'BAŞBAKANIN SAĞLIĞINDA SIKINTI YOK'

Adana HiltonSA Oteli'nde, 'Ak Parti Yerel Yönetimler Şurası'na katılan Çelik, alkışlarla karşılandı. Ak Parti Antalya Milletvekili Menderes Türel ve Adana Milletvekili Şükrü Erdinç ile AK Partili belediye başkanlarının da katıldığı toplantıda konuşan Ömer Çelik, CHP, MHP ve BDP'yi eleştirdi. Başbakan Erdoğan'ın sağlık durumuyla ilgili birinci ağızdan bilgi vermek istediğini söyleyen Çelik, "Sayın Başbakanımızın sağlığı son derece iyi. Medyadaki hiçbir spekülasyona kulak asmayınız. Medyadaki spekülasyonların herhangi bir gerçekliği olsaydı, bunlar sizinle açık şekilde paylaşılırdı. Bu geçirdiği birinci operasyonun devamı bir operasyondur. İyileştikten sonra yapılmıştır. İlk operasyona göre de çok daha az dinlenmiştir. Başbakanımızın sağlığında sıkıntı yoktur" diye konuştu.

SAVCIYA ELEŞTİRİ

TBMM'de, dün sabaha kadar kamuoyunda 'MİT Krizi' diye yansıyan krizin çözülmesi için büyük bir performans sergilendiğini anlatan Ömer Çelik, bu konuda şunları söyledi: "Meclis yasal bir düzenleme yaptı. Bu krizle ilgili olarak etrafta bir sürü spekülasyon çıkıyor. MİT Kanunu'nun 26'ncı maddesine göre MİT Müsteşarı'nın yargılanması ya da soruşturulması, ancak Başbakanın iznine bağlıdır. Özel Yetkili Savcı, kendisinin çalışma koşullarını düzenleyen yasa maddesine dayanarak, MİT Kanunu'nun 26'ncı maddesini görmezden gelmiştir. Müsteşarımızı soruşturmak üzere davet etmiştir. Bu devlet yönetimi açısından doğru bir yaklaşım olarak değerlendirilmemelidir. Çünkü MİT Müsteşarı gibi hassas bir görev yapan bir müsteşarın şüpheli sıfatıyla soruşturmaya çağrılması, bu hassas görevin aksaması, devletin yüksek menfaatlerini ilgilendiren bir takım bilgilerin dışarıya sızması ve MİT'in kamuoyu önünde hırpalanması ve devletin menfaatlerini korumak için yaptığı bazı faaliyetlerin deşifre olmasına neden olacağı ve sıkıntı yaratacağı için bu yasal düzenleme yapılmıştır." 

SPEKÜLASYONLARIN GERÇEKLE İLGİSİ YOK 

MİT ile ilgili yasal düzenleme öncesinde bazı konuların gündeme getirildiğini aktaran Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dediler ki, 'Türkiye'de iktidar-cemaat kavgası var.' Geçmişte insanları çeşitli nedenlerle dışlama dönemi Ak Parti döneminde bitti. Ak Parti kendisine yakın değerlere sahip sosyal gruplara çağdaş demokratik standartlardan faydalanması için çaba gösteriyor. Biz bu ülkeyi, bütün insanlar için sevilebilir kılmak için yola çıktık. Dolayısıyla bırakın kendi değerlerimize yakın bazı gruplarla çatışma içinde olmayı, onlara karşı dışlayıcı bir tavır içinde olmayı, kendi değerlerimize en uzak gruplarla bile demokrasi ve hukuk devleti anlayışımız bakımından, bu iktidarın ötekileştirici bir dil kullanması mümkün değildir. İktidarın Türkiye'de bazı cemaatlerle çatıştığı şeklinde spekülasyonlar yapıldı. Daha sonra Türkiye'de terörle müzakere ile terörle mücadele müzakere şeklindeki iki kanadın kavgası olduğu söylendi. Ardından Suriye'ye müdahale etmek isteyen devlet içindeki kanatla, Suriye'ye müdahaleye karşı olan kanat arasında çatışma olduğu söylendi. Bu spekülasyonların hepsi muhalefet çevrelerinin ürettiği spekülasyonlardır, gerçekle ilgisi yoktur. Ak Parti döneminde devlet krizleri bitmiştir. Hiç kimsenin devlet içinde devlet olması gibi birşey söz konusu değildir. Devletin hiçbir kurumunun çatışma içinde olması gibi bir durum söz konusu değildir."

