Anma programı öncesi yaklaşık 600 polis Hopa’da geniş güvenlik önlemi aldı. Rize’den gelen takviye polis ekipleri ile birlikte programın yapılacağı Hopa meydanını çevreleyen tüm ara sokaklar polis kordonuna alındı. Eylemcilerin 'Lokumcu Meydanı' adını verdiği alanda yer alan yaya üst geçit giriş ve çıkışları kapatıldı, ilçe Kaymakamlığı önüne polis barikat kurdu. Bölgede, Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) ile iki ambulans hazır bekletildi. Program başlamadan önce Artvin Emniyet Müdürü Hüsrev Salmaner, çevresindeki kabalalık ekiple güvenlik önlemlerini kontrol etti. Hafta içerisinde kurulan MOBESE kameraları ile meydan ve çevresi izlendi. Erken saatlerde Hopa meydanında toplanan çevik kuvvet daha sonra ara sokaklara çekildi.

Anma programına Metin Lokumcu’nun kardeşi Osman Lokumcu ile aile fertleri, Bağımsız İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Alper Taş, Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Genel Başkanı Çetin Erdolu, Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) Genel Sekreteri İsmail Tonbul ile Rize ve Artvin’den gelen bazı sivil toplum örgütü temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı.

YÜRÜYÜŞ SIRASINDA KISA SÜRE GERGİNLİK

Hopa Belediye Parkı'nda toplanan yaklaşık 1000 kişi, Metin Lokumcu’nun fotoğrafının yer aldığı, 'Tek yol sokak, tek yol devrim', 'Metin için adalet', 'Metin Lokumcu onurumuzdur' ve 'Hepimiz Hopalıyız, hepimiz eşkıyayız' pankartları taşıyarak Hopa Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti.

Bu sırada gruptan ayrılarak polisin barikat kurduğu ara sokaklardan geçip meydana yürümek isteyen bazı kişiler ile tertip komitesi ve Lokumcu ailesi fertleri arasında gerginlik oldu. Metin Lokumcu’nun kardeşi Osman Lokumcu, "Buradan giderseniz ben de ailemi alıp giderim” diyerek kişilerin gruptan ayrılmasını önledi.

"METİN HOCA’DAN SONRA 1 YILDA 200 KİŞİ KATLEDİLDİ"

Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol, geçen 1 yıl içerisinde 200’den fazla kişinin polisin gaz bombası kullanması nedeniyle hayatını kaybettiğini belirterek, "Daha dün Çayan Birben, 'Astımlıyım, sakın ha' dediği halde gaz sıkılarak katledildi. 200 insan toprak altında. Bütün bunlar, 'Kafanızı kaldırmayın. Toprağınıza, çayınıza, suyunuza, derelerinize, ormanlarınıza sahip çıkmayın, emreden padişahın karşısında kafanız öne eğin ve ses çıkarmayın' toplumu istendiği içindir. Buna izin verilecek mi? Onurumuzu kafamızı kaldırarak en yüksek sesle söylemek zorundayız" dedi.

ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, 1 yıl önce Metin Lokumcu'yu kaybettiklerini anlatırken,  "Geçen sürede Hopa’ya sahip çıkanlar yargılandı. Metin Lokumcu’yu katledenler hala daha yargılanmadı. Burada aynı zamanda adalet için buluştuk. Lokumcu’nun katilleri yargılanmalıdır. Bu yürüyüşümüz o katillerin yakasına yapışma yürüyüşüdür” diye konuştu. Yalova’da akrabası ve köylüsü olan Çayan Birben’in Metin Lokumcu gibi polis tarafından gazla öldürüldüğünü ööne züren Alper Taş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İdris Naim Şahin nerede? Her konuşmasında gevezelik yapan, halkı aşağılayan İdris Naim Şahin, bu ölüm hakkında ne diyor? Sağlık Bakanı ne diyor? Hani biber gazı sağlığa zararlı değildi. Bir gencimiz öldü. Cenazesi kaldırılacak. Çayan'ımıza sahip çıkmamız lazım. Başbakan herkesi aşağılıyor. Çiftçilerden başladı, gençleri, öğrencileri, sanatçıları, kamu çalışanlarını, kadınları, Kürtleri ve alevi yurttaşlarımızı aşağıladı. Bu memleketin gelmiş geçmiş en ayrımcı, bölücü Başbakanı ile karşı karşıyayız. Hopa Metin Lokumcu meydanından sesleniyoruz; Başbakan, öyle stadyumlara doldurduğun insanlara güvenme. O stadyumları dolduran çok diktatör, çok despot gördü dünya halkları ama onların adları yok artık."

İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı 'yaşadığı ve doğduğu toprakların halkına ihanet ettiğini' öne sürdü. Tüzel, "Onuruna, çayına, suyuna sahip çıkan halkın üzerine sadece seçim mitingi gölgelenmesin diye göz göre göre saldırdı, saldırttı. Üzerinden bir yıl geçti. Karadeniz’de yaşanan manzara Türkiye’nin birçok köşesinde yaşandı. Diyarbakır’da da seçme ve seçilme hakkına sahip çıkan bir genç aynı tarihlerde katledildi. Bir yıldır ülkede devlet terörü halkın üzerinden eksik olmadı. AKP’yi protesto etmek bu ülkede suç oldu. İşte onların demokrasi standardı buydu” dedi. Tüzel, şöyle devam etti:

"Kamu emekçileri sokaklarda coplanıyor. İşçilerin grevleri yasaklanıyor. Hava işçilerinin en demokratik hakları, en insani hakları çiğneniyor. Bu iktidar işçiye, kadına, emeğe, hakka, hukuka ve geleceğimize düşman. Metin Lokumcu tek kaybımız değil. Çok kayıplar yaşadık. Şimdi faşist zihniyet bütün gücüyle iktidarını sürdürüyor. Bu iktidara karşı her yerde, alanlarda beraber olacağız, birlik olacağız. Metin Lokumcularımız, şehitlerimiz, kayıplarımız, çocuklarımız, askerlerimiz dağda topraklara düşmesin diye geleceğimize sahip çıkmak zorundayız. Bu faşizmi bu ülkeden kovacağız ve bu iktidarı yeneceğiz. Barışı dostluğu bu ülkede iktidar yapacağız."

Grup, Lokumcu’nun mezarının bulunduğu Kemalpaşa Beldesi Dereiçi Köyü’ne gitti.



MK(TM/İD)