfettiş ve bilirkişi heyeti hakkında dava açacağım. Eğitim kurumlarında öğrenim gören 499 çocuk da mağdur edildi, eğitim hakları ellerinden alındı. Bu bedeli kim ödeyecek” diye konuştu.

“MERKEZİ DEVRETMEK ZORUNDA KALDIM”

Davada yargılanan özel eğitim kurumu sahiplerinden Abdullah Keysan ise, soruşturma ve dava yüzünden merkezini başka bir kişiye devretmek zorunda kaldığını söyledi. Davadan önce özel rehabitasyon merkezlerinin verdikleri eğitim karşılığında almaları gereken paranın bloke olduğunu belirten Keysan, “Hiçbir şey yokken altı yıl insanlar bu dava ile uğraştı. 499 çocuğun eğitim hakkı elinden alındı. Ben eğitim merkezini devretmek zorunda kaldım. Hak ettiğim parayı yasal faiziyle birlikte geri isteyeceğim ve yaşadığım sıkıntılar için tazminat davası açacağım” dedi.

“BÜROKRASİ FAŞİZMİ YAŞANDI”

Davada beraat eden diğer bir özel eğitim merkezi sahibi Dr. Serhat Duruhan, “Müfettişlerin 1,5 ayda verdiği kararın, yanlış olduğu 6 yıl sonra ispatlandı. Bürokrasinin yaptığı bu hatayı, biz vatandaşlar çektik. Resmen bürokrasi faşizmi yaşandı. Bizler 657 faşizminin kurbanı olduk. Şimdi hak arama sırası bizde. Bizlere yargı yolunun açılmasına neden olan kararın altında imzası bulunan, dönemin valisinden, Sosyal Güvenlik Kurumu yetkililerine, bilir kişi raporunun altında imzası bulunan doktor ve hastane yetkililerine kadar herkes hakkında dava açacağız” diye konuştu.




--------

S.G. (Süleyman Günyeli)