SURİYE'DE YAŞANANLAR VE 100 YIL VURGUSU 

Suriye'deki sorunların önemini anlatan ve bu sürecin önemini belirten Çelik, şunları ifade etti: "Önce sadece Türkiye olarak, sonra bölgesel olarak Arap Birliği'ni devreye sokarak sonra da Birleşmiş Milletler aracılığıyla müdahil olduk. Arap Baharı son 300 yılda gerçekleşmeyecek bir takım değişiklikleri, dinamikleri tetiklemiştir. Türkiye çok dikkatli davranmak zorundadır. Osmanlı İmparatorluğu'nun 1911 ile 1923 arasında terk ettiği topraklardaki halklarla 2011-2023 arasında yeniden buluşuyoruz. Trablusgarp Savaşı 1911, 2011-2012 Libya meselesi. Bakın 100 yıllık aradan sonra yeniden önümüze geldi. Kardeşlerimizle yeniden bulaşma sürecimizde diktatörlerin yarattığı bu sancılar karşısında çok daha dikkatli olmalıyız. 100 yıl önce uzaklaştığımız halklarla 100 yıl sonra yeniden buluşuyoruz. Bu ne 'Neo-Osmanlıcılık'tır ne de Türkiye'nin bölgeye dönük emperyal hevesleri anlamındadır. Türkiye bütün halklar için refah ve demokrasi istiyor."

DÜZENLEMENİN NEDENLERİNİ PAYLAŞTI

"Etrafımıza çok dikkat etmemiz gerekiyor" diyen Çelik, şöyle konuştu: "Dış politikamızın görünen yüzünde diplomatlarımız, görünmeyen yüzünde istihbarat teşkilatımız var. Türkiye'nin bekaasını ve yüksek menfaatlerini düşünerek, etrafımızdaki bu kaos ortamını, istihbarat teşkilatımızın bu kaos ortamını yönetmek üzere siyasi iktidara danışmanlık hizmeti vermesinde bir aksama ortaya çıkmaması için bu düzenlemeyi yaptık. Yoksa biz geçmişte birilerinin birine yaptığı gibi kimseye özel yasa çıkarmıyoruz. Bizi daha önceki gibi bir takım çetelerin önünü açmakla suçluyorlar. Türkiye tarihi boyunca devlet görevlisi sıfatını taşıyan kişilerin kurduğu çeteler de dahi olmak üzere, en büyük hesaplaşmayı gerçekleştiren Başbakanımızdır."

MİT'İN ÖNEMİNİ ANLATTI

Terör örgütüyle en etkin mücadele yöntemlerinin kullanıldığına vurgu yapan Çelik, sözlerini şöyle tamamladı: "Diyorlar ki, 'Bunlarla nasıl görüşürsünüz?' Sayın Başbakanımızın dediği gibi, 'Terörle mücadele, siyasetle müzakere.' Biz bu politikamızın arkasındayız. Bugün Oslo Görüşmeleri denilen görüşmeleri mahkum etmeye çalışanların, kendi dönemlerinde nasıl karanlık işlere imza attıkları dün görüldü. İstihbarat teşkilatları kendi hedef gruplarını manüple eder, yönlendirir, kandırır, içine eleman sokar. Ama bu şekilde devletin emniyet birimleri, askeri, istihbarat teşkilatı, entegre bir stratejinin parçalarıdır. Her biri diğerinin işini yapacak olsa ayrı ayrı kurumlara gerek yoktur. Ama hangi yapı içinde olursa olsun, yanlış yapandan hesap sorarız. Biz Türkiye'de darbelerle, cuntalarla, ölüm tehditleriyle 27 Nisan muhtıralarıyla, Başbakana suikast girişimleriyle hesaplaşmış bir iktidarız. Dört çeteden mi korkacağız? Herkes şunu bilsin, bu iktidar hiç bir zaman milletine karşı olmaz. Bizi cemaatle, milletle çatışma içinde göstermek isteyenlerin bizim mahallemizde yeri yok. Onlara bu mahallede kiralık ev yok. Onlar CHP, MHP ve BDP'nin mahallelerine gitsin."

CHP SÜNGÜLERE SARILMASAYDI AYAKTA OLMAZDI

Konuşmasında CHP, MHP ve BDP'ye yönelik eleştiriler yönelten Çelik, "CHP daha önce süngülere, darbelere sarılmasıydı bugün ayakta olmazdı. Ak parti ise etrafındaki ateş çemberine rağmen ayakta" dedi.

Toplantının bir bölümü basına kapalı olarak gerçekleştirildi.



YB (BY/RT)