Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, tanık Recai Birgün'ün dinlenmesine devam edeceğini belirtti. Dün dava kapsamında tanık olarak ifade veren Başbakan Bülent Ecevit'in eski koruma amiri ve eski DSP Milletvekili Recai Birgün avukatların sorularını yanıtladı. Tutuklu sanık Mehmet Haberal'ın avukatı Dilek Helvacı'nın "Rahşan hanım, sizin için Bülent Ecevit'in ilkeli siyaset anlaşına aykırı davrandığınızı söylüyor" dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, "Başkalarının görüşlerinden soru soramazsınız. Tanığı yargılamıyoruz. Bu kabul edilemez. Sorularınız tanığın düşüncelerini sorgular vaziyette" diyerek avukatı uyardı. Mahkeme Başkanı Özese, avukat Helvacı'nın bazı sorularını görüş ve kanaate dayandığı gerekçesiyle sorulmasına izin vermedi.


"HABERAL BENİ TELEFONLA ARADI"


Avukat Helvacı tanığın yaptığı açıklamalarda çelişkiler olduğunu söyledi. Tanık Birgün, "Bende bir çelişki yok. Gördüklerimi anlatıyorum. Neyi gördüm, neyi duydum anlatmaya çalışıyorum. Bunların gerçek olduğuna inanıyorum" diye konuştu. Sanıkları suçlamadığını söyleyen tanık Birgün, "O dönemde bir yapılanma olduğunu düşünüyorum. O yapılanma bu mu bilmiyorum" dedi. Avukat Helvacı'nın, "Bülent Ecevit hakkında işgörümezlik raporu verileceği bir duyum mu, yoksa size hastaneden arayarak kati raporu için çağırdılar mı?" diye sordu. Tanık Birgün, "Haberal beni telefonla aradı. Son bir kontrole gelmemizi istedi. 'Kati rapor tabirini kullandı mı' tam olarak hatırlamıyorum" diye cevap verdi.


HABERAL TANIĞA SORULAR SORDU


Avukatlarının ardından tutuklu sanık Mehmet Habaral'a söz verildi. Haberal, "Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Bülent Ecevit'i tedavi etmemizin ardından sağlığına kavuştu. Bunun için gurur duydum. Hala da duyuyorum" diyerek sözlerine başladı. Bülent Ecevit'in rahatsız olduğu dönemede muhatabının tanık Recai Birgün olmadığını söyleyen Haberal, "Ben o dönemde Rahşan ve Bülent Ecevit ile muhatap oluyordum. Tanık benim kendisini cep telefonundan aradığımı söyledi. Telefonda benim "Sayın Başbakan, Başkent Üniversitesi Hastanesi'ne gelmeli" dediğimi iddia etti. Acaba ne zaman aradım tarih verebilir mi, elinde belgesi var mı?" diye sordu. Tanık Recai Birgün ise tarihi hatırlamadığını elinde ise belgesi olmadığını dile getirdi. Haberal'ın "Bülent Ecevit'in hastanede 8 ay tedavi edilmesi gerektiğini size kim söyledi? Elinizde belgeniz var mı?" sorusuna tanık Recai Birgün, "Sohbet arasında bize söylendi. Ben, Rahşan Hanım, Turgut Zileli ve sizin de bulunduğunuz ortamda konuşuldu. Rahşan Hanım hastanede kalmayı kabul etmedi. Konuya ilişkin elimde bir belge yok. Söylenenlerden başka. Bugünlerin yaşanacağını bilseydim elimde kamerayla gezer bütün süreci kameraya alırdım" diye cevap verdi.


