Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü celsesini Almanya'nın Türkiye Büyükelçisi Martin Erdmann ile Hollanda, Norveç ve İsveç Büyükelçiliklerinden çok sayıda yetkili izledi.

Kimlik tespitinden sonra savunmasını yapan ilk isim Av. Yılmaz Sunar, 6 aydır tutuklu olduğunu belirterek, "Siyasi casuslukla" suçlanmasının ağrına gittiğini söyledi. İddianamenin iki kez iade edildiğini, iade gerekçesi 5 eksiklikten 3'ü giderilmeden davanın açıldığını ve iddianamenin hukuka aykırı delillerle inşa edildiğini öne süren Av. Sunar, şunları anlattı:

"28 yıllık avukatım. Büyükelçiliklerle ilişkim, vekil ilişkisidir. Her ay vergi dairesine büyükelçilikler için fatura kesiyorum. Yaptığım iş, iltica başvusunda bulunan kişilerle ilgi araştırma yapmak, iltica talebinde bulunanların verdiği belge ve bilgilerin gerçek olup olmadığını araştırmaktır. Ele geçirildiği iddia edilen belgeler de Büyükelçiliklerden incelemem için verilen evraklardır. Viyana Sözleşmesi ve mutlak dokunulmazlık kuralı gereği, Büyükelçilik evrakına nerede olursa olsun el konulamaz."

Av. Sunar, tahliye talebinde bulunurken de şu ifadeleri kullandı:

"Yeniden adliye koridorlarına dönüp, mesleğimi yapmak için tahliyemi talep ediyorum diyeceğim, ama basında çok fena geçtim. Bunun anlamı hem siz hem aileniz güvende değildir, adliye koridorlarında artık rahat rahat dolaşamamak demektir."

"SABAH GAZETESİ ADİL YARGILAMA İLKELERİNİ DIŞLADI 

Sunar'ın Avukatlarından CHP eski milletvekili Hüseyin Aygün de Yeni Şafak ve diğer gazetelerin olayı Yılmaz Sunar'ı infaz ederek haberleştirdiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Yılmaz Sunar neden tutuklandı? Daha dün bile Sabah Gazetesi adil yargılama ilkelerini dışladı. Ne yazık ki, bu tavrın Almanya ile ilişkilerimize dayandığını düşünüyorum. Almanya'yı muazzam bir başvuru olan ve tüm suçluları kabul eden bir ülke gibi gösteriyorlar. Oysa kabul oranı yüzde 50'yi bulmuyor. Bu objektif kabul neye dayanıyor? Yılmaz Sunar'ın raporlarına. Ayrıca Almanya'da Diyanet personeline yönelik bir soruşturma başlatılmıştı. Belki yargı dışı birtakım organlar bunun üzerine Yılmaz Sunar'ı casuslukla suçlamıştır diye düşünüyorum. Bu uluslararası ilişkileri de etkileyecek bir durumdur."

Odatv'deki habere göre Av. Ertuğrul Cem Cihan ise Yılmaz Sunar'ın son derece zorlama bir suçla yargılandığını ve yıllardır yapılan işlemlerin suç haline getirildiğini belirterek, "Bu şartlarda müvekillimin tek kişilik hücrede kalması ancak corona virüsten korunma ile gerekçelendirilebilir" dedi.

Tutuksuz sanıklardan Av. Baki Demirhan da duruşmaya Diyarbakır'dan SEGBİS'le katıldı. Av. Demirhan, Yılmaz Sunar'la 1985'ten beri sadece meslektaş değil, kuvvetli dost olduklarını, birbirlerine hem iş hem parasal anlamda destek verdiklerini, diğer sanıkların hiçbirisini tanımadığını, iddianamede gördüğünü anlattı.