Özel, Saral’ın, 'Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın izinde olduğunu' göstermek için böyle bir çalışma içerisine girdiğini öne sürdü. CHP'li Özel, yasa teklifini hazırlayan Oktay Yaral'ın başbakanın izinde ve ona tabi olduğunu, hatasına, günahına biat edecek bir milletvekili olduğunu vurgulamak için yaptığı kişisel bir çabasında olduğunu öne sürerek şöyle konuştu:

"Başbakan bir şey yaptıktan sonra, hiç olmazsa sussaydı ve böylece bu suça ortak olmazdı. Ama o, 'Padişahım çok yaşa' diyebilmek için Başbakana, böyle bir iş yapmış. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’li milletvekilleri, alkın evlerinde ne izleyeceğine kadar karışmaya başladı. Filmle, yani kurguyla, belgeseli birbirine karıştıran bir Başbakan ortada. Bu Başbakan; insanların evlerinde ne izleyeceğine kadar karışmaya başladı. Hem kendisini yüzde 49 oy aldığı için meşru kılıyor, yaptığı bütün hatalar eleştirildiğinde 'Beni halk seçti' diyor, hem de halkın özgür film seçimini eleştiriyor. Şunu unutmayalım ki, herkesin elinde bir kumanda var. Beğenmeyen kanal değiştirebilir. Başkaban, kendi hükümdarlığını, tek adamlılığını, çevresindeki dalkavuk ordusu yüzünden o kadar içselleştirmiş ki kimin ne izleyeceğine dahi karar vermeye başladı. 12 Eylül döneminde düşünce suçtu. Yasak kitaplar vardı. Şimdi televizyon dizileri yasaklanıyor. Artık düşünceye hazırlık bile suç haline geldi. Bu da AK Parti’nin ileri demokrasinin vardığı son noktadır."

DEMOKRASİ ADINA KARA BİR LEKE

Özgür Özel, CHP olarak siyasetçinin, halk ve sanatçının vermesi gereken kararları yönlendirmesini ortaçağ mantığı olarak gördüklerini anlatırken, AK Partisi iktidarında yazılmamış kitabın toplattıldığını, şimdi de televizyon dizisini yasaklamaya çalışıldığını belirterek, şöyle devam etti:

"CHP olarak buna sonuna kadar karşı çıkacağız. Çünkü bu demokrasi adına kara bir lekedir. Demokrasi anlayışı açısından 10 yılda ülkeyi 150 yıl geri götürdüler. Şunu söyleyebilirim ki; bu yaptıklarını cöküş döneminde paniğe kapılan İstanbul yönetiminin başı padişah Vahdettin yapmazdı. Ben Muhteşem Yüzyıl’a bir dizi olarak bakıyorum. Tarihi bir belgesel veya doküman sonrası ortaya çıkan bir dizi olmadığı için doğrusu ve yanlışıyla bir dizi olarak görüyorum. Dizi vatandaşın beğenisine sunulmuş bir şeydir. Vatandaş iyiyse seçer, kötüyse değiştirir. Sen vatandaşın televizyon özgürlüğüne karışamazsın ki. Bu yaptıkları üçüncü dünya ülkelerinde oluyor. Vatandaş Tayyip’i seçerken iyi, Muhteşem Yüzyıl’ı izlerken mi kötü? Bu vatandaşın özgürce seçtiği bir televizyon dizisi. O zaman özgürce seçilen bir diziye neden darbe yapıyorsun. 'Vatandaş bilmez, Ben bilirim' mantığıyla hareket ediyor."

 

İK(AÖ/İD)