Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, Bursa Hilton Otel'de düzenlenen Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyonu Derneği 9'uncu Kongresi'ne katılmadan önce basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Geçtiğimiz günlerde Türkiye'yi ziyaret eden ve Hepatit-C yüzünden karaciğerinin iflas ettiği söylenen Angelina Jolie'nin, dünyaca ünlü cerrah Prof. Dr. Yaman Tokat ile Ankara'da otelde gizli bir görüşme yaptığının sorulması üzerine Şencan, bu konuda bilgisinin olmadığını söyledi. Şencan, "ABD'li aktristin organ nakli olacağı ile ilgili basına birşeyler yansıdı ama bizim bildiğimiz veya bize ulaşan herhangi resmi bir belge veya kayıt yok. Burada sıkıntılı bir durum daha var. Meşhur ya da meşhur olmayan insanların hastalıklarının bilinip, bilinmemesi kendi kişisel haklarıdır. İzinleri dışında bilgileri dışında varsa da yoksa da yayılması onların hakkına riayet etmemek olur. O açıdan kişi ile ilgili bir şey söylemek doğru değil. Kim olursa olsun en ünlüsü de, garibanı da olsa uygulanan cerrahi tetkik aynı kalitede" diye konuştu.

KADAVRADAN ORGAN BAĞIŞI TÜRK HASTALARA

Türkiye'de kadavradan bağışlanan organları Türk hastalara verdiklerini de hatırlatan Şencan, "Canlı bağışları ise herkes istediğine yapabilir. Burada milliyet ayrımı yok. Dünyada da baktığımızda kadavra bağış oranı Türkiye'de istediğimiz düzeyin çok altında. Bağış konusunda bir ölçüm var. Bu ölçümde dünyada 5 kişi civarındayız. İspanya'da 30 civarında, ABD 20, AB'nin birçok ülkesinde 18 - 20 civarında. Türkiye'den herhangi bir yabancının kadavradan şansını araması aksi bir düşünce olur. Biz de şu anda kadavra sayısı sınırlı olduğu için Türk organ bekleyen hastalara yönlendiriyoruz ama canlıdan da böbrek, karaciğer bağışı mümkün" dedi.

ORGAN NAKİL BÖLÜMÜ BAŞKANLARI TÜRK

Türk hekimlerinin organ nakli konusunda çok geliştiğine dikkat çeken Şencan, cerrahi ve dahiliyenin yüksek başarılarının bulunduğuna işaret etti. Dünyanın birçok yerinde organ nakli bölümlerinin başkanlarının Türk olduğunu vurgulayan Şencan, "Hala da temasları devam eden ve her türlü toplantımıza bilimsel danışma kurullarına destek veren, dünyanın birçok yerinde var. Bu yönüyle kendileri ile gurur duyuyoruz. İkincisi Türk hekimlerinden dışarıya beyin göçü var. Durumumuz kötü mü? Hayır. Karaciğer, böbrek naklinde olsun. Türkiye'deki nakillerin başarısı bunların kendi özel başarı kriterleri var. İlk 15 gün, 3 ay, 1 yıl, 5 yılda hastanın yaşaması veya nakledilen organın fonksiyon görmesi olarak baktığımıza göre Türkiye'deki başarı oranları uluslararası başarı kabul edilen oranların kesinlikle üstünde. Bazı konularda da dünyanın en iyisi olan gruplarla başabaş durumda dünyanın ilk 3'ü, 5'i içindeyiz" dedi.

KÜLTÜRÜN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR

Son 3 - 4 yıldır organ nakline çok önem verdiklerini ifade eden Şencan, bazı hastalıkların tek çaresinin organ nakli olduğuna işaret etti. Vatandaşın da bu konuda bilincinin arttığına dikkat çeken Şencan, "Organ naklinde mental olarak kimse itiraz etmiyor. Bir ara dini sebeplerden olduğuna dair düşünceler vardı. Diyanet İşleri Başkanlığı dini otoritelerin çabaları çalışmaları sonucunda şu anda toplumun genelinde dini inancımız vermediği için organ vermiyoruz diyen insan sayısı çok az. Bizim dini inançtan çok mahallededen edindiğimiz toplumun genelinde edindiğimiz kültür var. Bu kültürün değişmesi gerekiyor. Yıllar içinde ciddi ilerleme olmasına rağmen hala almamız gereken çok yol var" diye konuştu.

Canlıyken insanların organ bağışı konusunda imza verdiklerini de açıklayan Şencan, bu kararı ailelerine de açıklamaları gerektiğini söyledi. Bu konuyla ilgili farklı çalışmalarının da bulunduğuna işaret eden Şencan, elektronik sistemde bunu işleyerek ne zaman nasıl bağışta bulunduğunu yakınlarına göstereceklerini söyledi.