Akçakocalı Aydın Akın, 1968 yılında Berlin Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimi görmeye gitti. Ardından Berlin'e yerleşen vergi uzmanı Aydın Akın, Türklere uygulanan çifte vatandaşlık, vize, yerel seçimlere katılamama, Türkiye'den evlenenlere lisan şartı, vergi kesintisinde çocuk parası ve emekli ödemelerindeki adaletsizlikler nedeniyle protestolarda bulundu. 2005 yılının Eylül ayından itibaren Berlin'de her gün işine bisikletiyle giderken ve evine dönerken megafonla, zil ve düdükle protestolarda bulunan Aydın Akın'ın adı 'Bisikletli Hak Savaşçısı'na çıktı. Akın kurduğu internet sitesi ile de mücadelesini dile getirirken, Almanya'da yaptığı protestolarla da basında yer aldı.

Evli ve 3 çocuk babası Aydın Akın memleketi Akçakoca'da yaptırdığı aile mezarlığında da mücadelesini ve protestosunu kitabelere taşıdı. Akın, akciğer kanserine de dikkat çekerek erken teşhis için kanser kontrolü yapılmasını tavsiye etti. Yukarı Mahalle'de bulunan mezarlığına 6 kitabe yerleştiren Aydın Akın, çocuklarına vasiyette bulunarak haksızlıkların kalkması durumunda 7'nci kitabenin mezarlığa konulmasını istedi.

MÜCADELEMİ VE PROTESTOLARIMI KİTABELEŞTİRDİM

Protestoları ve mücadelesinin kalıcı hale gelmesini istediğini söyleyen Aydın Akın, "Ben vergi uzmanıyım. Vergi konusunda kitap yazdım. Ama demokrasi, siyasi konuda bu protestomu kitaplaştırmam uzun süreceği için, her an ölebilirim diye, protestolarımın boşa gitmemesi, mücadelemin kalıcı hale gelmesi için kitabeleştirdim. Avrupa'nın bu iki yüzlülüğünün unutulmaması için mezarımda protestoya karar verdim. Bu 6 kitabeyi aile mezarlığıma koydurdum. Çocuklarıma vasiyette bulundum, Almanya'da Türklere uygulanan haksızlıklar kalktığı zaman çocuklarım yedinci kitabeyi buraya koyacaklar" dedi.

Türkiye, İspanya, Portekiz, Yugoslavya ve Yunanistan'ın Almanca'daki baş harflerinden oluşan 'www.tspjg.de' adresli internet sitesinde Türklerin hakları için destek isteyen Aydın Akın, İsviçre'den Akçakoca'ya gelen bir ekibin ise kendisiyle ilgili belgesel hazırladığını söyledi. Her gün bisikletiyle protestoda bulunduğunu söyleyen Akın, "Her sabah kendime ait işyerine giderken ve gelirken yaklaşık 40 kilometre pedal çevirip, düdükle, megafonla haklarımız için protestoda bulunuyorum. Bu nedenle adım bisikletli hak savaşçısına çıktı. Bu mücadelemle ilgili belgesel çekildi" diye konuştu.

Aydın Akın'ın geçen yıl yaptırdığı aile mezarlığının etrafındaki kitabelerde şu ifadeler yazıyor:

'ALMANYA KAZANILMIŞ HAKLARI GERİ ALDI'

"Kahramanlardan özür dilenmelidir. Bu yıl Almanya ve Türkiye'de işgücü göçünün 50'nci yılı kutlanmaktadır. Yapılan etkinliklerde üst düzey yetkililer sıkılmadan, utanmadan bu insanlara teşekkür etmektedirler. Oysa 'Eşit haklar ve görevler' sözüyle işgücü kabul eden Almanya hem kazanılmış haklarımızı geri aldı (!) hem de özellikle Türklere çifte vatandaşlık, vize, yerel seçimlere katılamama, Türkiye'den evlenenlere lisan şartı gibi engellerin yanında vergi kesintisinde çocuk parası ve emekli ödemelerinde v.s. adaletsiz davranırken, Türk yetkililer de bu haksızlıklara hep sessiz kaldılar. İşte bunun için bu ülke önce özür borçludur. Almanya'da haksızlık ve ayrımcılık devam ettiği sürece 01.09.2005'ten bu yana gece gündüz, kar yağmur demeden zil, düdük, megafon eşliğinde her gün 40 km. pedal çevrirek Berlin caddelerinde sürdürdüğüm bisikletli protestoma Allah'ın izniyle buraya mezara kadar devam edeceğim. Allah yardımcım olsun. Berlin 11/2011)

