Prof.Dr. Ömer Özkan ve Prof.Dr. Atilla Ramazanoğlu, ameliyattan 101 gün sonra tekrar yoğun bakıma alınan Türkiye'nin ikinci çift kol nakil hastası Atilla Kavdır'ın son durumuyla ilgili bugün hastanede bahçesinde basın toplantısı düzenledi. İlk sözü alan Prof. Dr. Ömer Özkan, dün Kavdır'ın sağlık durumuyla ilgili ani olan bir sürecin başladığını söyledi. Kavdır'ın hastaneden taburcu olmasını takip eden günlerde hastada idrar yolları enfeksiyonu ve ona bağlı bir kaç neden saptadıklarını belirten Prof.Dr. Özkan, "Araştırırken, yaklaşık 1 ayı bulan süreç içinde takip ediyoruz, bu kadar kritik değildi. 1 Mayıs itibariyle hastamız, ani gelişen idrar yolu enfeksiyonuna bağlı sepsis dediğimiz kan zehirlenmesi olarak algılanabilecek bir duruma girdi. O nedenle hastamıza ani olarak müdahale edilmesi gerekti" diye konuştu.

1 Mayıs'ı 2 Mayıs'a bağlayan gece saat 03.00 itibariyle Kavdır'ın çok ağırlaştığını belirten Prof. Dr. Özkan, "Septik şok dediğimiz tabloya girdi. Çok kritik müdahaleler yapılmak zorunda kalındı" dedi.

'ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ'

Prof. Dr. Ömer Özkan, "Atilla Kavdır'ın nakil kollarının alınması söz konusu mu?" sorusuna ise olayın cerrahi durumla ilgisi olmadığının altını çizerek cevap verdi. Prof. Dr. Özkan, şöyle konuştu:

"Bu tüm nakil yapılan hastaların başına gelebilecek bir durum. Diğer nakiller biraz daha hayati. Karaciğer, böbrek olmasa hasta ölebilecek durumda nakil yapılıyor. Bu hastalar kolsuz, bacaksız da yaşayabilecek durumda. hastaya fayda vereyim, olmayan bir kolu vereyim derken bir miktar da risk alıyorsunuz. O risklerden biri. Elimizden geleni yapıyoruz. Hakikaten her türlü insan üstü çabayı gösteriyoruz. Yoğun bakımda olan her hasta servise çıkana kadar kritiktir, risklidir. 'İyi' demeyiz. Ama süreçte biraz daha iyi miyiz? Dünden biraz daha iyiyiz asla yeterli değil. Şu bilinsin diğer böbrek ve karaciğer nakli hastası enfeksiyona açıksa, bu hastalar da açık. 6 ay ve 1 yıl boyunca risk altındadır. Kolu bacağı düşünecek durumumuz yok. Onlarla ilgili enfeksiyon riskini en minimuma indirecek herşeyi yapıyoruz. İlaçları kesiyoruz, yeni ilaçlara başlıyoruz."

SOLUNUM CİHAZINA BAĞLANDI

Prof. Dr. Atilla Ramazanoğlu ise Türkiye'nin ikinci çift kol nakli hastası Kavdır'ı 1 Mayıs saat 14.30'da yoğun bakıma aldıklarını söyledi. Yoğun bakıma geldiği anda durumunun çok ağır olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ramazanoğlu, "Gerekli müdahaleleri yapıp suni solunum cihazına bağladık. Hastamızın çoklu organ yetersizliği mevcuttu. Dün oldukça kritik bir dönem geçti. Çok ağırdı. Bugün düne göre nabzında, tansiyonunda biraz iyileşme var ama yeterli değil. Ağır durumu devam etmekte" diye bilgi verdi. Prof. Dr. Ramazanoğlu, Kavdır'ın beyin ölümünün gerçekleşmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını kaydetti.

HASTA ÇOK AĞIR DURUMDA

Prof. Dr. Atilla Ramazanoğlu, Kavdır'ın organ yetmezliğine kullandığı ilaçlarını neden olup olmadığına yönelik bir soruya ise, "Tek bir nedene bağlamak mümkün değil. Hasta septik şok dediğimiz kan zehirlenmesi ve düşük tansiyonla geldi. Sadece kullanılan ilaçlarının değil idrar yollarından kaynaklanan enfeksiyonun da rolü var" dedi.

İkinci bir soru üzerine Atilla Kavdır için yurt dışından ilaç getirme ihtiyacının bulunmadığını ama gerekirse getirtebileceklerini kaydeden Prof. Dr. Razamanoğlu, "Hasta çok ağır. Gerçekten ağır durumda. İyileşebilir mi nedir, o şansı? Bunu söylemek mümkün değil" dedi.

TEKRAR YOĞUN BAKIMDA

AÜ Hastanesi'nde Cihan Topal’dan sonra 21 Ocak'ta Türkiye’nin ikinci çift kol nakli yapılan Atilla Kavdır, hastanede geçirdiği 69 günün sonrasında taburcu edilmiş ve Kepez İlçesi'ndeki evinde ailesiyle buluşmuştu. Aşırı ilgiden rahatsız olduğunu söyleyerek enfeksiyon riskine karşı bir ay önce hastaneye dönen ve fizik tedavilerine burada devam edilen Kavdır, dün öğleden sonra fenalaşınca yoğun bakıma alınmış, babası İbrahim Kavdır, saat 16.00’da, oğlunun hayatını kaybettiğinin kendisine bildirildiğini söylemişti. Kavdır'ın evinde cenaze hazırlıkları yapılırken saat 17.45'te Prof. Dr. Ömer Özkan tarafından yapılan yazılı açıklamada, Atilla Kavdır'ın durumunun kritik olduğu ve cihaza bağlı olarak yaşamını sürdürdüğü kaydedilmişti.