Çayırova İlçesi'nin Rahmi Dibek Caddesi'nde geçen 13 Eylül'de yolun karşısına geçtiği sırada hızla gelen bir otomobilin çarpması sonucu ağır yaralanan Melike Yıldırım, Anadolu Saglık Merkezi Hastanesi’nde yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. Kardiolog, nörolog, nöroşirürjiyen, anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanından oluşan 4 doktor Melike Yıldırım'ın beyin ölümünün gerçekleştiğini aileye bildirerek, istedikleri taktirde organlarını bağışlayabileceklerini söyledi. Baba Seçkin ve anne Tutku Yıldırım kızlarının organlarını bağışlayabileceklerini söyleyerek gerekli prosedürleri yerine getirdi. İddialara göre Gebze Cumhuriyet Savcısı Mustafa Aksu gerçek ölüm olana kadar organların alınmasına ve otopsi yapılmasına izin vermedi.

SAYIN SAVCININ BİR BİLDİĞİ VARDIR

Baba Seçkin Yıldırım, evinde yaptığı açıklamada, çektiği tüm acıya rağmen kızının organlarını bağışlamayı kabul ettiğini, ancak 'adli bir vaka' olduğu için organ bağışı yapılamacağının kendilerine söylendiğini belirtti. Seçkin Yıldırım bu konuda şunları söyledi:

"Bize ilk olarak adli bir vaka olduğu ve organ bağışı yapılamayacağı söylendi. O an kızımın gerçekten organlarını bağışlamak istedim. İki gün daha kızımla birlikte oldum ama organlarını bağışlamak istedim. Mutlaka sayın savcımın da bir bildiği vardır diye düşünüyorum. Adli vaka olduğu için kesin ölüm gerçekleşmeden savcının bu şekilde karar veremeyeceğini ve öldü diyemeceği söylendi. Doğru ya da yanlış bir karar, ben bilemem. Ben üstüme düşeni yaptığıma inanıyorum. Hastanede 4 uzman doktor beyin ölümünün gerçekleştiğini belirttiler. Benim organ bağışı aklımda bile yoktu. Doktorlar söyleyince önce 'istemiyorum' dedim. Kızımın yanına gittim. Kalbe ihtiyacı olan birinde kızımın yaşacağını düşününce, doktorlara organlarını bağışlayacağımı söyledim."

KİMSEDEN ŞİKAYETÇİ DEĞİLİM

Kızının başka bedenlere hayat vermesini gerçekten istediğini söyleyen Yıldırım, "O an kızımın organlarını bağışlamak istedim. Ama bu işin hukuki boyutunu bilmiyorum. Hiç bir şekilde kimseden şikayetçi değilim, davacı değilim. Sayın savcının da bir bildiği vardır. Olayın adli boyutun bilmiyorum. Ama asla kesinlikle şikayetçi değilim. Savcı bey onay verseydi zaten ben evrakları hazırlamıştım" dedi.

Müzisyenlik yapan acılı baba Seçkin Yıldırım, kazanın olduğu bölgedeki yola da belediyenin kalın bir halat koyduğunu, bunun hız kesmek için yeterli olmadığını da belirttiği konuşmasında, "Beddua etmek istemiyorum, Allah başlarına da versin istemiyorum. Ama yapsınlar artık şu yolu. Bir kaç kurban daha mı vermek gerekiyor. Bir kurbana bir ip yaptılar sağolsunlar. Ben biran önce bu yolun yapılmasını istiyorum. Bu işin yüzde 30 şofördeyse yüzde 70'i de devletin suçu" dedi.

BİZİM CANIMIZ YANDI BAŞKASININ YANMASIN

Melike Yıldırım'ın dedesi Cemal Yıldırım, hızlı geçen bir aracın çarpması sonucu torununu kaybettiğini söyleyerek, "Bu yolda bizim canımız yandı, başkasının canı yanmasın. Yola bir urgan gerildi. Ama başka önlem alınmadı. Biran önce yetkililerin bu yolla ilgili önlem almasını istiyoruz" dedi.

Küçük Melike'nin cenazesi de Çayırova'da toprağa verildi.



EA,MI(MB/AAA)