"DOKTORLAR YANLIŞ TEDAVİ ETTİ DEMEDİM"

Savcı Pekgüzel'in, "Ecevit, niye farklı doktor getirdiniz' diye itiraz etmedi mi?" diye sordu. Tanık Birgün, "Ecevit bile söylemiyor, sen söylüyorsun, diye eleştirildim. Onlar susmaya başladılar, ben konuştum. 2002'den beri bu konuyu gündemde tutmaya çalıştım. Başka doktoru kabul etti, ardından hastaneyle irtibatı da kesti. Ecevit nezaketinden ya da o dönemdeki şartlardan mı bilemem, bunları konuşmanın yararı olmayacağını söylerdi. Ben doktorlar yanlış tedavi etti, demedim. Ama tedavinin zamana yayıldığı kanaatindeyim" dedi.


"SUİKAST OLABİLİR DİKKATLİ OL"

Pekgüzel'in "Ecevit'e suikast yapılacağı" iddiasının hatırlatması üzerine şunları söyledi: "Terörle Mücadelede görevli bir arkadaşım 'Cumhurbaşkanına giderken suikast olabilir. Dikkatli ol' dedi. Suikast tarihinin 20 Eylül 2002'de olacağı duyumu vardı ancak Ecevit'in randevu defterinde bu tarihte bir randevu görülmüyordu. Bir süre sonra 20 Eylül'de Cumhurbaşkanlığında resepsiyon olacağı bildirildi. Aynı tarih olması, hiç olmayan bir günde randevu çıkması üzerine tedirgin oldum. 2 ayrı ekip çıkararak o gün Ecevit'i 24 saat basından atlattım" dedi.


"HERKES GİBİ CEVABINI ARAYANLARDANIM"

Pekgüzel'in 'Ecevit'in hızla iyileşmesi nasıl oldu. İlaçları mı kestiniz?" şeklindeki sorusuna tanık Birgün, "Bazı ilaçları kesildi. Bir nefeste merdivenleri çıkan Ecevit'ten bir anda yürüyemeyen Ecevit ortaya çıktı. Birdenbire nasıl hasta oldu, nasıl iyileşti. Herkes gibi bende bunun cevabını arayanlardanım" dedi. Duruşma Mehmet Haberal'ın avukatlarının tanık Recai Birgün'e soru sorması ile devam ediyor.