Aydın’da geçen pazar günü meydana gelen olayda, asker firarisi 21 yaşındaki Mahir Zorbey Demirkaya, sevkedildiği adliyede tutuklanmış, annesiyle vedalaştıktan sonra kaçınca, peşinden takip eden polis memuru M.S.’nin tabancasından çıkan kurşunun başına isabet etmesiyle ağır yaralanmıştı. Hastaneye kaldırılan Demirkaya, ölürken, polis memuru M.S. önce tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalmış, savcının bir üst mahkemeye yaptığı itirazla tutuklanmıştı. Çok sayıda asker ve polisin katıldığı Demirkaya’nın cenaze töreninde konuşan Aydın Emniyet Müdürü Ahmet Turan Temel, silah kullanılmasını gerektirmeyen bir durumda ateş açıldığını, bu nedenle polis memurunun idari yönden kusurunun çok olduğunu, ailenin üzüntüsünü paylaştıklarını dile getirmişti.

İFADELERİYLE İKİNCİ ACIYI YAŞATIYORLAR

Polis kurşunuyla ölen Demirkaya’nın ailesine bir destek de, İzmir’de beş yıl önce, 'Dur' ihtarına uymadığı gerekçesiyle açılan ateş sonucu başından vurularak ölen üniversite öğrencisi Baran Tursun’un babası Mehmet Tursun’dan geldi. Tursun’un ölümüyle ilgili davanın sonunda, koşarken dengesini kaybedince tabancasının ateş aldığını savunan polis memuru O.E.A. 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Oğlunun ölümünün ardından adına vakıf kuran, mücadelesini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyan Mehmet Tursun, Demirkaya ailesinin yanında olduğunu bu tip olayların artık son bulması gerektiğini söyledi. Tursun, “Olayı yakından takip ettim. Bu tip olaylarda en belirgin özellik, 'Ayağım kaydı, düştüm. Tabancam ateş aldı' şeklindeki ifadeler. İzmir’de Baran Tursun, Antalya’da Çağdaş Gemlik, Tokat’ta Mustafa Uslu, Aydın’da da Mahir Zorbey Demirkaya’nın ölümlerinde polislerin bahanesi nedense hep aynı. Dalga geçer gibi. Bu durum, polislerin ahlaki değeri haline gelmiş. Aslında bu ifadeler biz ve diğer aileler için ikinci acı. Özür dilenip pişmanlık yerine ikinci acıyı böyle yaşatıyorlar. Ancak hakim ve savcıların, bu tip ifadelere itibar etmemesi gerekiyor. Nasıl olur da, her olayda, seken kurşun kişilerin hep başına isabet eder. Başka yere, mesela yanındaki meslektaşına neden isabet etmez bunlar araştırılmalı” dedi.

İNSANİ DUYGULAR ÖNE ÇIKIYOR

Aydın Emniyet Müdürü Temel’in açıklamaların ise sevindirici olduğunu söyleyen Tursun, “Aydın’daki olayda bir farklılık yaşandı. Asker, polis, aileyi kucakladı, sahip çıktı, korumaya aldı. Ancak diğer olaylarda hep sanık polisler korundu, aileler unutuldu. Son olaydaki açıklamalar ve tavırla, insani duygular daha da öne çıkmaya başladı” diye konuştu. Tursun, tüm yaşananlara rağmen Demirkaya ailesinin yanında olduklarını, dayanışma içinde hareket ederek kimseye muhtaç etmeyeceklerini dile getirdi.

MÜDÜRDEN ÖZELEŞTİRİ

Aydın Emnilet Müdürü Ahmet Turan Temel, bu olayda farklı bir tutum izlemiş, aileye taziye ziyaretinde bulunmuş, gencin cenaze namazına da katılmıştı. Emniyet Müdürü Temel, “Öncelikle teşkilat olarak çok üzüntülüyüz. Tabii silah kullanılmasını gerektiren bir olay yok. Arkadaşımızın orada ciddi idari hatası gözüküyor. Silah kullanma yetkisi mevzuatla bellidir. Belki havaya ateş açabilirdi, ancak şahsın üzerine doğrultarak, ağır cezalık bir suç yok ortada. Ne kadar tutuklansa da üzerine doğrultarak ateş edilmemesi gerekiyordu. Vahim bir olay, üzgünüz. Yanlış anlaşılmasın diye İçişleri Bakanlığı’ndan müfettiş talep ettik. En kısa sürede gelecektir. Hem idari hem hukuki yönden olay soruşturuluyor. Örtbas edilmesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Şahitler var, kameralar var, mahkemede şu anda” demişti.



TT (İÖ/AAA)