MHP Grup Başkanvekili, İzmir Milletvekili Oktay Vural, partisinin İzmir İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında hükümete ve CHP'ye sert eleştirlerde bulundu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, sözlerinin başında Afyonkarahisar’daki patlamada 25 askerin şehit olduğunu hatırlatarak, iktidara şu sözlerle yüklendi:

"Acı ve felaketler içinde olduğumuz bir dönemi yaşıyoruz. Umarım, bu musibetler yaptığımız binlerce nasihattan önce gelir de Türkiye’yi yönetenler aklını başını alır. Her gün şehit vermemiz, onlara 'Birkaç Mehmet' diyen bazıları için bir anlam ifade etmeyebilir ama bu millet için kanını, canını veren insanlar. 25 şehide Allah’tan rahmet diliyorum. Bir devlet nasıl yönetiliyor? Türk silahlı Kuvvetleri tecrübeli insanları üzerinde oynanan birtakım oyunların sevk ve idarede oluşturduğu aksaklıklar konusunda gerekli soruşturma yapılmalı. Kimsenin yanına kar kalmamalı. Bu işin sorumlusu kimse hesabını verecek."

KEVGİRE DÖNDÜ HER YER

MHP İzmir Milletvekili Oktay Vural, Suriye’den gelenlerin Seferihisar’da boğulduğunu, Foça’yı bombalayanların Şanlıurfa’da, Antep’i bombalayanların Amanoslar’da görüldüğünü belirterek, devletin sivil otoritesinin zafiyet içinde olduğunu, memleketin kevgire döndüğünü söyledi. Vural, şöyle konuştu:

"61 mülteci İzmir’de ölüyor. Suriye’den buraya kadar nasıl geldi bunlar? Kevgire döndü her yer. Irak’tan teröristler geliyor vuruyor. Suriye’den mülteciler geliyor. İzmir Türkiye devletinin sivil otoritesi maalesef zafiyet içindedir. Foça’daki bombacılar Şanlıurfa’ya nasıl gitti? Antep’te bombayı atıyorlar Amanoslar’da yol kontrolü yaparken görülüyorlar. Bu millet size devleti yönetme görevi verdiyse kamu otoritesini sağlamak zorundasınız. Kamu otoritesi zaaftadır. Bu cesareti verenler kim? Terörle mücadele yerine siyasal çözüm aradınız. Müzakerecilerle birlikte Habur’da devlet töreni Oslo’da görüşmeler yaptınız. Habur’da devlet töreni düzenleyenlerle, Şemdinli’de teröristle kucaklaşanlar arasında ne fark var? Herkes aklını başına alsın. Bu milleti temsil ediyorsanız adam gibi temsil edeceksiniz. Al birini vur ötekisine. Yeter ya! Askere gönder bayrağını egemenliğini korusun diye şehit olsun. Sonra beyefendiler gitsin onlarla Oslo’da müzakere yapsın. Bir taraftan 10 fidanımızı şehit eden PKK ile BDP buluşuyorsa 'Silah Kürtler’in güvencesidir' diyen Leyla Zana’yı 'akil kadın' yapanların aklını başına alması gerekiyor. Başbakan’ın danışmanı, 'Kandil masada alacağını aldı şimdi silahla daha fazlasını istiyor' diyor. Kılavuzlarını değiştir Recep Tayyip Erdoğan. PKK’nın silahıyla oturduğu masaya bunlar devletin görevlilerini oturttular."

EY YOLDAŞ KEMAL

MHP’li Vural, Sosyalist Enternasyonal’in toplantısına katılan CHP’ye yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü:

"Sosyalist Enternasyonal’e giriyorlar. Başkan Yardımcısı oluyorlar, sonuç bildirisi yayınlıyorlar. Bildirgede, 'Kürt meselesi, İsrail- Filistin meselesi gibi çözüme kavuşmamıştır' deniyor. Ey yoldaş Kemal; İsrail neresi Filistin neresi? Burası Türkiye Cumhuriyeti devleti. 'Irak, İran, Türkiye ve Suriye’yi temsil eden partiler BM yardımı ve uluslararası kuruluşların desteğiyle çok taraflı çözüme kavuşturulmalı' diyor. Elinizi vicdanınıza koyun ya. BDP gözlemci statüsünden bir üst statüye yükseltiliyor. CHP’li Umut Oran konuşmasında, '161 ülkeden gelen ilerici, çoğulcu, sosyal demokrat parti temsilcileri' diyor. BDP için bunları söylüyor. Bütün bu ayıplarını örtmek için bize saldırıyorlar."

