Gaziantep'te meydana gelen bombalı saldırıda hayatını kaybeden vatandaşların cenaze töreni için kente gelen Devlet Bahçeli, MHP İl Başkanlığı'nda bir basın toplantısı düzenledi. Bahçeli, yaptığı açıklamada Ak Parti ve terör örgütü PKK'ya sert eleştirilerde bulundu. Terör örgütü mensuplarını 'kara kalpli', 'şefkat yoksunu', 'kiralık katil', 'insanlık kasabı', 'gözü dönmüş cani' olarak nitelendiren Bahçeli, "İnsanlık yolundan tamamen ayrılan insan sevgisi taşımayan kiralık katiller zıvanadan çıkmıştır" diyerek şöyle devam etti:

"Maalesef geçtiğimiz günler ve haftalar, Mehmetçiklerimizin, polislerimizin, korucularımızın ve vatandaşlarımızın hayat ve varlık haklarına diş bileyenlerin faaliyetlerine fazlaca şahitlik etmiştir. Din, dinayet, millet ve milliyet demeden zalimliğini, pespayeliğini ve insafsızlığını her fırsatta gösteren bölücü terör acımasızca saldırılarını sürdürmüştür. Merhametten nasibini almayan tetikçiler, insanlıkla yollarını tamamen ayıran kiralık katiller, mübarek günlerde zıvanadan çıkmışlardır. Allah korkusu, millet saygısı ve insan sevgisi taşımayan kara kalpliler bayramı da, Ramazan ayını da hepimize zehir etmişlerdir. Emin olun, acıma ve şefkat duygularını tamamen yitirmiş bu uğursuzların vicdansızlıkları tarifsiz ve benzersizdir. Ramazan Bayramı'nın ikinci gününde, Gaziantep'te terörün vahşet ve iğrenç yüzü ne yazık ki bir kez daha kendisini göstermiştir. Gözü dönmüş canilerin kanlı eylem ve emellerinden hiçbir suçu günahı olmayan insanlarımız da payını almıştır. İnsanlık kasapları, sivil, masum, çocuk, kadın, genç ve yaşlı demeden alçakça saldırılarını icra etmiş ve can almaya devam etmiştir. Aziz milletimizin ne dayanacak hali, ne de sabredecek zamanı kalmıştır. Teröristler hükümetin atalet, acziyet ve miskinliğinden istifade ederek Türkiye'nin her yanını eylem sahası haline dönüştürmüş, kan borsasını her yöremize kurmuştur."

3 SEÇENEK DE PKK'YA ÇIKIYOR

MHP lideri Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gaziantep'te bomba yüklü bir aracın uzaktan kumandayla infilak ettirilmesi sonucunda ortaya çıkan felaket tablosu bunun en açık kanıtı olmuştur. Milletçe acımız büyük ve öfkemiz taşma noktasına kadar kabarmıştır. Ahlaksızca, kalleşçe ve canice yapılan bu saldırganlığı tüm gücümle lanetliyorum. Türk milletinin birliğinden ve bütünlüğünden rahatsızlık duyanların Gaziantep'i seçmesi tesadüf olmasa gerektir. Patlatılan bombanın tam anlamıyla arkasında kimlerin durduğu ve hangi amaçları gözettiği net olarak açıklığa kavuşturulmalıdır. Olayda güvenlik ve istihbarat eksikliklerinin olup olmadığı, bomba yüklü aracın olay mahalline nasıl sevk edildiği konuları da vuzuha erdirilmelidir. Pek tabiidir ki, meselenin üzerindeki sis bulutu aydınlatılmalıdır. Bu kapsamda karşımıza üç seçenek çıkmaktadır. Bu saldırı ya PKK terör örgütünün doğrudan doğruya bir işidir. Ya Suriye veya diğer bazı bölge ülkelerinin istihbarat teşkilatları vasıtasıyla PKK'ya ihale ettiği ve AKP zihniyetinin Suriyeli muhalifleri destekleme inadına kanlı bir karşılıktır. Ya da Türk milletinin mevcudiyetinden rahatsız olan ve kardeş kavgasına düşmesini projelendiren küresel güç odaklarının yine bölücü terör örgütüne verdiği cinayet görevidir. Açıkça söylemek isterim ki, bu 3 ihtimalin kapısı da PKK terör örgütüne direk açılmaktadır. Meseleyi yalnızca bir zaviyeden ele almak veya şüpheleri sadece bir noktaya çekmek çok doğru ve mantıklı değildir. Gaziantep'in, hedef saptırmak ve kavga fitilini tutuşturmak için müsait bir yer olarak belirlendiği şüphesi bizde bir hayli fazladır. Her şeyden önce, sınırlarımızın hemen ötesinde istikrarsızlık almış başını gitmektedir. Komşu coğrafyalardaki hesaplaşmaların vatanımıza bir yol ve yöntemle girmesi için amansız bir arayış olduğu tartışmasızdır. Bu da iki kanal ve yolla olabilecektir. Bunlardan birincisi mezhep, diğeri ise etnik merkezlidir. Yakın zaman içinde bazı şehirlerimizdeki Alevi-Sünni gerginliği ve bu çerçevedeki kışkırtmalar mezhep ihtilafının tezgâhlanmaya çalışıldığına işaret etmektedir. Buna rağmen, aziz milletimizin sağduyusu ve hoşgörüsü, yüce dinimizi alet ve inançlarımızı ajite etmeye çalışan iç ve dış mihraklara aradıkları imkânı bugüne kadar vermemiştir. Ne yaptılarsa Alevi kardeşlerimizle Sünni kardeşlerimizi karşı karşıya getirememişlerdir. Akla ziyan tuzaklar ve tahrikler mezhep temelli kıvılcımı tutuşturamamıştır."

