Psikiyatride empati ve vicdan eksikliği ile karakterize olmuş kişiliklerin psikopat olarak tanımlandığını kaydeden Psikiyatr Dr. Sümer Öztanrıöver, psikopatların en dikkat çekici özelliklerinin gösterişli iletişim tarzları olduğunu belirtti. Öztanrıöver, bu kişilerin sabit bakışları ve hızlı konuşmalarıyla karşısındaki kişileri etkisi altına alabildiğini vurgulayıp, "Psikopatlar, sebep oldukları acı için suçluluk duymayan kimselerdir. Cezaevindeki azılı suçlulardan, toplumdaki saygın mesleklere kadar her yerde ve mevkide karşımıza çıkabilirler. Beyaz yakalı psikopatlar olan, önemli mevkideki, yönetici konumundaki insanların bazı özellikleri, onların başarılı olmasına yol açarken, bazılarının da başarılarını önler" dedi.

İNSANLARIN ZAAFLARINI İYİ ANLARLAR

Psikopatların insanların zaaflarını anlamakta usta olduğunu belirten Öztanrıöver şöyle konuştu:

"İnsanların zaaflarını anlayan bu kişiler, onların güvenini kolay kazanırlar. Yalan söylemek, ikna etmek ve yönetmek doğal yetenekleridir. Büyüklük duygusu içindedirler. Çabuk kızarlar, sürekli ve aşırı bir heyecan gereksinimi duyarlar. Gelecekle ilgili planlama yapamazlar. Dürtüseldirler ve isteklerinin anında karşılanmasını isterler. Karşılanmadığında öfkelenirler. Fiziksel, duygusal şiddet kullanarak insanları acımasızca sömürür ve bunu yaparken suçluluk duymazlar."

'PSİKOPATLAR ÇOK İYİ ROL YAPABİLİR'

Psikopatların çok iyi rol yapabildiğinin de altını çizen Öztanrıöver sözlerini şöyle sürdürdü:

"Psikopatlar, hiçbir vasıfları olmadığı halde saygın bir işadamı, doktor, avukat görüntüsü verebilirler. İnsanları bu şekilde kandırabilirler. Hatta duruşmalara giren psikopat sahte avukatlar olduğu gibi, bazı psikopat sahte doktorların da ameliyatlara dahi girdiği bilinen bir gerçektir. Psikopatlar, birlikte oldukları insanların paralarını, duygusal enerjilerini ve özgüvenlerini yiyip bitirirler ve işleri bitince başka bir kaynak aramaya çıkarlar. İnsanları, kendi aileleri dahil; isteklerini gerçekleştiren nesneler olarak görürler. Eylemlerinin sonuçları için korku, kaygı hissetmediklerinden hiçbir cezadan da etkilenmezler. Bu insanlar hasta mı, yoksa sadece kötü mü sorusu zihinleri kurcalar. Psikopatlar, şizofreni gibi hastalıkların aksine, yaptıkları eylemlerin ve doğuracağı sonuçların tümüyle farkında olduklarından cezai ehliyetleri tamdır. Bu nedenle bir psikopatın değişmesini beklemek akılcı olmayacaktır. Psikiyatriste başvuru, ailelerin ya da eşin baskısıyla olur ve değişime kapalıdırlar. Bu kişilerde sadece ileri yaşlarda suç davranışlarında azalma olduğu gözlenmiştir. Psikopatinin bilinen bir tedavisi yoktur. Psikopatlar hakkında bilgi sahibi olmak ve korunmak, şimdilik başa çıkmak için yapabildiğimiz tek şey şeydir."