Antalya’da Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) ile Uluslararası Antalya Üniversitesi işbirliğinde Anayasa Sempozyumu düzenlendi. Sempozyuma, Türkiye’nin birçok üniversitesinden akademisyenler konuşmacı olarak katıldı. Ak Parti Antalya Milletvekili Menderes Türel, İl Emniyet Müdürü Ali Yılmaz, Ak Parti İl Başkanı Mustafa Köse'nin de yer aldığı sempozyumun açılışını Uluslararası Antalya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı, turizmci işadamı Fettah Tamince yaptı.

Yeni anayasa çalışmalarını ‘ülkenin prangalarından kurtulma teşebbüsü’ olarak nitelendiren Tamince, şunları söyledi:

“Son 10- 15 yıldır da yakalamış olduğumuz siyasi istikrar, ekonomik istikrar ve Türkiye’nin (ben de onlardan biriyim) sahip olduğu genç müteşebbisler Türkiye’yi çok farklı bir yere taşıdılar, farklı imkanlara sahip bir yere getirebildiler. Ama ben inanıyorum ki Türkiye’nin potansiyeli bunların çok üzerinde. Türkiye’nin prangalarından kurtulması gerektiğine ilişkin sözlerimle de onu kastettim. Türkiye hak ettiği hukuki altyapıya kavuştuğu an bölgesinde lider ülke konumunda olacaktır. Türkiye’de bu potansiyel var."

Türkiye’nin anayasa yapım sürecinde bilimsel ve toplumsal katkıda bulunmak amacıyla bu programı düzenlediklerini belirten Uluslararası Antalya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cihat Göktepe ise artık Türkiye’nin normal bir süreçte sivil toplumunun, bilim dünyasının, medyasının da katkısıyla dünya standartlarında bir anayasaya yapabilecek kabiliyette olduğunu söyledi.

5 DARBECİ GENERALİN İRADESİ

Sempozyumun ana konuşmacısı olarak davet edilen Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun, 1982 anayasasında yapılan 18 değişikliği rağmen kökenindeki vesayetçi, otoriter, devletçi ve yasakçı ruhun tümüyle tasfiye edilemediğini söyledi. "Yeni bir anayasa için artık darbe ve ihtilale gerek yok" diyen Prof. Dr. Özbudun, anayasanın değiştirilemez maddelerine değinerek şunları söyledi:

"Bir defa Türkiye’de ilk üç maddeyi değiştirilemez kılan irade demokratik biçimde ortaya çıkmış olan halk iradesi değildir. Bu konseyin ve 5 darbeci generalin iradesidir. Bunların 30 sene sonra kutsal bir metin gibi algılanması son derece müşkildir. Üstelik değişmez maddelerin dünya uygulamasında da normal bir usul değil istisnai bir usul olduğu açıktır. Pek çok batı anayasasında değiştirilmez hükümler yoktur, olanlar ise sadece cumhuriyet ilkesi, federal demokratik yapı, insan onuru gibi esaslı tanımlarla tarif edilmiştir.”

'CEHENNEME GİDEN YOL'

Uzlaşma Komisyonu’nda 4 partinin oy birliğini sağlamayı düşünmenin tamamen hayal olduğunu belirten Prof. Dr. Ergun Özbudun, bölücü nitelikteki sorunlar nedeniyle oy birliğinin mümkün görünmediğini söyledi. Bunları söylediği zaman bazen komisyona katılan milletvekillerinin alınganlık ifade ettiklerini ve ‘Biz fevkalade iyi niyetli çalışıyoruz’ dediklerini belirten Prof. Dr. Özbudun, “Elbette ki iyi niyetten kimsenin kuşkusu yok, benim de hiçbir şekilde olamaz. Ama iyi niyet başka bir şeydir, siyasi gerçekçilik başka şeydir. Neticeye ulaşıp ulaşmayacağı yönünde tahminde bulunmak kimsenin iyi niyeti hakkında şüphe ihsan etmek değil. İngilizce’de anlamlı bir atasözü vardır, 'cehenneme giden yol iyi niyet taşları ile örülür'. Ben mevcut durumu biraz ona benzetiyorum” diye konuştu.

ANAYASA SÜRECİNDE ÜÇ TEMEL SORUN

Prof. Dr. Ergun Özbudun, bugün anayasa sürecinde Türkiye’nin önünde üç temel sorun olduğunu dile getirdi. Bunların başında Kürt sorunu geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Özbudun, ikinci sorunun din- devlet ilişkileri, üçüncüsünün ise hala toplumun bir kesiminde içten içe askeri vesayetçilik duygusunun yaşanıyor olmasını gösterdi.

KULAĞA HOŞ GELEN EDEBİ İFADELER

Dünyada hiçbir ülkede yüzde 100’ün mutabakatıyla bir anayasa yapılamayacağını değinen Prof. Dr. Özbudun, siyasilerin ifade ettiği ‘Herkesin kendisini içerisinde bulacağı bir anayasa, herkesin benim diyebileceği bir anayasa’ gibi sözleri ise kulağa hoş gelen edebi ifadeler olarak nitelendirdi.