Foça Kaymakamlığı, Foça Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından ortaklaşa düzenlenen "Afet Bilinci" konulu seminer dün akşam Foça Reha Midilli Kültür Merkezi'nde yapıldı. Seminere, Foça Kaymakamı Adem Arslan, Belediye Başkanı CHP'li Gökhan Demirağ, daire müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve Foçalılar katıldı. Konuşmacılardan Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Deprem Uzmanı Prof. Dr. Atilla Uluğ depremlerin oluş şekli, dünya üzerinde ve Türkiye'de büyük deprem üreten faylarla yeryüzü hareketleri konularında açıklamalar yaptı.

ULUĞ, "FOÇA-KARABURUN'DA GARİPLİK OLDU"

Ege Bölgesi ve İzmir için çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Atilla Uluğ, İzmir Yenikale ve Foça bölgesi faylarının 300 yıldır büyük deprem üretmediğini, periyodik tekrarlama aralığı açısından bunların zamanının dolduğunu ve her an yaşanabilecek bir depreme hazır olunması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Uluğ, "Batı Anadolu yılda 2.5 santimetre batıya kayıyor. Bu yer yer 4 santimetreye ulaşıyor. Kaymalar 10 yıl sonra 25 santimetreye, yüzyıl sonra 2.5 metreye ulaşıyor. Birkaç yüz sene deprem olmazsa yerin altında 7-7.5 metre kopmaya hazır toprak parçası bekliyor. Anadolu'da deprem olmayan yer yok diyebiliriz. Yani kaçacak yerimiz yok. İstatistik olarak incelediğimiz zaman her yıl 1000 vatandaşımızı depremler nedeniyle kaybediyoruz. Savaşlarda bile bu kadar can kayıpları olmuyor. Yaralı sayısı, bina yıkılması hayli yüksek. Ülkemize oldukça büyük bir yük getiriyor. Pratik olarak diyebiliriz ki, her yıl bir deprem meydana geliyor. Son dört ay içinde de ülkemizde neredeyse her fayın üzerinde bir deprem etkinliği meydana gelmiştir. 30 Nisan 2012'deki 5.0 büyüklüğündeki depremden sonra Foça-Karaburun arasında yaptığımız çalışmada bir gariplik oldu. Beklemediğimiz bir olguydu bu. Daha sonra artçıları izledik bu tamamen doğu batı yönlü bir dizilim gösterdi. Oysa İzmir Körfezi'nde faylar kuzey-güney ya da kuzeybatı-güneybatı yönlüdür. Geçen ay bir çalışma yaptık. Yeterli olmadı. Bu fay üzerinde tekrar çalışıyoruz. Eğer bu fay tahmin ettiğimiz gibi yeni bir fay ise Foça-Karaburun fayını harekete geçirebilir ve daha büyük bir deprem üretebilir. Bölgede irili ufaklı 12 fay var. Bunların hangisinde deprem olursa olsun İzmir'i etkiliyor" dedi.

"İZMİR'DE ASRIN DEPREMİ HENÜZ YAŞANMADI"

İzmir'deki Yenikale depremine değinen Prof. Dr. Uluğ, "Şunu söyleyebilirim, İzmir'de asrın depremi henüz yaşanmadı. Öyle bir beklentimiz var. 10 Temmuz 1688 tarihindeki İzmir Yenikale depreminde 25 bin kişi ölmüş. Kordonboyu 6 santimetre çökmüş. Depremden 25-30 yıl önce yapılmış Yenikale tamamen kumların içine gömülmüş. Denizin içinde adacık haline gelmiş. O depremin tekrarlanma periyodu da bence yaklaştı. İzmir'de depremin zararı çok fazla oluyor. Bunun sebebi İzmir'in çok kötü bir yerleşim yapısı var. Dağları, tepeleri bırakmışız. Güncel alüvyonlar üzerine şehri kurmuşuz. Dağlar bile o kadar sağlam diyemeyiz. Altındağ ve Bayraklı'da heyelanlar, Örnekköy ve Karaburun'da kaya düşmeleri var. Çiğli ile Mavişehir'de zemin o kadar zayıf ki, bina yapımından hemen sonra zemin, 30 santimetre aşağı inmiştir. Deniz seviyesinin altına inmiştir. Böyle yumuşak zeminlerde deprem normalden daha uzun süre devam ediyor. Şiddeti daha da artıyor. Kobe Depremi'nde görüldüğü gibi böyle sıvılaşan zeminler büyük risk taşıyor. Sağlam binalar yan yatıyor, devriliyor. İzmir'in içinde Mavişehir ve Bostanlı'da bir sürü bina daha deprem olmadan yatmış durumda. Adapazarı depreminde bu sıvılaşmadan dolayı yerin üç kat altına oturan binalar var" diye konuştu.

ULUĞ, "KÖRFEZDE TSUNAMİ DEĞİL TAŞMA RİSKİ VAR"

İzmir Körfezi'nde büyük dalgalar üretip tsunamiye neden olabilecek fay hattının bulunmadığını kaydeden Prof. Dr. Atilla Uluğ, "İzmir Körfezi'nde tsunami üretecek fay yok, derinliği müsait değil. Ege Denizi'nde oluşabilecek tsunaminin körfezin içine girebilmesi için bir sürü yol dolaşması gerek. Japonyadaki gibi 8-10 metrelik dalgalar olmaz. Ama olabilecek 2 metrelik çalkalanma bile sahilleri perişan eder. Alsancak ve İnciraltı'nda değişik yerlerde deniz taşmaları olur. Özetle İzmir'de taşma, heyelan riski var, faylarımız var. İzmir doğal afetlere çok açık bir coğrafya. Afet yaşanmadan risk yönetimi çalışmalarını yapmalı ve afeti en az zararla atlatmalıyız" dedi.

BARANDIR, "ALİAĞA'DAKİ TESİSLER TEHLİKELİ"

Seminere katılan bir diğer konuşmacı İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Fuat Barandır, belediyenin olası bir afete hazırlık için 26 milyon dolarlık yatırım yaptığını kaydetti. Barandır, "Vatandaşımızın mal ve can güvenliğini sağlamak üzere, araç, malzeme ve ekipman temin edildi. Bunlar Ege Bölgesi'ndeki çeşitli il ve ilçelere dağıtıldı. Olası bir depremde Aliağa bölgesindeki sanayi tesisleri İzmir için büyük tehlike oluşturuyor. Ancak söz konusu kuruluşların yetkililerine, alınması gereken tüm önlemlerle ilgili bilgi verdik ve bunları yapıp yapmadıklarını da denetliyoruz" diye konuştu.



SG(AÖ/AAA)