Adana-Mersin D-400 Karayolu'nda, 28 Ekim 2011'de meydana gelen olayda, Özel Çağ Üniversitesi İşletme Bölümü hazırlık sınıfında okuyan, evli ve 1 çocuk annesi Rabia Rana Çelik, 01 ARU 60 plakalı otomobiliyle okula gitmek için yola çıktı. Karayolunun 18'inci kilometresine gelince polislerin radar kontrolü yaptığını, aşırı hızla radara yakalandığını fark eden Çelik, ödevini okula yetiştirmek için yoluna devam etmek istedi. Çelik, bu sırada ellerini havaya kaldırıp kendisini durdurmak isteyen trafik polisi Recep Önder'e aracıyla çarptı. Yaralı polis Önder, olay yerine çağrılan 122 Acil Servis ambulansıyla kaldırıldığı hastanede öldü.

Kazanın ardından yakalanıp tutuklanan Rabia Rana Çelik hakkında, önce, 'bilinçli taksirle trafik polisine çarparak ölümüne neden olduğu' iddiasıyla Asliye Ceza Mahkemesi'nde 9 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Asliye Ceza Mahkemesi, olayın, 'olası kastla insan öldürme' suçunu içerdiğine kanaat getirip, görevsizlik kararı vererek, dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderdi.

Sanık Çelik'in 25 yıla kadar hapsinin istendiği 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanması devam edilirken, Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı'nca düzenlenen raporda, sürücü Rabia Rana Çelik'in asli kusurlu, polis memuru Recep Önder'in ise tali kusurlu olduğu bildirildi.

'BEN DE MAĞDURUM'

Karar duruşmasına çıkan sanık Çelik son savunmasında, "Olayda ölen kişiyi tanımıyorum. Bu yüzden olayda kasıt yoktur. Bu kazadan dolayı ben de mağdur oldum. Okul hayatım bitti. Aile hayatım da bitmek üzere. Tahliyemi istiyorum" dedi.

Sanık Çelik geçen duruşma yaptığı savunmada ise polis memurunun ölümüne neden olduğu için pişman olduğunu söyleyerek ağlamıştı. Ölümüne neden olduğu polisin ailesinden özür dileyen Çelik, "Geç kalmıştım. Radar aracını son anda fark ettim. Kısa süre sonra yolun dubalarla daraltıldığını gördüm. Hızımı azalttım ama trafik polisi bir anda önüme çıktı. Şerit değiştirmeme ve selektör yapmama karşın polis elini kaldırarak önüme atladı. Büyük bir panik yaşadım. Çarpmayla birlikte sol tarafa düştü. Öğrenciyim ve ben bir anneyim. Böyle bir olay yaşadığım ve yaşattığım için çok üzgünüm" diye konuşmuştu.

'OĞLUM HER GÜN AĞLIYOR'

Sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını isteyen şehit polisin eşi Meliha Önder ise "Aile düzenimiz bozuldu. Oğlum, 'Baba sana ihtiyacım var' diyerek duvarları yumrukluyor" dedi.

Mahkeme heyeti, sanık Rabia Rana Çelik'i, 'taksirle ölüme sebebiyet verme' suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırdı. Sonra da suçun 'bilinçli taksir' olduğuna hükmedip, yarı oranında artırım yaparak cezayı 6 yıla çıkardı. Mahkeme heyeti, sanığın sabıkasız olmasından dolayı da indirim yaparak Çelik'i 5 yıl hapis cezasına çarptırıp tahliye etti.

Tahliye kararını duyan salondaki sanık yakınları sevinçle yerlerinden kalkıp birbirlerine sarıldı. Şehit polisin eşi Meliha Önder ise "Hayır, hayır" diyerek sinir krizi geçirip bayıldı.



MKA(OA/CK)