Muğla’nın Marmaris İlçesi’nde faaliyet gösteren Marmaris Çevrecileri Derneği ve Muğla Üniversitesi işbirliği ile yürütülen körfez araştırmalarının 11’inci etabı sona erdi. Muğla Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Nuri Tarkan, DHA’ya yaptığı açıklamada, çalışmalar sırasında körfezde yer yer mazot ve atık yağ tabakalarına rastladıklarını söyledi. Bu tabakaların denizlerin oksijen almasına engel olduğunu belirten Prof.Dr. Tarkan, “Bunun yanı sıra oksijen üreten deniz çayırları yani Posedonia Oceanica’yı etkiler ki, bu çayırların bölgedeki varlığı çok önemlidir. Körfezin bugünkü durumuna bakıldığında bu oksijen depolarının yok olmaya yüz tuttuğu görülmektedir. Rakam verecek olursak tüm körfezin sadece yüzde 15’lik kısmında varlıklarını sürdürmeye çalışmaktadırlar. Geçen temmuz, ağustos, eylül hatta ekim aylarında suların kirlilik göstergelerinde amonyum fosfat, nitrat, nitrit ve koliform bakteri düzeyleri olması gerekenden daha fazla, oksijen oranları da tam tersine gerekenden çok daha düşük seviyede ölçülmüştür” dedi.

DENİZ ANASI POPÜLASYONU ARTIYOR

Prof.Dr. Tarkan, Marmaris Körfezi’nde kirliğin artması ve oksijen oranının azalmasıyla deniz anası popülasyonunun arttığına dikkat çekti. Körfez ve yakın deniz alanlarında denizanalarına yoğun şekilde rastlandığını ifade eden Prof. Dr. Tarkan, “Bunların arasında yeni türler de bulunmaktadır. Hatta bazılarına mart ayında da rastlanmıştır. Denizanaları neden bu kadar artmıştır? Özellikle zehir etkisi yüksek bazılarının bu sularda sıklıkla görülmesi neyin işaretidir? Denizanaları çok düşük oksijen içeren kirli sularda rahatlıkla yaşayabilmektedirler. Diğer canlıların bölgeyi terk etmesi ya da ölmesine karşın bunlar yaşamlarını sürdürebilmektedirler. Her yıl 130 milyon insan denizanalarından olumsuz yönde etkilenmektedir” dedi.

KOLİFORM BAKTERİ ÇOK YÜKSEK

Çalışmalarında baz alınan 18 istasyonun bazılarında koliform bakteri (evsel atık kaynaklı hastalık yapan bakteriler) miktarının kabul edilebilir düzeyin üstünde çıktığını belirten Prof.Dr. Tarkan, “Mavi bayrak kriterleri arasında da yer alan bu bakteriler körfez içerisinde bazı noktalarda çok yüksek değerler veriyor. Bu konu hakkında bir an evvel önlem alınması gerekir” dedi.

NELER YAPILMALI

Körfez çalışmalarının 12’inci ve son etabını Nisan ayında yapacaklarını ve tüm çalışmalarını bir kitap haline getireceklerini kaydeden Prof. Dr. Tarkan şöyle devam etti:

“Dövizle, parayla karşılaştırılmayan, bozulduğu zaman yeniden kazanılamayacak doğal güzelliklerimizi koruma önlemlerini vakit geçirmeden almamız gerekiyor. Marmaris’in de bir zamanların Haliç’i olmaması için öncelikli olarak kurumlararası işbirliği sağlanmalı, deniz altındaki atık maddeler toplanmalı, denetimler sıklaştırılmalı ve özellikle Marmaris’te yaşayanların çevre bilinci eğitim ve uygulama yolu ile güçlendirilmelidir. Deniz trafiği kesinlikle daha sıkı kontrol altına alınmalı. Körfez içinde demirleme yapılmamalı bunun yerine şamandra sistemleri kurulmalıdır. Dereler ıslah edilmeli, denize gelen erozyonlu topraklar önlenmelidir. Kıyı şeridi ve yakın alanlarda inşaatlar yapılması kısıtlanmalıdır. Körfeze ek mendirek, yat limanı gibi denizde kirlilik yükünü artırabilcek tesisler yapılmamalıdır. Tur teknelerinin denetim altına alınması zorunludur. Bunların sayılarının arttırılmasına izin verilmemeli, kapasite artımı yapılmamalıdır. Deniz yaşam alanları, insanlar tarafından işgal ediliyor. Drenaj, kanalizasyon ve taşkın kontrol sistemlerinde yapılan çalışmalar yetersiz kalıyor. Katı atıklar denizlerden uzaklaştırılamıyor. Tüm bu nedenlerden dolayı Marmaris Körfezinin ekolojik dengesi bozuluyor.”



DEB(İÖ/AAA)(FOTOĞRAF)