Suriye'deki ateşin Türkiye'ye sıçramak üzere olduğunu ifade eden Bahçeli, son zamanlarda yaşanan acı kayıpların temelinde ise 1 Ağustos 2009'da başlatılan yıkım projesinin vahim sonuçları olduğunu vurgulandı. Terörle mücadelenin siyasi ve manevi sorumluluğunu omuzlarında taşıyamayan bir körlüğün hükümet cenahında hakim olduğunu anlatan Bahçeli şöyle dedi:

DAĞDAKİ CANİLERLE UTANMADAN KUCAKLAŞIYORLAR

"Kaldı ki, Meclis'te temsil edilen PKK maşalarının dağdaki canilerle utanmadan kucaklaşmaları ve üstelik gerilla diye aklamaya çalışmaları, verilen tavizlerin ve gösterilen müsamahaların acı meyvesi olarak fazlasıyla dikkat çekmektedir. Yine bazı milletvekillerinin 'arkadaş ve genç' diyerek takdim edip sevimli göstermeye cüret ettikleri alçakların nasıl bir cinayet makinesi oldukları her fırsatta tekerrür etmektedir. Habur ve Oslo rezaletleriyle gelinen bugünkü ağır ve sancılı süreç, Türk milletinin bin yıllık kardeşliğini havaya uçurma riskini daha da belirgin hale getirmiştir. Durum had safhada ciddilik kazanmış ve tehlike ileri düzeyde artış göstermiştir. Sivil ve masum vatandaşlarımızı da pençesine alan bölücü terörün, Türkiye'yi yaşanmaz bir yer haline getirerek melanet taleplerini elde etmeye çalışmak için her vampirlikten medet umacağı net olarak anlaşılmıştır. Amaç Türkiye'nin bölünmesi, milletimizin dağılmasıdır. Ve elbette küslüğün, düşmanlığın ve dargınlığın kurumsallaşmasıdır. Bu itibarla bölücü terör örgütünün Gaziantep'teki eylemi reddetmesi yalnızca bir oyalama ve zaman kazanmaya yönelik sinsi bir adımıdır."

KANLI EYLEMLER

Bahçeli, Türkiye'deki PKK'nın sivillere yönelik kanlı eylemlerden de örnekler vererek sözlerine şöyle devam etti:

"Kundaktaki bebekler ve anne karnındaki yavrular yine insanlık müsveddelerinin hunharlıklarıyla canlarından olmuşlardır. PKK terör örgütü, özellikle Güneydoğu ve Ortadoğu Anadolu illerindeki eylemlerde Kürt kökenli vatandaşlarımızı da öldürmüş, yaralamış, kaçırmış ve tehdit etmiştir. Bugüne kadar etnik bölücülüğün taleplerinde azalma ve eksilme hiç olmamıştır. Verdikçe daha fazlasını istemiş, aldıkça daha da şımarmıştır. Çünkü eşik aşılmış, ayrı devlet, ayrı bayrak, ayrı dil ve ayrı millet hayalden gerçeğe doğru yol almaya başlamıştır. Bu da tabiatıyla vatanımızın ve milletimizin bölünmesinden, aynı zamanda da devletimizin parçalanmasından başka bir manaya gelmemektedir. Artık AKP hükümeti bir karar vermeli ve irade oluşturmalıdır. Bölücü terörün alanını daraltmalı ve üzerine kararlılıkla gitmelidir. Korkmamalı, çekinmemeli ve geri durmamalıdır. Asılsız ve temelsiz özgürlük, demokrasi ve barış sözlerinin haramzadelere kolaylık ve uygun zemin vermekten başka bir şeye yaramadığını görmelidir. Başbakan Erdoğan net ve açık olmalı, temsil ettiği millet görevinin icaplarını acilen yerine getirmelidir. Bize göre demokratik açılım isimli yıkım projesinden ve sözde Kürt sorununu konuşmaktan bir an önce vazgeçilmelidir. Ayrıntılı ve çerçevesi medyaya, iş alemine, sivil toplum kuruluşlarına ve siyasete kadar uzanacak terör ve bölücülük soruşturması açılmalıdır. Cumhuriyet savcıları bugün değilse ne zaman görevlerinin gereğini yapacaklardır? Irak'ın kuzeyine hava ve kara destekli operasyon icra etmek ve Kandil'in kökünü kurutmak için hemen harekete geçilmelidir. Ve bu kapsamda Barzani'ye anladığı dilden konuşmak ve haddini bildirmek için zaman kaybedilmemelidir."

Bahçeli, Oslo'da dönemin MİT müsteşar yardımcısı tarafında ifade edildiğini hatırlattığı

şehirlere PKK tarafından yerleştirilen bombalar hakkında gerekli açıklamaların da yapılmasını istedi.