"ECEVİT'İ TEDAVİ EDEREK GÖREVİNİN BAŞINA GÖNDERDİK"


Haberal, tanığın sürekli duyumlarını anlattığına dikkat çekerek, bu durumu mahkemenin takdirine bıraktığını dile getirdi. Sağlık sorunları nedeniyle duruşmalara katılamadığını söyleyen Haberal, "Mahkemenizin beni çağırması üzerine 'Gitmeliyim' diyerek hemen geldim" dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Özese "Bakın tanığa rahat rahat soru sorabiliyorsunuz" dedi. Haberal, "Tanık benim Bülent Ecevit'i sık sık ziyaret ettiğimi söylüyor. Başbakanı ziyaret ederek tedavi etmek benim görevim. Bunu yapmak hata mı?" diye sorması üzerine tanık Birgün, "Bu hata değil bir görev. Ben yanlış bir şey olmuş gibi arz etmedim" diye cevap verdi. Haberal, Başbakan Ecevit'i tedavi ederek görevinin başına gönderdiklerini söyledi.


TANIK BİRGÜN: ECEVİT'E KARŞI SEVGİ BESLEYEN HERKESİ BİLDİKLERİNİ ANLATMAYA DAVET EDİYORUM


Tanık Recai Birgün, bildiklerini ve tanık olduklarını anlattığını söyleyerek, "Ben sizi ve Başkent Üniversitesi'ni töhmet altında bırakacak ifade söylemiyorum. Sadece yaşananları anlatıyorum. Ben artniyet aramıyorum" dedi. Mahkeme Başkanı Özese'nin sorularını da yanıtlayan Birgün, 2001-2002 yılındaki gelişmelere ilişkin DSP'nin yöneticileri ve Rahşan Ecevit'in de aynı şeyleri söylediğini belirterek, "Ama artık bunları benden başka kimse söylemiyor" dedi. Birgün, 2001 yılında bu olaylarla alakalı bilgisi, görgüsü olan, kalbinde Ecevit'e karşı sevgi besleyen herkesi, bildiklerini anlatmaya davet ederek sözlerini tamamladı. Duruşmaya öğle arası verildi.


ADLİ TIP'TAN ERUYGUR RAPORU


Bu arada, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nca tutuksuz sanıklardan emekli Orgeneral Şener Eruygur hakkında düzenlenen rapor da mahkemeye gönderildi. Mahkemenin isteği üzerine Adli Tıp Kurumu'nun hazırladığı 2 Nisan 2012 tarihli raporda, Eruygur'un sağlık açısından duruşmalara katılmasında bir engel olmadığını belirtildi. Mahkemenin bu rapor üzerine Eruygur'u ifadesinin alınması için duruşmaya çağırması bekleniyor. Mahkeme heyeti, Adli Tıp Kurumu'na yazı yazarak, Eruygur'un nöroloji ve psikiyatri bölümlerinde muayenesinin yapılıp, geçirdiği kafa travmasının beyin fonksiyonlarında bozukluk ve kalıcı etkiye neden olup olmadığının tespit edilmesine karar vermişti.


ERUYGUR 21 EYLÜL'DE TAHLİYE EDİLMİŞTİ


Eruygur 2008 yılının Eylül ayında İkinci Ergenekon Davası'nın tutuklu sanığı emekli Orgeneral Şener Eruygur tutuklu bulunduğu Kocaeli F Tipi Cezaevi'nde yüksek tansiyon nedeniyle düşerek beyin kanaması geçirmişti. Eruygur bu olayın ardından tahliye edilmişti. Ergenekon soruşturması kapsamında Eruygur 6 Temmuz 2008 tarihinde tutuklanmış, 21 Eylül 2008 tarihinde ise tahliye edilmişti.


BİRLEŞEN ŞİLE DOSYANIN SANIKLARI DA DURUŞMADA


Şile’de yapılan kazılara ilişkin 4 kişinin yargılandığı dava Ergenekon Davası ile birleştirilmişti. Şile kazılarına ilişkin dosyanın tutuklu sanıkları Ulaş Özel, Hüseyin Yanç, Okan İşgör de ilk kez duruşmaya katıldı. Toplam 256 sanıklı Ergenekon Davası'na yeni dosyanın birleştirilmesiyle sanık sayısı 260’a, tutuklu sanık sayısı ise 64’e yükseldi.


(BB)