KANSER KONTROLÜ TAVSİYESİ

"Kansere fırsat verme. Yaşam boyunca hiç sigara içki içmedim. Hiç ilaç kullanmadım. Hiç hastalanmadım. Aralıksız spor yaptım. Sağlıklı yaşadım, vücuduma hep saygın davrandım. Her yıl yaptırdığım ve bu kez de başarılı geçen sağlık kontrolünden tam iki hafta sonra hiç ağrı sızı yokken ve de kendimi güçlü hissettiğim bir sırada tamamen tesadüf eseri 24.01.2008'deki yapılan muayenede akciğer kanseri olduğum tespit edildi. Bugün erken bulgunun çok önemli olduğuna inandım, bizzat yaşadım. Şu an güçlü görünmene güvenme. Eğer kanser ateşinin ocağına düşmesini istemiyorsan hemen kanser kontrolünü yaptır. Ve sen de sevdiklerini bu konuda uyar."

'MEDENİ AVRUPA BENİ ALDATTI'

"Medeni (!) Avrupa beni aldattı. Mareşalin (Mekanı cennet olsun) TBMM'de, medeni Avrupa'yı önü parlak arkası zifiri karanlık aya benzetmesindeki doğruluğuna bizzat şahit oldum, yaşadım. Önce 'Tek adam', sonra 'Tispjg' olarak yaptığım protestolar eşliğinde yazdığım kitap, broşür, enformasyon ve yazılarla politikacıları, ülkeyi yönetenleri ve onların dümen suyunda giden dernek, sendika ve de medyasını tenkit ettim. Yasaları çıkarları yönünde uygulayıp halkı aldattıklarını, yabancılar arasında dahi 'iyi-kötü yabancı' ayrımı yaptıklarını gördüm, yaşadım. Ben de kanser bulgusundan sonra medeni (!) Avrupa'nın bu iki yüzlülüğünün unutulmaması için onları mezarımda protestoya karar verdim."

'YURTDIŞI TÜRKLER KAHRAMANDIR'

"Yurtdışı Türkler kahramandır. Hem kendi ülkelerinin, hem çalıştıkları ülkelerin hem de bu iki ülke yol güzergahında olan ülkelerin kalkınmasında büyük pay sahibi olmalarına rağmen bu ülkelerde devamlı aşağılanan, hakları çalınan mücadele arkadaşlarım üzülmeyin. Sizler eğitimsiz gönderildiğiniz bu ülkelerde padişahlarımızın, cumhuriyet hükümetlerimizin yapamadıklarını yaptığınız eserlerle belgelediniz. Tarihe kahraman olarak geçtiniz. Sizler artık iki ülke arasında bir taraf, güç oluşturdunuz. Gelecek kuşaklar onları lanetle, sizleri sevgi ve rahmetle anacaklardır."

BABA ÖĞÜDÜ

"Anam, babam, dedem, ninem size minnettarım. Sene 1968 yer Atatürk Havalimanı. İhtisas için babam, üvey annem ve ablam beni Almanya'ya uğurluyorlar. Babam (müteahhit Osman), 'Seni ne kendim ne de kendin için okutuyorum. Seni sadece insanlığa faydalı olman, haksızlığa, ayrımcılığa karşı bilinçli mücadele edebilmen, işçinin, ücretlinin, ezilenin safında olman, onları aydınlatman ve de koruman için okutuyorum. Bu mücadelende bıraktığımız servet senin güvencendir. Haksızlık karşısında susma, gerekirse onları sat. Ve bizim aile terbiyemizde paranın (helal kazancın) namus ve şereften sonra geldiğini sakın unutma' dedi. Mekanınız cennet olsun."

MEHMET AKİF ERSOY'DAN ÖZÜR DİLEDİ

"Mehmet Akif Ersoy'dan özür diliyorum. Büyük şair, gençliğimde, sıkıntılı, güçsüz anlarımda şiirlerini okur güç toplardım. Yaptıklarını beğenir seni çok severdim. Ama hayranı olduğum medeni Avrupa'yı 'sırtlan kümesine' v.s. benzetmene üzülüyordum. Yaşadım ve gördüm ki tespitinde çok haklıymışsın. Mekanın cennet olsun."



AY(MÇ/CK)