ÖNCE DÜĞMELERİ DEĞİŞTİRECEKSİNİZ

Vural, CHP’nin Meclis'te yemin etmek için AK Parti ile yaptığı anlaşmaya 'şike anlaşması' diyerek, şöyle konuştu:

"AKP’nin de CHP’nin de Kürt açılımına 'Hayır' dedik. 'Şemdinli’de barış masası kurulsun' diyenler MHP’ye dil uzatıyorlar. Benim derdim Türkiye. MHP’ye dil uzatırken herkes haddini bilmelidir. 70 model Marksist anlayışla ülkeye bakamazsınız. Her şeyden önce kendi partilerine oy verenleri temsil etmiyorlar. AKP’ye oy verenlerin ruhunu AKP, CHP’ye oy verenlerin ruhunu da yeni CHP temsil etmiyor. Türk meselesi konusunda yandaş ve candaş olan siz değil misiniz? Kürt meselesi yoktur. İzmir mutabakatı da en büyük garantisidir. CHP’ye oy veren temiz yürekli insanlar Meclis'e girsin diye oy verdi Meclis'e girip yemin etmediler. AKP ile protokol imzalayıp Meclis'e girdiler. AKP ile şike anlaşması imzaladılar. Önce bu düğmeleri değiştireceksiniz."

CİLALANMIŞ FOYALARINI DÖKÜYORUZ

Vural, CHP ve AK parti arasında polemik konusu olan Aliağa- Menderes- Cumaovası, hafif raylı sistemi için de "Ben yaptım- şu yaptı diye kayıkçı kavgası yapıyorlar. Protokolün imzaladığı tarih, MHP iktidarda. Şunu aklına koy ey CHP, İzmir sana mecbur değil. Ey AKP İzmir sana mahkum olmayacak. İzmirliler’in hak ettiklerini vermediniz. Metro ve diğerleriyle ilgili neler yaptığınızı biliyoruz. Katkı sağlayanlara teşekkür ediyorum ama MHP’nin bu iradesiyle yaptıklarını neden görmüyorsunuz? Çünkü biz bu iki partinin cilalanmış foyalarını döküyoruz" dedi.

CHP’NİN BİR ELİ YAĞDA DİĞERİ BALDA

Vural, AK Parti ile yerel seçimin 27 Ekim 2013 tarihinde yapılaması için anayasada değişiklik yapma konusunda anlaştıklarını buna göre seçim takviminin 1 Ocak yerine 1 Ağustos 2013 tarihinde başlayacağını belirterek, seçimin 3 Kasım’da yapılmasını istediği CHP’ye şu sözlerle yüklendi:

"27 Ekim saltanat iradesi ile millet iradesini aynı kefeye koyanlara karşı millet iradesini kabul edenlerin günüdür. CHP '29 Ekim tatil. Öncesi de tatil olur' dedi. Bu CHP’nin bir eli yağda bir eli balda. Sanki millet İspanya’ya, deniz kenarına gidecek. 27 Ekim çok anlamlı gün olur. Cumhuriyet kuruluyor. Cumhur iradesini belirliyor. İnşallah tek adamlıkta son bulur."

HERKES YÜZBAŞI ŞERAFETTİN OLSUN

MHP Grup Başkanvekili Vural, İzmir’in kurtuluşunun 90. yıldönümü olan 9 Eylül’de resmi kutlamaların yasaklanmasına sert tepki gösterdi. Vural, gözlerinin yaşla dolduğu konuşmasında şunları söyledi:

"9 Eylül’ün anlamı büyük tabi anlayanlara. Türkiye’de iktidar milli bayramların içini boşaltmaya devam ediyor. Neredeyse milli bayramları kutlayanları suçlu olarak içeri atacaklar. 'Şehitler ölmez vatan bölünmez' demeyi suç haline dönüştürdüler. 9 Eylül mahalli kurtuluş günü olarak kutlanacak. 9 Eylül’ün anlamı çok büyüktür. İzmir’de işgale karşı isyan eden ilk kurşunun atıldığı gündür. Bu bayrak namus ve şereftir. Bu bayrağın İzmir’de dikilmesinden kim rahatsız oluyor? Oraya bu bayrağı Yüzbaşı Şerafettin dikti. Kim rahatsız oluyor bundan? Yayınlıyorlar yönetmelikleri. O bayrağın oraya dikilmemesini isteyenler bu milletin şeref ve namusuyla oynamasınlar. Her ev bayrak assın. Her yer bayrak olsun. Herkes Yüzbaşı Şerafettin olsun. Yükselen bayrak bir daha inmez. Herkes bunu böyle bilsin. Ne günlere kaldık Allah’ım. 'Hayaldi gerçek oldu' diyorlar ya. Benim bayrağım Beytüşşebap’ta indiriliyor. Bu talimatı kim vermişse hakkında işlem yapılacak. 9 Eylül’de Anadolu’yu işgal eden zihniyete karşı nasıl direniş göstermişsek, zihinleri işgal eden bu zihniyetle de biz mücadele edeceğiz."



ED(İÖ/SS)