Geçen 31 Mayıs günü, Tunceli merkez Alacık Köyü'nde yapımı süren jandarma karakolu yol yapım işinde çalıştıkları sırada PKK'lı teröristler tarafından 39 gün önce kaçırılan ve dün serbest bırakılan 4 işçiden Sıddık Çimtay, Elazığ'daki ailesinin yanına geldi. Annesi Elif, eşi Zülfiye ve kızı Edanur ile hasret giden Çimtay, 39 gün boyunca tutuldukları mağarada yaşadıklarını DHA'ya anlattı.

31 Mayıs gününden başlayan bir mahkumiyet yaşadığını anlatan Çimtay, "Biz Alacık Jandarma Karakolu’nun yol yapım işlerinde çalışıyoruz. Ben şantiye formeniyim. 31 Mayıs’ta saat 18.30 gibi yol kesme oldu. PKK'lılar, 4 arkadaşımızla birlikte beni de aldılar. Yol kesme anında arkadaşlar, yolu kestiler, bizi indirdiler, telefonlarımızı aldılar. Aracımıza binip Pülümür istikametine 500 metre geri döndükten sonra, yan yola girip Alacık’a çıktık. Araziye indikten sonra arkadaşlarımızı indirdiler. Aracı 5- 10 metre ileride yaktılar ve arkadaşlarımıza kimin operatör, kimin formen olduğunu sordular. Benim formen, arkadaşların da operatör olduğunu söyledik. Arkadaşlarımızdan birisini, 'T.C.’ye bu olayın PKK tarafından yapıldığını söyle. Alacık Jandarma Karakolu inşaatının durdurulması için bu eylemi yaptığımızı T.C.’ye bildir' deyip gönderdiler" dedi.

Daha sonra silahlı bir grupla birlikte yaya olarak Zel Dağı'na tırmanmaya başladıklarını anlatan Çimtay, "Biz dağılıp yavaş yavaş tırmandık Zel Dağı’na doğru. Zaten o süreç akşamüstüydü, böyle 1 saat yürüdükten sonra artık karanlık bastı. Ormanlık alana girdiğimizde zaten gruplar kalabalıklaştı. 15-20 kişilik gruplar haline geldiler. Orada ekip başlarından biri, 'Siz bu işte suç işlediniz. Biz sizi esir alıyoruz. Esaretiniz de güneyden gelecek bir haberle sizin durumunuz belirlenecek' dedikten sonra yola devam ettik" diye konuştu.

Sabaha kadar yürüdüklerini anlatan Çimtay, güneşin doğmaya başladığı saatlerde kaldıkları yerde uyuduklarını dile getirerek, şunları anlattı:

"İkinci akşam tekrar yürümeye başladık ve 6-7 saat yürüdük. Tabi ki bu süreçte gittiğimiz yoları, dağları bilmiyoruz çünkü gece. İkinci gece de 5-6 saat yürüdükten sonra bir sarp kayalığa dayandık. Oradan bir 100 metre kayalıktan çıkıp bir mağaraya geldik. 'Artık burası bizim cezaevi. İşte burada esaretiniz başlıyor' dediler. Şimdi operasyonlar, zaten bizim o yakalanma sürecinde helikopter sesleri geldi. İlk akşam araç yakıldıktan sonra ve bizim orada kaldığımız süre boyunca zaten bize helikopter sesleri geliyordu. Sadece helikopter sesleri duyuyorduk. Sadece operasyonları, onlar bizle devamlı nöbetçi bekledikleri için radyolarda dinliyorduk, 'Burada operasyon var, şurada operasyon var' diye. Ama sadece helikopter sesleri bize geliyordu."

 6 Temmuz tarihinde bırakıldıklarını ifade eden, Çimtay, 2 gün yürüdükten sonra serbest kaldıklarını söyleyerek, şöyle konuştu:

"Bu ayın 6’sında arkadaşlar bizi çağırdı, toplantı yaptılar. 'Sizin beraat kararınız geldi' dediler. Tabi bizim o arada saç sakallarımız bayağı uzamıştı. Arkadaşlar, 'Sizi göndereceğiz yalnız, bu şartlarda göndermemiz halinde aileleriniz bize tepki gösterir' diye, bizi bir suyun kenarında tıraş ettirdiler, banyo yapmamızı istediler, üstümüzü başımızı yıkamamızı istediler. Ayın 8’inde saat 03.00 gibi çıktık yola. İşte o süreçte yine aynı şekilde aynı yolda devam ettik, geldik. Kutudere’de Gökçek Jandarma Karakolu’na 3-5 kilometre mesafede, 'Burada inin, şuradan da karakola geçin' diye yol gösterdiler. Karakola gitmedik, zaten biz orada direk aşağıya indik, araba çağırdık ve direk merkeze geldik."

Tunceli merkezde güvenlik güçlerine ifade verdikten sonra herkesin evine gittiğini, anlatan Çimtay, "Bizi kaçıran PKK'lılar şiddet uygulamadı. Ancak, mağarada kaldığımız süre içinde sürekli örgüt propagandası yaptılar. Bugün hayatımın en mutlu günü benim için. Eşim, annem ve ailemle birlikteyim" ifadelerini kullandı.

Tunceli'de 31 Mayıs tarihinde yol kesen PKK'lılar, Alacık Jandarma Karakol yol yapım çalışmasını yürüten Sıddık Çimtay, Şevki Pıtır, Serdal Doğan ile adı öğrenilemeyen 2 işçiyi daha yanlarına alarak kaçırmış, bir işçiyi kısa sürede serbet bıraktıktan sonra diğerlerini Zel Dağı'ndaki ormanlık alana kaçırmıştı.